Türkiye’nin ihracat yoğun sektörlerinin başında yer alan tekstil sektörü, başarılı performansı ile Türkiye ihracatının lokomotif sektörleri olmaya devam ediyor. 2014’te de dünya piyasalarında ve hedef pazarlarda yaşanan dalgalanmalara rağmen sektör, Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) verilerine göre 2013’teki başarılı performansını geride bırakarak 2014’te gerçekleştirdiği 28.5 milyar dolarlık ihracatını 2015’te daha ileriye taşımaya hazırlanıyor.
İlk Yarıda Neler Oldu?
2015 tekstil beklentilerin yüksek olmasının en büyük rolü, 2014’ün ilk yarı rakamlarındaki artış oluşturuyor. 2014’ün ilk yarısında 2013’e göre yüzde 8.7 oranında artarak 4.5 milyar dolar olan tekstil ihracatı 2011’de yüzde 21.9 artarken, 2012’de yüzde 1.2 oranında gerilemiş, 2013’te de yüzde 7 artmıştı. 2014’ün ilk yarısında Türkiye’nin genel ihracatı yüzde 7.3 oranında artışla 79.9 milyar dolara çıkarken, sanayi ihracatı da yüzde 7.1 oranında artarak, 62.8 milyar dolara yükseldi.
İlk yarıda yüzde 8.7’lik artış performansını yakalayan tekstil hem Türkiye genel ihracatının yüzde 7.3’lük genel artış oranından, hem de yüzde 7.1’lik sanayi ihracatının artış oranından daha iyi bir performans sergiledi. Bu başarısıyla genel ihracat içindeki payıysa yüzde 5.6’dan, 5.7’ye, sanayi ihracatı içindeki payı da yüzde 7.1’den, 7.2’ye çıktı.
Pazarlardaki Değişim
2014 Ocak-Aralık döneminde, AB ülkeleri, Orta Doğu, Afrika ve Türk Cumhuriyetleri’ne yönelik tekstil ihracatı yüzde 4.8 ile yüzde 55.4 arasında değişen oranlarda arttı. Eski Doğu Bloku, Amerika, Asya ve Okyanusya ülkeleriyle diğer Avrupa ülkelerine yönelik tekstil ihracatında yüzde 1.4 ile yüzde 11.7 arasında düşüş görüldü.
Rusya Federasyonu, Ukrayna, Beyaz Rusya gibi ülkelerin aralarında yer aldığı Türkiye’nin AB ülkelerinden sonra en büyük ikinci pazarı olan Doğu Bloku ülkelerine yönelik tekstil ihracatı, yılın ilk yarısında yüzde 11.7 düşerek 741 milyon dolara geriledi. Buna karşın tekstil ihracatında üçüncü en büyük pazar olan Ortadoğu ülkelerine yönelik ihracat yüzde 55.4 oranında artarak 310.6 milyon dolardan 482.5 milyon dolara yükseldi. Böylece Suudi Arabistan, Irak, İran, İsrail ve Kuveyt gibi Ortadoğu ülkelerine yönelik tekstil ihracatı genel tekstil ihracatı içindeki yüzde 7.2’lik payını yüzde 10.7’ye çıkartmış oldu.
Cezayir, Libya, Tunus, Fas ve Güney Afrika Cumhuriyeti’nin dâhil olduğu ülke grubuna yönelik ihracat ise yüzde 4.8 oranında artışla 462.5 milyon dolara ulaştı. Japonya, Çin, Hong Kong, Hindistan gibi ülkelerin yer aldığı Okyanusya ülkelerine yönelik ihracat yüzde 8.8’lik düşüşle 234.4 milyon dolara geriledi. Azerbaycan, Özbekistan, Kazakistan gibi Türk Cumhuriyetleri’nin yer aldığı bölgede ihracat yüzde 38.9 oranında artarak, 88.4 milyon dolara ulaştı.
Yeni Coğrafyalar Öne Çıkıyor
Özellikle Avrupa ülkelerine yönelik üretimi ile öne çıkan tekstil ve hazır giyim sektörleri için son yıllarda Türkçe, Rusça ve Arapça konuşulan coğrafyalarda ve Afrika’da önemli fırsatlar ortaya çıkmaya başladı. Rusya-Ukrayna bölgesinde son dönemde yaşanan siyasi gerginliğin bu pazarda yüzde 30’luk düşüşe neden olmasına rağmen resmi rakamlara yansımayan bavul ticaretinin de 10 milyar dolar civarında gerçekleştiği sanılıyor. Türkiye’nin bir süredir siyasi ve ekonomik ilişkileri geliştirmek amacıyla büyük çaba gösterdiği Afrika ülkeleri. Başta Nijerya ve Kenya olmak üzere Sahra altı Afrika ülkelerinden gelenler sayesinde yeniden canlandı.
“Fırsatları Değerlendirmeliyiz”
İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı İsmail Gülle konu ile ilgili, Türk tekstil sektörünün cari fazlası ile Türkiye’nin cari açığına katkı sağladığını söylerken, Türk tekstil ve hazır giyim sektörlerinin son yıllarda ciddi başarılar yakaladığını, bu başarının sürdürülebilmesi için öne çıkan pazarların iyi değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Gülle, tekstil sektörünün genel ihracata göre daha iyi bir yıl geçirdiğini ifade ederek, "Tekstil ve hazır giyim sektörü açısından bütün bu tablonun üstünde bir neticeyle yılı kapatıyoruz. Yaklaşık yüzde 8'in üzerinde bir ihracat artışıyla bitireceğiz yıl. Baktığınızda 2023 hedeflerine doğru tutturduğumuz, öngördüğümüz hedefler bazında gidiyoruz. Burada bir sıkıntı yok; 2023'e de 9 sene kalıyor. Baktığımızda hala tekstil ve hazır giyim sektörünün ihracat performansının açık ara birinci olduğunu görmek mutluluk verici, diğer sektörler açısından da daha hedefler açısından daha yüksek performanslar olması gerektiğini bize anlatıyor. Bütün olumsuzluklara rağmen, şikayet ettiğimiz maliyet etkenlerine rağmen tekstil sektörünün derin ve sağlam yapısı kendi içerisinde ki değişimi gerçekten, içeride olan bizleri değil, dışarı olan ve izleyen herkesi şaşırtıyor" dedi.