Test Lab, gıdadan kimyaya, medikalden tekstile kadar pek çok alanda müşterilerine özel test cihazları sunuyor. Kaliteli ve sürdürülebilir test sistemleri üretmenin yanı sıra müşteri talepleri doğrultusunda cihazlarda gerekli değişiklikleri yapabildiklerini kaydeden Test Laboratuvar Cihazları San. Tic. Ltd. Şti Yetkilisi Sami Özdemir, üretimini gerçekleştirdikleri ürünlerden firmanın gelecek planlarına, laboratuvarların işlevlerinden firmaların laboratuvar yatırımlarına birçok konu hakkında sorularımızı yanıtladı.
“Tekstilde kullanılan laboratuvar cihazları işimizin sadece bir parçası” diyen Sami Özdemir, sözlerini şöyle sürdürdü; “Üretici olarak her tür laboratuvar ısıtıcıları, karıştırıcıları, etüv ve sterilizatörler, gıda, kimya, medikal, eğitim gibi sektörlerden talep görmekteyiz. Tekstile yönelik olarak, laboratuvar boyama ve yıkama makinaları, fular ve fikse makinaları, ışık kabinleri üretmekteyiz. Aynı zamanda üretici olmanın verdiği avantajı kullanarak, müşteri talepleri doğrultusunda her türlü değişikliği makinelerimizde yapmamız mümkün hale geliyor.” sözlerine yer verdi.
Laboratuvarlarda Dokunmatik Ekranlı Bilgisayarlara İlgi Artıyor
Tekstilde belirlenen kalite standartlarının kullanılan cihazlar ve teknolojilerin alt yapısını belirlediğini söyleyen Özdemir, “Biz fason üretim yapan bir ülke konumunda olduğumuz için, kalite standartları doğal olarak yurtdışında oluşturuluyor. Türk Standartları Enstitüsü her ne kadar Avrupa standartlarını ülkemize entegre etmeye çalışsa da bu standartların ülkemizdeki üretime yansıması uzun zaman alıyor. Kullanılan cihazlar da bu standartların değişimine göre evriliyor. Son zamanlarda mekanik tasarımlardan elektronik ve bilgisayar kontrollü cihazlara geçişin olduğunu ve bu cihazlarda dokunmatik ekranlı bilgisayar kullanımının arttığını görmekteyiz.” dedi.
“Sektörün Laboratuvar Anlayışı Hammadde ve Ürün Kontrolünün Ötesine Geçemiyor”
Tekstil sektöründe talebin yoğun olduğu test cihazlarına yönelik sorularımızı da yanıtlayan Özdemir, ”Türkiye tekstil sektörü genel olarak giysi ve döşemelik kumaşlar ve bunlara yönelik iplikler üzerine yoğunlaştığı için, cihaz ve test talepleri, bunlarla kısıtlı kalıyor. Ürünün kısa dönemde ışık, yıkama, sürtünme, aşınma gibi etmenlere karşı kalıcılığı ön plana çıkıyor. Katma değeri yüksek, ileri teknolojiler içeren teknik tekstiller ve özel uygulama ürünleri içinse, çok özel tasarımlı cihazlar, yurtdışından temin ediliyor. Ürün bazında örnek vermek gerekirse, elinizde güzel bir pamuk elyafı var, bundan basit bir iplik de yapabilirsiniz veya bunu birçok farklı elyaflarla harmanlayarak, farklı prosesler ve kimyasal uygulamalardan geçirerek, katma değeri çok yüksek ürünlere dönüştürebilirsiniz. Bunu önce laboratuvar düzeyinde başardıktan sonra, üretim sürecine dönüştürmeniz mümkündür. Ancak bu tür çalışmaları ne yazık ki sektörde göremiyoruz. Sektörün laboratuvar anlayışı, gelen hammadde kontrolü ve üretilen ürünün kontrolünün ötesine geçemiyor. Üretilen ürünün test parametreleri de alıcılar tarafından dikte edildiği için, bir anlamda bu testler yalnızca mecburiyetten yapılıyor. Bir alıcının talep ettiği bir test cihazı, başka bir alıcı tarafından talep edilmediğinde ne yazık ki bir süre sonra o cihazın atıl bırakıldığını görüyoruz.” Açıklamalarına yer verdi.
Üretimini gerçekleştirdiği cihazlar ve diğer test ekipmanlarının yanı sıra müşterilerinin sarf malzemeleri ihtiyaçlarına da küçük ölçekte çözüm sunmaya çalışan Test Lab, cihazlarda ihtiyaç duyulan sarf malzemelerini müşterileri için yurt dışından tedarik ediyor.
“Türkiye’de Laboratuvar Alt-Yapısı Minimum Seviyede”
Tekstilde kalite standartlarının yükselmesi ve sürdürülebilir üretim proseslerinin geliştirilmesi için laboratuvarlara büyük görev düşüyor. Bu konuda Türkiye’de laboratuvarlara gereken önem ise henüz yeterince verilebilmiş değil. Birkaç büyük kuruluş dışında Türkiye'de tekstil Ar-Ge laboratuvarı bulunmadığını söyleyen Özdemir, bu konudaki görüşlerini şu sözlerle açıkladı: “Tekstilde kalitenin yükselmesi için, üreticilerin hangi aşamada neyin niye yapıldığının farkında olması gerekiyor. Birkaç büyük kuruluş dışında, Türkiye'de tekstil Ar-Ge laboratuvarı yok. Laboratuvarların çoğu test laboratuvarlarıdır ki, bunlar da sadece müşterinin istediği ürün testlerini gerçekleştiriyor. Örneğin, ürününüz yapılan testten geçmediyse, laboratuvar alt-yapısı olarak ürünün nasıl geçer haline getirilebileceği konusunda, laboratuvar çalışanlarının pek bir katkısı olabileceğini sanmıyorum. Bu tür durumlarda çare yine dışarıdan, kimyasal malzeme veya makine tedarikçilerinden aranıyor. Birçok işletmede fark ettiğimiz önemli bir unsur ise konu laboratuvar olunca her şeyin pahalı ve gereksiz görülmesi. Bu nedenle de laboratuvar alt-yapısı minimum seviyede kalıyor. Bunun yanı sıra bir diğer önemli konu da laboratuvarlarda birçok cihazın d son derece bakımsız olması. Laboratuvarlar, bir endüstriyel mutfak kadar temiz olmak zorundadır ki, buradan gelen sonuçlara güven duyabilelim. Ancak birçok küçük işletmedeki yöneticiler, gerek cihaz gerekse kadro olarak iyi donatılmış bir laboratuvarın üretime sağlayacağı pozitif katkının bilincinde değiller. Ön tarafta şık büroların olduğu birçok işletmede, laboratuvarların son derece bakımsız olduklarını görmek, bu konuda daha çok yol almamız gerektiğini gösteriyor.
Ürün portföyünü geliştirmeye yönelik çalışmaları sürdürdüklerini belirten Özdemir, “İlginç bir yenilik olarak, etüv ve fırınlarımızda Nansulate ısı yalıtım boyalarını kullanarak, cihazlarımızın daha ince ve şık tasarımlı olmasını sağlamayı planlıyoruz. Bu ürünün kullanımı ile cihazlarımız enerji konusunda çok daha verimli hale gelecek. Üreticiyiz ancak her şeyi sıfırdan biz tasarlayalım, biz yapalım diye bir düşüncemiz yok. Daha iyi, daha kaliteli ürünleri müşterilerimize sunmak için farklı ülkelerden, farklı üreticilerle teknolojik işbirliği konusunda da çalışmalarımız devam ediyor.” sözlerine yer verdi.