Tekstil ve hazır giyim sektörü, Pakistan ile nihai imzaları atılacak Serbest Ticaret Anlaşması (STA) nedeniyle endişeli günler yaşıyor. Çünkü Çin ile de STA’sı bulunan Pakistan, trafik sapması sonucu Çin’in ucuz tekstil ve hazır giyim ürünlerini Türkiye’ye sokarsa, Türk üreticiler büyük sıkıntı yaşayacak. Ürünlerinin kalitesine güvenen Türk tekstil ve hazır giyim üreticileri, fiyat avantajının ise rekabeti zorlaştıracağı görüşünde.
Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) düzenlemelerinin günümüzün gereksinimlerini karşılayamaması ve çok taraflı ticaret düzeninin yeni pazar açılımları konusunda yetersiz kalması, ülkeleri ikili ve bölgesel ticaret anlaşmaları yapmaya yöneltiyor. Bu çerçevede imzalanan Serbest Ticaret Anlaşmaları (STA) ise gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında ekonomik ilişkileri güçlendiriyor. Diğer taraftan Türkiye, Avrupa Birliği (AB) ile arasındaki Gümrük Birliği nedeniyle, AB’nin ortak ticaret politikasını üstlenmekle yükümlü. Türkiye, AB’nin STA imzaladığı ülkelerle, gümrük vergilerini sıfırlamak zorunda. Ancak aynı ülkelere ihracatta Türkiye’ye uygulanan gümrük vergileri sabit kalıyor.
Türkiye ile 19 Ülke Arasında STA Bulunuyor
Türkiye’nin 19 ülke ile imzaladığı STA (EFTA, İsrail, Makedonya, Bosna ve Hersek, Filistin, Tunus, Fas, Suriye, Mısır, Arnavutluk, Gürcistan, Karadağ, Sırbistan, Şili, Ürdün, Malezya, Morityus, Güney Kore, Malezya ve Moldova) günümüzde halen yürürlükte bulunuyor. Diğer taraftan; Lübnan, Kosova, Faroe Adaları ve Singapur STA’ları iç onay süreçlerinin tamamlanması sonrası yürürlüğe girecek. Gana STA’sının ise yakın zamanda imzalanması hedefleniyor. Ayrıca 16 ülke/ülke grubu ile resmi olarak başlatılmış bulunan STA müzakereleri kapsamında 9 ülke (Ukrayna, Peru, Kolombiya, Ekvator, Meksika, Japonya, Sudan, Cibuti, Katar) ile müzakereler devam ederken, müzakere sürecinde olan diğer ülkelerle de (Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Kamerun, Çad, Seyşeller, Körfez İşbirliği Konseyi, Libya, MERCOSUR) söz konusu sürecin hızlandırılmasına ilişkin çalışmalar yürütülüyor.
Türkiye ayrıca, 10 ülke (ABD, Kanada, Tayland, Hindistan, Endonezya, Vietnam, Orta Amerika Topluluğu, Afrika Karayip Pasifik Ülkeleri, Cezayir ve Güney Afrika Cumhuriyeti) ile de STA müzakerelerine başlama girişiminde bulundu.
Pakistan ile STA Türk Tekstilini Neden Endişelendiriyor?
Tekstil ve hazır giyim üreticileri, 22 Mart 2016’da İslamabad’da STA Çerçeve Anlaşması’nın imzalanmasının ardından, Pakistan ile yapılacak nihai STA konusunda endişeli. 2016 yılının Ocak-Kasım döneminde Türkiye’nin Pakistan’dan ithalatı 128 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Aynı dönemde Pakistan ile tekstil ve hammaddeleri dış ticaret açığı ise yaklaşık 100 milyon dolar. Olası bir STA ertesinde tekstil ve hazır giyim ürünlerinde Pakistan’dan ithalatta çok hızlı bir yükseliş olacak. Sektör profesyonelleri tarafından, STA sonrası Pakistan ile Türkiye arasındaki makasın daha da açılacağı, 2016 yılını zor şartlarda geçirmiş olan Türk tekstil sektörünün bu durumdan olumsuz etkileneceği belirtiliyor.
2011 yılında uygulamaya konan ek vergi öncesinde Pakistan, Türkiye’nin tekstil ürünleri ithalatından yüzde 11’e yaklaşan pay almaktaydı. Bu tarihte başlanan ek vergi sonrası ithalatın toplam içindeki payı yüzde 4’e kadar düşmüştü. Türkiye-Pakistan STA’sı imzalanırsa, ek vergi uygulaması getirilerek alınan koruma önlemleri de kaldırılmış olacak.
Bunun yanı sıra önemli olan bir diğer konu da Pakistan’ın başta Çin olmak üzere birçok Uzakdoğu ülkesi ile STA’sının bulunması. Türkiye ile yapılacak STA sonrası, Çin ve Bangladeş menşeli ürünler Pakistan üzerinden trafik sapması yoluyla Türkiye’ye giriş yapabilecek.
