Teknik tekstil alanındaki gelişmelerle insanlık kumaşın nelere kadir olduğuna tanık olurken, tekstilin hayatımızdaki yeri ve önemi de genişlemekte. Günümüzde teknik tekstil ürünleri, dayanıklı ve hafif olmaları nedeniyle askeri alanlardan, tarım alanlarına kadar birçok farklı alanda da kullanılıyor. Yayın Grubumuza teknik tekstil ve nonwoven teknolojilerinideki son gelişmeleri değerlendiren Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Yasemin Korkmaz, artık çevre ile iletişim kurabilen akıllı tekstillerin üretildiğine dikkat çekti.
Tekstil teknolojileri açısından çok hızlı gelişmelerin yaşandığı bir dönemden geçmekte olduğumuzu söyleyen Korkmaz, “Başka bilim dalları ile birlikte gerçekleştirilen multidisiplin araştırmalar sonucunda, tekstil daha yüksek teknolojik bir ürün haline gelmektedir. Bunun sonucunda; nonwoven ve teknik tekstiller hayatımızı kolaylaştıran ürünlerdir. Örneğin; tek kullanımlık ürünlere olan
talebin gittikçe artması nonwoven pazarının büyümesini sağlamaktadır. Tarımda klasik tekniklerin dışına çıkılması ile birlikte seralarda yetiştiriciliğin yaygınlaşması, modern seraların kurulması ile birlikte ısının ve suyun dikkatli bir şekilde kullanılması, ancak teknik tekstiller ile mümkün hale gelebilmiştir” dedi.
Elektronik ile Tekstil Birleşiyor
“Akıllı tekstiller bize değişen çevre koşullarına göre tekstil yüzeylerinin görünümlerini ve formlarını değiştirebilen, çevre ile iletişim içinde olan malzemelerin üretilebilmesini sağlarken, nanoteknoloji ile daha az kimyasal kullanılarak daha etkili sonuçlar alınmaktadır” diyen Korkmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Örneğin, ısı ile renk değiştirebilen fotokromik boyarmaddeler ile boyanan tekstil yüzeylerinde ısıya cevap veren tekstil yüzeyleri üretilmektedir. Faz değiştiren malzemeler ile ısı akış yönü değiştirilebilmektedir. Artık elektronik uyarıcı devreler hızlı bir şekilde tekstiller ile birleşmeye başladı. Amerikan ordusu, yakın gelecekte askeri üniformaların kendi aralarında iletişim kurabilmelerinin yanı sıra, ışığı, ısıyı ve sesi de tespit edebilmesini amaçlayan tekstillerin geliştirilmesi üzerindeki çalışmaları sürdürüyor. Teknik tekstillerden amaca uygun olarak yüksek performans özellikleri beklenmektedir. Örneğin bir medikal üründe antibakteriyel özellik ön planda olurken bunun yanında su emme kabiliyetinin yüksek olması da beklenmektedir. Koruyucu bir giyiside ısı iletim özelliklerinin yanında mukavemet özelliklerinin de mükemmel olması istenmektedir. Anlaşılacağı gibi artık sadece bir giyisi olmak üzere tekstil üretilmemekte, kumaşların üretileceği lif özelliklerinden, dokumasına, terbiyesi ve konfeksiyon işlemine dek olan sürecin dikkatli bir şekilde planlanarak yapılması gerekmektedir.”
Çevre Duyarlılığı Arttı
Artan çevre duyarlılığının tekstil alanında üretim şeklini belirlediğini aktaran Korkmaz, “Üretim sürecinde şimdiye kadar en önemli parametre olarak kabul edilen verimlilik kavramının yanı sıra insana ve çevreye verilecek olan zararın en aza indirilmesi hedeflenmektedir. Akıllı tekstil üretimi, sadece nihai ürünün akıllı olması değil bütün üretim sürecinin akıllı olmasıdır. Karbon emisyonu yanı sıra kullanılan ve atık olarak verilen su miktarları da gelişmiş ülkelerde üretim planlanırken göz önüne alınmaya başlanmıştır. Bu süreçten ülkemizin bağımsız olmayacağı aşikârdır” değerlendirmesini yaptı.
