Küresel yünlü kumaş sektöründe önde gelen firmalardan birisi olan, Avrupa’nın en büyük yünlü kumaş üreticisi Yünsa, üretim süreci, TPM (Toplam Verimli Yönetim) faaliyetleri, AR-GE çalışmaları ile yakaladığı başarıyla dikkat çekiyor. Türkiye ve Avrupa yünlü kumaş pazarının zirvesinde tek başına oturan firmayı Textil Dünyası Dergisi olarak Çerkezköy’deki üretim tesisinde ziyaret ettik. Yünsa Üretim Direktörü Muhammet Eken ve Kalite Sistemleri Uzmanı Sema Kırkoyun’dan firmanın üretimi, kalite yönetimi ve hedefleri hakkında bilgi aldık.
Yünsa Üretim Direktörü Muhammet Eken, üretim süreciyle ilgili sorularımızı yün tedariği ve iplik üretiminden başlayarak yanıtladı. Yün tedariğini yıkama işlemi tamamlandıktan sonra, Avustralya’dan (Merinos) gerçekleştirdiklerini belirten Eken, iplik hazırlama hattıyla günde 12 ton iplik ürettiklerini belirtti. İplik ihtiyacının yüzde 90’lık kısmını kendi üretimlerinden karşıladıklarını anlatan Eken yüzde 10’luk kısmı ise ithal ettiklerini söyledi. Yünsa’nın 4 adet hazırlama hattı olduğunun altını çizen Eken, sözlerini şöyle sürdürdü; “Hatlarımızı büyük çoğunlukla NSC’nin en son teknoloji tarama ve çekme makinelerinden oluşturduk. İplik kalitesini hazırlama hattında yapılan işlemlerden sonra kazandığı için hatlardaki makinelerimizi mümkün olduğunca teknolojik olarak güncel tutmaya özen gösteriyoruz.”
Dört tane hazırlama hattının renklere göre bölünmesiyle üretimde kalite sıkıntılarının önüne geçtiklerini kaydeden Eken, Yünsa olarak iplikhanede ring makinalarının yer aldığı kısmı da renklere göre böldüklerini söyledi. Makina yoğunluğu nedeniyle strayhgarn ve kamgarn tesislerini ayırdıklarını anlatan Eken; “Böylece işletmeler rahatlamış oldu. Bu tesislerin verimi arttı, strayhgarn tesislerinde Nm 10/1 ile 16/1 skalasında günlük 500 kg ile 1 ton arasında iplik üretebiliyoruz” şeklinde konuştu.
ITMA’da Farklı Bir Bakış Açısı Kazandık
Şirketin, 1999 yılında ITMA’da farklı bir vizyon kazandığının altını çizen Eken; “ ITMA’da iplik kopuşlarını engelleyecek çözümler sunan kompakt makinası ile tanıştık. Mevcut olan Zinser makinalarımızın yanına 5 tane de Suessen marka kompakt makina alımı gerçekleştirdik. Türkiye’de ilk kompakt makinalarda iplik üretebilen yün üreticisi biz olduk. Yıllar içinde de tüm makinalarımızı bu kompakt sisteme entegre ettik. Şu anda tüm makinalarımızın üstünde Suessen kompakt modernizasyonları var iplikhane iğ kapasitemiz 32 bine, üretim miktarımız günde 12 ton civarına ulaştı” diye konuştu.
Bobin dairesi hakkında da ipuçları veren Eken ağırlıklı olarak Oerlikon Schlafhorst makinalar kullandıklarını açıkladı. Kullanılan makinaların üstünde USTER® QUANTUM 2 ve 3 model kontrol ve test cihazlarının olduğunu anlatan Eken; “Tüm üretimi Online olarak takip edebiliyoruz, bunun dışında Xorella fikse makinamızla da bobin üretimini sorunsuz bir şekilde gerçekleştiriyoruz” dedi.