“Sektörün Korunması İçin Pakistan ile STA’ya Dikkatli Yaklaşılmalı”
TMMOB Tekstil Mühendisleri Odası (TMO) Yönetim Kurulu konuyla ilgili yaptığı açıklamada, 2011 yılında uygulamaya konan ek vergi ile kısmen korumaya alınan Türk tekstil sektörünün imzalanması planlanan STA sonrasında zarara uğrayacağını düşündüklerini belirtti. TMO Yönetim Kurulu Başkanı Emre Fidan, “Türk Tekstil Sanayisi, uzun yıllar boyunca desteklenmiş, tedarik zincirinin her halkasında dünya çapında hatırı sayılır konuma gelmeyi başarmıştır. Halen Türk Tekstil-Hazır Giyim ve Deri (THD) sektörünün global tekstil pazarından aldığı pay yüzde 4 civarında olup, bu payı korumak ve büyütmek, içinde bulunduğumuz kırılgan ekonomik yapının güçlendirilmesi için gereklidir. İhracatımızın yaklaşık yüzde 20’sini oluşturan ve istihdam ettiği çok sayıda insan ile sosyal yapının da korunmasına destek olan sektörümüzün Pakistan ile imzalanacak STA’ya dikkatlice yaklaşması gerekmektedir.” ifadelerine yer verdi.
“Pamuklu ve Denim Kumaş Sektöründe İthalat Etkilenir”
STA’nın ithalata ve yerli tekstil üreticilerine etkisi konusunda değerlendirmelerini paylaşan İTHİB Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Gülle ise, Türkiye ve Pakistan’ın kökleri çok eskilere dayanan bir kardeşlik bağı olduğunu vurgulayarak şu sözlere yer verdi; “Türkiye ile Pakistan iki dost ve kardeş ülke. Öncelikle bunu belirtmekte fayda var. Diğer taraftan bu iki dost ve kardeş ülke maalesef tekstil ve konfeksiyon sektörlerinde iki önemli rakip aynı zamanda. 2015 yılı verilerine göre Pakistan, dünya tekstil ve hammaddeleri ihracatında 8,3 milyar dolar değerinde ihracat ile yüzde 2,6 oranında paya sahip. Türkiye, tekstil ihracatında dünyanın 8. büyük ihracatçısı iken Pakistan 10.sırada yer almakta. Aynı zamanda önemli bir pamuk üreticisi olan Pakistan, özellikle pamuklu kumaş, denim kumaş ve ev tekstili sektörlerinde ülkemiz üreticileri ve ihracatçıları için iç pazarda ve aynı zamanda AB ülkeleri gibi önemli ihracat pazarlarında rekabet baskısı yaratma potansiyeline sahip. Bu sebeple ülkemiz ile Pakistan arasında bir STA imzalanması durumunda Pakistan’ın bir rakip olarak potansiyelinin yükseleceği ve özellikle pamuklu sektörlerde ve denim kumaş sektöründe ithalat baskısı yaratacağı muhtemeldir.”
2016 yılının Ocak-Kasım döneminde Pakistan’a tekstil ve hammaddeleri ihracatımızın bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 6,3 gerileyerek 29 milyon dolar değerinde gerçekleştiğini belirten Gülle, aynı dönemde Pakistan’dan ithalatımızın ise 4,5 gerileyerek 128 milyon dolar olarak gerçekleştiğini belirtti. Gülle, sözlerine şöyle devam etti; “Ocak-Kasım 2016 döneminde Pakistan ile tekstil ve hammaddeleri dış ticaret açığımız yaklaşık 100 milyon dolar değerindedir. Pakistan ile yapılması planlanan STA aradaki farkı daha da açacak, 2016 yılını zaten çok zor şartlarda geçirmiş olan Türk tekstil sektörünü daha da olumsuz etkileyecektir. İşte bu nedenle Türk tekstil sektör temsilcileri olarak mümkün olan her fırsatta bu anlaşmanın olası olumsuz etkileri ile ilgili olarak Hükümetimiz ve Bakanlığımız nezdinde endişelerimizi dile getiriyoruz.”
Aralık ve Ocak ayları içerisinde birçok farklı toplantı yaparak tüm İhracatçı Birlikleri ve TOBB Türkiye Tekstil Sektör Meclisi ile bir araya gelerek endişelerini paylaştıklarını dile getiren Gülle, “Bu endişelerimizin dikkate alınacağını umuyoruz.” dedi.
“AB Gümrük Birliği’nde Revizyona İhtiyaç Var”
Tekstil ve hazır giyim üreticileri tepkilerini her platformda dile getiriyor, ancak Pakistan ile STA’nın yürürlüğe girmesi durumunda tekstil ve hazır giyim üreticileri için ilave önlemler gündeme gelebilir. Tekstil ve hazır giyim sektörünün bu durumdan olumsuz etkilenmesinin önüne geçmek için yapılabilecekler konusunda önerilerini paylaşan Gülle, “Alınabilecek en etkili önlem, zarar görmesi muhtemel sektörün belirlenerek anlaşma kapsamına hiç alınmamasının veya hassas ürün olarak nitelenerek gümrük vergisi imtiyazının daha düşük düzeyde kalmasının sağlanmasıdır. Ayrıca STA’nın artan ithalata karşı anti-damping veya diğer korunma önlemlerine izin verecek şekilde kaleme alınması gerekmektedir.” dedi.
