1984 yılında ısı ve buhar cihazları imalatıyla faaliyete geçen Jenesis 1999 yılından bu yana buhar jenaratörü ve enerji geri kazanım sistemleri üretmekte. Teknolojik gelişmeleri yakından takip eden firmanın Ar-Ge ekibi kendi ürettikleri bir önceki teknolojilerini geliştirmeye odaklanmış durumda. Dünya’da örnek gösterilen teknolojik üretimlerin sahibi durumunda olan firma üretimlerini ISO9001:2015 standartlarında CE ve EAC sertifikaları ile gerçekleştirerek Dünya’nın birçok noktasında, birçok sektörün hizmetine sunuyor. Buhar jeneratörü teknolojisi konusunda 2017’de başlayıp 2019’da üretime aldıkları HUB buhar üretim sistemi ile ilgili tüm merak edilenleri Jenesis Genel Müdürü Fatih Savaşkan ile konuştuk. Makine mühendisi olan Savaşkan, kendi konusuna hakim ve sistemin tüm detaylarını en ince ayrıntısına kadar biliyor. Hiç bilmeyenin dahi okuduğunda ayrıntılı bilgi sahibi olabileceği röportajımızı 2 bölüm halinde yayınlayacağız. İkinci bölüm Ağustos sayımızda, iyi okumalar…
‘’Jenesis olarak, işletmelerin özellikle artan enerji maliyetleri ve insan sağlığına verilen önemin artmasına bağlı olarak tasarruf yapmak ve iş güvenliğini artırmak yönünde planlamalar yapmaya devam ettiği günümüzde, ihtiyaçları karşılayacak sistemleri üretebilmek adına Ar&Ge çalışmalarımızı sürdürüyoruz.’’ Diye sözlerine başlayan Savaşkan ‘’Gelinen noktada 50 barg ve üzerindeki buhar basınçlarında çalışan enerji santralleri veya buharlı gemilerde kullanılan su borulu kazan dizaynı ile nispeten daha küçük kapasitelerde üretilen buhar jeneratörü dizaynı birleştirilerek özel “Turboblok” iç yapısıyla 2019 yılı içerisinde buhar dünyasına yeni bir sistem kazandırdık. İlk uygulamalarını 2019 yılında yaptığımız Jenesis HUB sistemi uygulamalarımız duyuldukça yurt içi ve yurt dışından talepler artarak devam etmektedir. Dünyada benzeri üretimler olsa da yerli bir firma olarak 1984 yılından bugüne edindiğimiz tecrübe ve Ar&Ge çalışmalarına ayırdığımız bütçemiz ile dünyada üretilen teknolojinin 1-2 adım daha önüne geçmeyi başardık.’’ dedi.
Sistemin çalışma prensibini ve ilk göze çarpan avantajını ise ‘’Geliştirilen Jenesis HUB Otomasyon sistemi sayesinde modüler olarak 3 t/h’den 100 t/h’e kadar buhar kazan daireleri kurmak mümkündür. HUB sistemi; temelde farklı kapasitelerde üretilen modüllerin kaskat bağlanması ve merkezi bir otomasyondan eşit yaşlandırmalı olarak kontrol edilmesi prensibine dayanan bir sistemdir.
Düşük Yatırım Düşük İşletme Maliyeti
Avantajları sayesinde hem daha düşük ilk yatırım hem de daha düşük işletme maliyetine sahiptir. Örneğin toplam buhar ihtiyacınızın 10 t/h olduğunu kabul edersek yedekli çalışma durumunda 2 adet 10 t/h buhar kazanı yatırımı yapılmalıdır. Kazan arızasında tüm fabrikanın durması riski alınarak tek kazan yatırımı da tercih edilebilmektedir. Hatta ileride kapasite artırımı planlanıyorsa kazan tekrar tekrar alınabilecek bir sistem olmadığından dolayı 10 t/h yerine 15 t/h kazan yatırımı yapılması planlanabilir. Buhar kazanları kapasitelerinin altında kullanıldıklarında verimleri düşmektedir. İlk etapta büyük bir kazan dairesi kurup düşük kapasitede çok verimsiz çalıştırmaktansa, HUB sistemi sayesinde ihtiyaç kadar modüller ile yüksek verimde üretim yapabilmek mümkündür. Böylece hem ilk yatırım hem de işletme maliyetleri düşürülmüş olacaktır.
Jenesis HUB sisteminde ise modüler dizayn olduğundan 2,5 t/h*4 modül ilk etaptaki buhar ihtiyacını karşılarken 1 modül de yedek amaçlı alınarak toplamda 12,5 t/h ve 5 modül yatırımı yapmak yeterli olacaktır. İleride kapasite artırımı söz konusu olursa ilave 2,5 t/h modüller ile kapasite istenildiği kadar artırılabilecektir. HUB sisteminde 1 - 1,5 - 2 - 2,5 - 3 ve 4 t/h olmak üzere farklı kapasitelerde modüller bulunmaktadır. Her modül aynı kapasitede seçilebileceği gibi sezonluk artış/azalışlar veya anlık pik çekişlerinize göre farklı kapasitelerin birlikte çalıştığı kombinasyonlar da yapılabilir.’’ Diyerek açıklayan Savaşkan geliştirdikleri sistemin sıfır patlama riski taşıdığını söyledi.
Yüksek Güvenlik, Sıfır Patlama Riski
‘’Jenesis HUB sistem buhar kazanlarında su borulu dizaynları sayesinde patlama riski sıfırdır. Skoç tipi kazanlarda bulunan stok su miktarının çok olması ve üzerindeki kontrol sistemlerinin bu suyun içerisinde bulunmasından dolayı zamanla hatalı algılamalara bağlı oluşan ve hem fabrikaların hem de insanların hayatına sebep olan patlama riski, su borulu Turboblok dizayn sayesinde sıfıra indirilmiştir. Kullanılan 250 bar’a dayanıklı borular ile boruda uzun zamanda oluşabilecek korozyona bağlı bir yırtılma dahi olsa patlama gerçekleşmez ve sadece su sızması olur. Bu özelliği sayesinde insan yaşayan mahallere dahi konulabilir ve kanunen ana binadan uzakta ayrı bir bina yapılarak kazan dairesi oluşturulma zorunluluğu ortadan kalkıyor. Bununla birlikte üzerinde 9 kademe emniyet sistemi bulunmaktadır. Emniyet donanımları sayesinde sistem kendisinde bir sorun oluşması durumunda dahi başka sorunların oluşmasına engel olmaktadır. Her üretilen sistem 65 nokta fonksiyon testinden geçirilerek tüm dünyaya güvenle ihraç edilmektedir.’’ devam edecek…