Dokuma makinesi çeşitliliği ile esnekliği yakaladık
Dokuma bölümünde Benninger çözgü kullandıklarını anlatan Eken; “Çözgü makinalarımız Benninger ancak dokuma hazırlık için Uster otomatik Tahar makinası ve TMT haşıl makinaları kullanıyoruz” dedi. Eken sözlerini şöyle sürdürdü; “Yünsa’da, Picanol ve Dornier rapier ağırlıklı makinalar yer alıyor. Geçen yıl ve bu yıl yaptığımız ilave dokuma yatırımları ile günlük 50.000 metre yünlü kumaş dokuma kapasitesine ulaştık. Böylece Türkiye’de ve Avrupa’da kendi bünyesinde üretim yapan en büyük yünlü tesis olduk. ”
Dokuma tezgâhları hakkında önemli bilgiler veren Eken; “Rapierli tezgâhların dışında hava jetli tezgahlarımız da var. 1992 yılından beri yünlüde ilk hava jetli tezgah kullanan firmayız. Ağırlıklı geniş en dokuma yaptığımız için likraya uygun makine alıyoruz. Esneklik amacıyla sonraki yıllarda aldığımız tezgâhlar Picanol oldu” dedi. Eken; “Tezgah çeşitliliği ile her üreticinin öne çıkan özelliklerini geliştirdiğimiz kalitelerde değerlendirme imkanı bulduk” ifadesini kullandı.
Boyama işlemlerini Elyaf, İplik ve Kumaş boyama olarak yapabilen firmanın renk devamlılığını sağlamakta da zorlanmadığını vurgulayan Eken ‘Günde 5 tona yakın bobin boyama işlemi yapabildiklerini, Kumaş boyada da 15 bin metre gibi bir kapasitelerinin bulunduğunu söyledi. 2012 yılında bu kapasitelerini 20.000 metreye çıkarmayı düşündüklerini söyleyen Eken, gelen siparişlerde elyaf boyama, iplik ya da kumaş boyama gibi çoklu tercih şanslarının olduğunun altını çizdi.
Boyahanede Yerlilerin Yanı Sıra,
Kranz ve Thies Öne Çıkıyor
Boyahanede kullanılan makinalara da değinen Muhammet Eken, genelde Kranz,ve Thies makinalarının yanında yerli Dilmenler boya makinesini kullandıklarını söyledi. İplik boyama kısmında Kranz, Dilmenler ve Thies makinalarının ağırlıklı olduğunu anlatan Eken; “Kumaş boyada ise ağırlıklı olarak MCS’ler yer alıyor. Şu anda 15.000 metre kumaş boyama kapasitemiz, 5 ton bobin boyama, 5 ton da tops boyama kapasitemiz var” diye konuştu. “Apre hattında ise, halat yıkama ya da dinklenme denilen yünü keçeleştirme özelliğini ortaya çıkaran Zonko yıkama makinaları kullanıyoruz” diyen Eken, Brückner’in katlı ramlarını kullandıklarını belirtti.
Yapılan bu uygulamalardan sonra kumaşın fonksiyonel özelliklerini aldığı kuru apre bölümüne geldiğini anlatan Eken, antibakteriyel kullanım, parlaklık gibi özelliklerinin yapıldığı kuru apre bölümünden sonra Biella ve TMT KD makinalarında kumaşı pişirip boyutsal stabilite kazandırıyoruz. Burada konfeksiyon dayanımı artıyor, formu bozulmuyor ve yün ömrünü burada kazanıyor” diye konuştu. Üretimde en son olarak kumaşın testlerden geçtiğini belirten Eken, müşterilerin isteklerine göre testler yapılıp ürünün teslime hazır hale getirildiğini söyledi.
Temelde İhracata Yönelik Çalışıyoruz
Pazarlama konusunda daha çok ihracata yönelik çalışıldığını anlatan Kalite Sistemleri Uzmanı Sema Kırkoyun ise; “Üretilen ürünün yüzde 70’i ihracat, yüzde 30’u iç pazara yönelik gerçekleşiyor” dedi. İhraç pazarları arasında ağırlıklı olarak Almanya, İngiltere ve Amerika’nın olduğunu ifade eden Kırkoyun sözlerini şöyle sürdürdü; “60’tan fazla ülkeye ihracat yapıyoruz. Yüzde 75 ihracatın yüzde 62’sini Avrupa’ya gerçekleştiriyoruz. Bunun dışında ki yeni pazarlarımız ise Japonya, Çin, Brezilya Arjantin ve Uruguay olarak öne çıkıyor. Amerika, Almanya ve Çin’de kendi satış ofislerimiz yer alıyor. Çin’de 5 tane Çinli çalışanımız var. Çeşitli ülkelerde 20 den fazla temsilciliğimiz bulunuyor.”
