Türk hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün pazardaki yerini korumak ve daha yukarılara taşımak için tasarım, markalaşma ve inovasyon odaklı bir eylem planı hazırladıklarını belirten Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Şeref Fayat, geçtiğimiz günlerde hükümet tarafından açıklanan Ar-Ge Teşvik Paketi’nin de bu hedeflerin gerçekleştirilmesi konusunda itici güç olması için çalışmalarını sürdüklerini ifade etti. Fayat, konuyla ilgili şu açıklamalara yer verdi; “Hazır giyim ve konfeksiyon sektörü olarak Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100’üncü yıldönümü olan 2023 için 60 milyar dolarlık bir ihracat hedefi koyduk. Hedefe ancak özgün tasarım, markalaşma ve inovasyonla ulaşabileceğimize inanıyoruz. Bu inançla son birkaç yıldır olduğu gibi 2016’da da tasarım, markalaşma ve inovasyon odaklı bir eylem planımız var. Hedeflerimizi gerçekleştirebilmemiz için kamu otoritesinin sektörle yoğun bir işbirliği içinde olması, özel girişimcinin teşvik edilmesi gerekiyor. Turquality projesini, girişimcilere tasarım ve ürün geliştirme faaliyetleri için 1.4 milyon dolara kadar karşılıksız destek verilmesini öngören Tasarım Desteği Tebliği’ni önemli birer adım olarak değerlendiriyorum. Yine Ocak ayında açıklanan Ar-Ge Teşvik Paketi’nin de orta ölçekli işletmelerimiz başta olmak üzere hazır giyim ve konfeksiyon sektörü için son derece olumlu buluyorum.”
Akıllı Ürün Üretiminde Türkiye’nin Payı Artacak
Hazır giyim sektörünün inovatif üretime ağırlık vermesi gerektiğini belirten Fayat, inovasyon sayesinde akıllı ürün üretiminde Türkiye’nin dünyada önemli bir paya sahip olacağını ifade etti.
Başkan Fayat, konuyla ilgili açıklamalarını şu sözlerle sürdürdü; “Türkiye hazır giyim sektörü AB’ye fason üretim yaparak küresel pazarlara açıldı. Bugün artık dünyanın yedinci büyük tedarikçisi konumundayız. Pazardaki yerimizi korumak ve daha yukarılara taşımak için sektör olarak markalaşmaya ve katma değeri yüksek inovatif üretime ağırlık vermemiz gerekiyor. Artık dünyada ‘akıllı ürün’ denen bir gerçek var. Örneğin, giyeni daha zayıf gösteren takım elbise, ütü istemeyen gömlek, antibakteriyel çorap, stres giderici çamaşır gibi sayısız inovatif ürün gündelik hayatımıza girmiş bulunuyor. Türk hazır giyim sektörü olarak inovatif üretimde iddialı bir konumdayız. Sayıları şimdilik az olsa da koleksiyonlarında akıllı ürün oranını yüzde 10-15’e çıkaran firmalarımız var. İnovasyon sayesinde yakın gelecekte çok hızla genişleyecek akıllı ürün yelpazesinde Türkiye’nin önemli bir payı olacağına inanıyorum.”
“İnovatif Ürün Aynı Zamanda Katma Değerli Üretim Demek”
Markalaşma ve inovatif üretimdeki hızlı ilerlemenin ihracatta kilogram başına 50 dolar gelir hedefini de kolaylaştıracağını söyleyen Fayat, “Hazır giyim sektöründe Ar-Ge’ye ayrılan kaynak yüzde birin altında. Geleceğe dair iddialı hedefleri olan bir sektör için bu oran elbette düşük. Ocak ayında açıklanan Ar-Ge Teşvik Paketi sayesinde oranın yukarılara çıkacağına inanıyorum. Ar-Ge çalışmalarındaki artışa paralel olarak inovatif üretimimiz ve akıllı ürün yelpazemiz hızla genişleyecek. İnovatif ürün aynı zamanda katma değerli üretim demek. Markalaşma ve inovatif üretimde ne kadar hızlı ilerleyebilirsek ihracatta kilogram başına 50 dolar gelir hedefini de o kadar hızlı yakalayabileceğiz. Özetle; tasarım, inovasyon ve markalaşmada ne kadar mesafe kat edersek, global pazarlarda elimiz o kadar güçlü olacak, ülkemize o ölçüde döviz kazandıracağız. TGSD olarak bu gerçekten hareketle çalışmalarımızı sürdürüyoruz.” ifadelerine yer verdi.
