Karbon elyafın yüksek mukavemet, anti-korozif, düşük ağırlık ve ısıl genleşme gibi özellikleri nedeniyle otomotiv sektöründe gördüğü yüksek talep, sonunda SGL Automotive Carbon Fibers ve BMW’yi harekete geçirdi. Otomotivin ve Karbon elyaf üretiminin iki dev ismi, bu alanda dünyanın en büyük fabrikasını açmak için 200 milyon dolarlık yatırım yaptı. SGL ile ortak olduğu ABD’de bulunan Moses Lake’teki mevcut fabrikaya yapılacak bu yatırım sayesinde BMW, elektrikli i3 modelinde kullandığı karbon fiberi, mevcut spor modellerinde de kullanabilecek. Yapılan yatırımla 3 bin ton olan üretim kapasitesinin 9 bin tona çıkarılması planlanıyor. Burada üretilecek fiber ipliği, Almanya’da işlenecek.
Zeki Bir Malzeme Karışımı
SGL Group CEO'su Dr Jürgen Köhler, BMW ile birlikte yaptıkları bu yeni yatırımla birlikte karbon elyaftaki standartları yeniden belirleyeceklerini söylerken, karbon elyafın geleceğin otomotiv sanayisi için çok önemli olduğunun da altını çizdi. BMW’nin Teknoloji Geliştirme Sorumlusu ve Yönetim Kurulu üyesi Klaus Draeger ise sürdürülebilirliğin önem kazandığı günümüzde, karbon emisyonlarını azaltmak için daha hafif ve daha az yakıt tüketen araçlara olan ilginin gittikçe arttığını belirtti. Bu bağlamda karbon elyafın büyük önem kazandığın işaret eden Draeger, spor modellerinde ve elektrikli araçlarda, çelikten yüzde 50, alüminyumdan yüzde 30 hafif ancak çok sağlam olan karbon elyaftan üretilen parçalara ağırlık vermek istediklerini söyledi. BMW’nin karbon elyaftan direksiyon, tek parça kardan mili ve karbon fiber alaşımlı hibrit bir jant ürettiğini anımsatan Draeger, karbon fiberi seri araç üretiminde daha fazla nasıl kullanılabileceğini araştırdıklarını kaydetti. Draeger, ayrıca otomobil yapımcılarının daha sıkı yakıt ekonomisi ve emisyon düzenlemelerinin etkisiyle araçlarının ağırlığını azaltmaya çalışırken, güçlü çelik, alüminyum ve karbon fiber içeren zeki bir malzeme karışımını tercih edeceklerini söyledi.
Çelikten 3 Kat Daha Güçlü
Aksa tarafından Türkiye'de de üretilmeye başlanmasıyla sıkça gündeme gelen karbon elyaf, bugün uçak, uydu sistemleri, kişisel koruyucu ekipmanlar, basınçlı kaplar ve otomotiv endüstrisinde yoğun olarak tercih edilirken dünyada da kullanımı hızla artıyor. Dünyanın en dayanıklı elementleri arasında gösterilen, katma değeri çok yüksek ve stratejik bir ürün olan karbon elyafın ana bileşimleri karbonlaşmış akrilik elyaf, katran ve naylondur. Karbon elyafın molekül yapısı, bal peteği biçiminde olduğu için parçacıklar birbirine kenetlenmesi nedeni ile çelikten 5 kat daha hafif olmasına rağmen 3 kat daha dayanıklı.
Dünya genelinde hızla büyüyen karbon elyafa olan ihtiyacın 2015'te 80 bin, 2020 yılında 160 bin ton olması bekleniyor. Yanmayan, korozyona uğramayan hafif bir ürün olan karbon elyafın, hızla günlük hayatta kullanılan ürünlerin ana malzemesi olmaya aday. Kompozit sektörünün hammaddesi olan karbon elyafın kullanımını hızla artırdığı sektörlerin başında otomotiv geliyor. 100 kilometrede 1 litre harcayan hibrid ve 'city car' olarak adlandırılan elektrikli otomobillerde (EV) karbon elyaf ağırlıklı olarak kullanılıyor.
400 Yolcuyu Maliyetsiz Taşımak Mümkün
Havacılık sanayi de kompozit kullanımının hızla arttığı sektörler arasında. Yeni nesil yolcu uçaklarının gövdelerinde kompozit kullanımı artıyor. Bu oran yüzde 10'lardan bugün A380 ile yüzde 50'ye kadar çıkıyor. Yine yük alan helikopterler ve uçakların arkasındaki kapaklar da tamamen kompozitten üretiliyor. Denizcilik sektöründeki kompozit kullanımının ise yat endüstrisinde hızla arttığı görülüyor. Norveç'te kompozit malzemeden imal edilen bir feribotun, benzerlerine göre 40 ton daha hafif olduğu kaydedildi. 40 ton, 100 kiloluk 400 yolcunun sıfır maliyetle taşınması anlamına geliyor. Fenollü reçinelerle birleştirilmiş karbon lifli dokumalar, yavaş yanma özellikleri nedeniyle, ısı kalkanları ile roket ve balistik araçların burunlarında kullanılıyor. Karbon lifi ve karbon kompozitleri, normal grafitten daha iyi mekanik özellikler taşıdıklarından, roket motoru parçalarında, yataklarda ve nükleer uygulamalarda tercih ediliyor.