Çin’deki faaliyetlere de değinen Kırkoyun, “Ucuz malı zaten Çinli üretiyor ve bizde ülkenin ihtiyacı olan ve daima artma eğiliminde olan lüks tüketime yönelik çalışmalarla faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. İtalyanların orada fabrika kurarak yıllardır uyguladığı bu taktiği biz fabrika kurmadan ve başarıyla yapmaya devam ediyoruz, A Plus adını verdiğimiz ürün segmentimizde bulunan kumaşlarımızı Çin’e satmaya devam ediyoruz” şeklinde konuştu.
Yünsa’nın günümüzde faaliyetlerini Sabancı Holding’in bir iştiraki olarak sürdürdüğünü, yün üretiminin dışında, viskon yün karışımı, polyester karışımı, pamuk karışımı ve keten segmentlerinde de üretim yaptığının altını çizen Kırkoyun; “Bu ürünlerde kullandığımız elyaf tedariki genelde iç pazardan yapılıyor” dedi.
2012’de Fabrika Verimliliğini Arttıracağız
2012 yılında verimliliğe odaklanmaya devam edeceklerini ifade eden Sema Kırkoyun, hammadde, işgücü, makina ve enerji gibi her alanda bu çalışmaların devam edeceğini söyledi. Şubat 2012 tarihi itibariyle Toplam Verimli Yönetim (TPM) çalışmalarına başladıklarının altını çizdi. Dünyada artık karbon ayak izi hesaplanmayan ürünlerin Avrupa gümrüklerden geçemeyeceğinin bilgisini veren Kırkoyun, 2012 yılında çıkacak yasa ile karbon salınım miktarlarının devlet tarafından takip edileceğini hatırlattı.
“Avrupa’daki müşteri artık ekolojik, organik ürünler konusunda daha özverili davranıyor.” diyen Kırkoyun sözlerini şöyle tamamladı; “ Marks &Spencer, Hugo Boss gibi firmalar, kendi karbon ayak izlerini hesaplayabilmesi için bizden doğalgaz elektrik gibi kimyasal sarf miktarlarımızı raporlamamızı istiyorlar. Avrupa’daki nihai tüketicinin çevreye en az zarar veren ürünler kullanmaya yönelik bir alışkanlığı var. Almanya’da Systain danışmanlık firması tarafından tekstil sektöründe çevre açısından CO2 Performansı, enerji maliyetleri, enerji potansiyel tasarruf miktarlarının belirlenmesi projesi başlatıldı. Almanya’da Hugo Boss firmasında bu projede yer alan kuruluşlardan. İlk pilot uygulama Almanya’da yapıldı. İkinci pilot bölge ise Türkiye seçildi ve Hugo Boss’ta Yünsa’yı önerdi. Fabrikaya bir ziyaret gerçekleştirecekler. Makine parkurumuza bakıp enerji tasarruf potansiyeli çalışmaları, karbon salınımı azaltmaya yönelik projeler, geliştirmeye yönelik çalışmalar yapacaklar.”
AR-GE Çalışmaları Tüm Hızıyla Devam Ediyor
Yünsa AR-GE merkezi 25 Ekim 2010 tarihinden bu yana hizmet veriyor. 60 kişilik bir çalışanı bulunan merkezde yenilikçi ürünler geliştirmek, firmaya ait patent portfolyosunu genişletmek, sektördeki dengeleri etkileyebilecek ileri teknolojileri öngörmek, değerlendirmek ve bunların uygulanmasını sağlamak amacıyla faaliyetler yürütülüyor. Şirketin stratejilerinin belirlenmesi, pazar araştırmaları gibi çalışmaların yürütüldüğü merkez, 2011 yılından itibaren hızlı bir gelişme göstererek dikkate değer araştırmalar yapıyor. Yünsa AR-GE merkezi 12 Türk üniversitesiyle iletişim halinde seminerler düzenlerken, uluslararası 7 üniversite ve AR-GE merkezleri ile çalışmalarını sürdürüyor.
Rakamlarla Yünsa 2011
Toplam Kumaş Satışı; %10 artışla 12 milyon metre
Ciro; %36 artışla 214 milyon TL
Faaliyet Karı; %112 artışla 21,9 milyon TL
Net Kar; %173 artışla 14,2 milyon TL