Pakistan’ın tekstil ülkesi olması sebebiyle tekstil alanından alınabilecek önlemlerin de kısıtlı olduğuna değinen Gülle, sözlerini şöyle sürdürdü; “Pakistan’ın ihracat ürünlerinin neredeyse tamamı tekstil ürünlerinden oluşmakta. Dolayısıyla Pakistan ile imzalanacak STA’nın her durumda ülkemiz tekstil sektörünü olumsuz etkileyeceğini öngörebiliriz. Pakistan ile STA’nın yaratacağı bu olumsuz etkileri, Ekonomi Bakanlığımıza çeşitli vesileler ile ilettik. Ayrıca, imzalansa dahi STA metninin yerli sanayimize zarar vermeyecek şekilde korunma önlemlerini kapsaması gerektiğini de Bakanlığımız nezdinde hükümetimize ifade ettik.”
Tekstil sektörü açısından sorun yalnızca sadece Pakistan ile imzalanacak STA ile sınırlı kalmıyor. Gümrük Birliği’miz bulunan AB’nin üçüncü ülkelerle yaptığı STA’lar da sektörü zora sokuyor. AB ile oluşturulan Gümrük Birliği’nin Türk tekstil sektörünü Avrupa’da rekabetçi sisteme entegre ettiğini ve küresel tekstil ticaretinde hatırı sayılır bir konuma getirdiğini vurgulayan Gülle, Türkiye’nin AB üyeliğinin gerçeklememesinin ise bu süreci zorlaştırdığını ifade etti.
Başkan Gülle, sözlerini şöyle sürdürdü; “Türkiye’nin AB üyeliğinin gerçekleşmemiş olması AB’nin ticaret politikalarının şekillenmesinde ve uygulanmasında ülkemizin söz sahibi olamamasına yol açmaktadır. Bu durum, gümrük birliği ile AB’nin ticaret politikalarını üstlenen ülkemiz ve sektörümüz için kabul edilemez bir boyuta taşınmıştır. Örneğin, AB ile STA imzalamasına rağmen Türkiye ile STA imzalamaya sıcak bakmayan Cezayir, Meksika ve Güney Afrika menşeili ürünler ATR ile AB üzerinden ülkemize gümrüksüz bir şekilde girebilmektedir. Bu durum ise beraberinde çok önemli sorunları getirmektedir. Dolayısıyla Gümrük Birliği metni günümüz ihtiyaçlarına cevap verememekte ve sektörümüzün koşullarını zorlaştırmaktadır. Bu açıdan Gümrük Birliği metninde geniş kapsamlı bir revizyona ihtiyaç duyulmaktadır.” dedi.
AB ile gümrük birliğinin revize edilmesinin yaşanan sorunların aşılması konusunda Avrupa tekstil sanayisine de güç verecek bir gelişme olacağını sözlerine ekleyen Gülle, “Sektörlerimizin pazarlık konusu haline gelmemesine yönelik AB içerisinde yaşanılan mücadeleye Türk tekstil sektörü olarak daha fazla destek olabileceğiz. AB’nin imzalayacağı STA’lara bu şekilde etki edebilirsek, bu durumdan hem biz hem de Avrupa tekstil sanayisi karlı çıkacaktır.” dedi.
Türk Tekstil Sektörünün Kalite Endişesi Yok
Türk tekstil ve hazır giyim ürünlerinin kalitesinin tüm dünyada alıcılara hitap ediyor. Gülle, Pakistan ile STA imzalanması ve AB ile Gümrük Birliği Anlaşmalarının yerli üreticilerin kalitesine etki etmeyeceğini ancak fiyat konusunda başlangıçta ciddi bir rekabet yaratacağını dile getirdi. Gülle düşüncelerini şu sözlerle paylaştı: “Sektörümüzü Pakistan karşısında endişeye düşüren en önemli faktör esasında Pakistan tekstil sanayisinin rekabetçiliği veya kalitesi değildir. Bu açıdan sektörümüz endişe duymamakta. Ancak fiyat faktörü endişe verici, zira AB ülkeleri ile ülkemizin üretim maliyetleri Pakistan’daki üretim maliyetlerinden çok daha yüksek. Fiyat bazlı rekabet ilk zamanlarda işe yarar, ancak daha sonra tüketici ucuz ürün yerine kaliteyi tercih etmeye başlıyor. Türk tekstil ürünleri gerek tasarımı gerekse kalitesi ile tüm dünyada alıcılara hitap etmektedir. Sektörümüz bu aşamaya güçlü bir rekabet ortamında ulaştı, dolayısıyla bugünden sonra da daha fazla rekabet, sektörümüzü daha da güçlü kılar.”
Gülle son olarak ise, Pakistan ile STA imzalamanın yaratacağı olumsuz etkilerin en aza indirilmesi için sektörün farklılıkları ve avantajlarının hem kamuoyu hem de tüketicilere vurgulanması gerektiğinin altını çizdi.