Sürdürülebilir tekstil teknolojileri üreten Jeanologia, 2025 yılına kadar tüm denim kumaşların üretim sürecini sudan arındırmak için denim tedarikçileri ile bir araya gelerek sektörü yeni projelere teşvik ediyor.
İspanyol şirket, denim üretiminde suyu hava ile değiştirerek, kimyasalları giysiler üzerine aktarmak için E-flow gibi su tasarrufu sağlayan teknolojileri kullanıyor. Şirket, su kullanımını yüzde 65 oranında azaltan bir ozon yıkama işlemi olan Eco G2 teknolojisi ise sektörde yeni bir çığır açıyor. Geleneksel yıkama ve terbiye süreçleri ile aynı etkiye sahip olan bu teknolojiler, çevreye daha az etki ediyor.
Su Tasarrufunda Rekor Oran
Jeanologia, sunduğu bu yenilikçi teknolojiler ile 2017 yılında yaklaşık 8 milyon metreküp su tasarrufu sağladı. Bu miktar, Miami şehrinde bir yıl içinde insan tüketimi için gerekli olan su miktarına eşdeğer. Jeanologia teknolojilerinin yer aldığı 60 ülkede kullanılan lazer, ozon ve eflow teknolojisi sayesinde elde edilen bu oran, sadece suyun değil, aynı zamanda enerji ve kimyasal kullanımın azaltılması ve artan endüstriyel üretkenlik anlamına geliyor.
Jeanologia CEO'su Enrique Silla, konuya ilişkin değerlendirmesinde, “Tamamen sürdürülebilir bir sanayiye ulaşma hedefi ile sürekli olarak çalışıyoruz. Bu nedenle, önde gelen markalar ve tedarikçilerle sıfır kirliliği garanti altına almak, zararlı emisyonları ve kalıntıları ortadan kaldırmak ve üretim sürecinde su, kimyasal ve enerji tüketimini önemli ölçüde azaltmak için güçleri birleştiriyoruz” dedi.
Jeanologia, Suyun Daha Verimli Kullanılmasına Odaklanıyor
“Bunu başarmak için, EIM-Çevresel Etki Ölçme Yazılımı’nı geliştirdik” diyen Silla, sözlerini şöyle sürdürdü; “Bu yazılım konfeksiyon sektöründeki çevresel etkiyi analiz edebilen piyasadaki tek yazılım. EIM ile M&S, Tommy Hilfiger veya H&M gibi tanınmış markaların kullandığı üretim sürecinin çevresel ayak izini ölçmeyi mümkün kılan bir endüstri standardı oluşturduk.”
Bir kaynak olarak suyun her geçen gün daha da artan önemi ile birlikte, su tüketiminin optimizasyonu da zorunlu hale geliyor. Dünya Ekonomik Forumu'nun hesaplamalarına göre, su talebi 2030'da yüzde 40 oranında artacak. Bu durum kumaş boyama ve terbiye sürecinde suyun daha verimli kullanılması ve en az çevresel etkiyi arttırmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha işaret ediyor. “Ürünleri eko-verimli bir şekilde geliştirirsek, ekolojik açıdan sürdürülebilir bir ürün üreteceğiz ve pazara sürdürülebilir bir ürün sunarak şirketimizin hedeflerinden birine ulaşacağız.” diyen Silla, bu konudaki çalışmalarını devam edeceğini vurguladı.
Şirket; önümüzdeki yıllarda, sıfır atık ve sıfır kirliliği garanti eden lazer, ozon, eflow ve H2 Zero teknolojisini birleştiren öncü bir yıkama sistemi olan Loundry 5 Zero ile su ve kimyasal kullanımında yüzde 85’e varan tasarruf oranını sektöre kazandırmayı hedefliyor.