2012 yılında Türkiye’de yaklaşık 1,6 milyar dolarlık teknik tekstil ihracatının yapıldığını anımsatan Korkmaz, “2013 yılında sektör ihracatı, 2012 yılına göre yüzde 11 oranında artarak yaklaşık 1,8 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. İthalat rakamlarına gelince ülkemizin teknik tekstil ithalatı 2013 yılı ihracat rakamlarında olduğu gibi 1,5 milyar doların üzerindedir. Başlıca teknik tekstil tedarikçilerimiz arasında, ilk sırada Çin yer almakta olup, bu ülkeyi Almanya ve İtalya takip etmektedir. 2012 yılında Çin, sektör ithalatımızın yüzde 30’unu karşılarken, 2013 yılında bu oran yüzde 35 seviyesine yükselerek bu dönemde Türkiye’nin Çin’den yapmış olduğu ithalat, 2012 yılına göre yüzde 7 oranında artmıştır. Ürün bazında en fazla ithalatı yapılan teknik tekstil ürünleri incelendiğinde sırasıyla; dokunmamış mensucat (nonwoven) yüzde 12,3, cam lifleri ve yünü yüzde 10,8, plastik emdirilmiş-sıvanmış-kaplanmış mensucat yüzde 9,6, kara taşıtları için hava yastıkları aksam ve parçaları yüzde 8,1 ve plastik-kauçuk sıvanmış-emdirilmiş elyaftan hazır giyim eşyası yüzde 7,8 gelmektedir” dedi.
Yeni Bir Tekstil Politikası
Türk tekstil şirketlerinin AR-GE yatırımlarının arttığına dikkat çeken Korkmaz, “Bu birimlerde çalışan mühendislerin proje üretmeleri yıllardır çok arzulanan üniversite sanayi işbirliğini hayata geçirmektedir. Nanolifler ve kompozit yapılar üzerinde son yıllarda önemli çalışmalar dikkati çekmektedir. Bunun yanı sıra tıbbi tekstiler ile karbon lifi üretimi ile ilgili konularda pek çok önemli çalışma yapılmaktadır. Bu çalışmaların artan bir ivme ile sürmesini temenni ediyorum. Ülkemizin teknik tekstil üretiminde en güçlü olduğu ürün grubunda emdirilmiş dokunmamış mensucat olarak tanımlanabilen nonwoven tekstiller yer almaktadır. Ülkemiz bu ürün grubunun üretiminde ve ihracatında dünyada Çin’den sonra ikinci sırada yer almaktadır. Bunu, bigbag olarak adlandırılan dayanıklı çuvallar, naylon, poliester, esaslı iç-dış lastiği mensucatı, plastik emdirilmiş-sıvanmış-kaplanmış mensucat ve polietilen, poliropil vb. elde edilen ambalaj için torba ve çuvallar takip etmektedir. Burada genellikle hacimsel bir büyüklük söz konusudur. Daha yüksek bilgi birikimi isteyen tıbbi tekstiller, yüksek mukavemetli lifler gibi alanlarda yapılacak olan araştırmalar, mühendislik birimlerinin yanı sıra temel bilimleri de kapsayacak şekilde geliştirilmesi ile mümkündür. Ülkemizde güçlü bir kimya sektörünün olmayışı ise tekstil sanayini dışa bağlı hale getirmektedir. Yüksek performanslı lifler açısından dışa bağımlıyız. Daha Önce tekstil makine üreticilerinin uygulama laboratuvarı haline gelen tekstil fabrikaları; şimdi başka ülkelerde tasarlanan teknik tekstillerin sadece üretiminin yapıldığı yerlere dönüşmemesi için devlet ve Türk tekstil sektörünün öncüleri tarafından gereken önlemlerin hızlı bir şekilde alınması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
Türk Tekstil Araştırma Fonu
Türk Tekstil Araştırma Fonu’nun İnsan ömrünün uzaması, kolayca temizlenebilme ihtiyaçlarının artması, tek kullanımlık hijyenik ürünlere olan talebi artırmıştır. İnsan hayatının kutsallığı vurgusundan hareket ederek tıbbi tekstillere, koruyucu tekstillere olan taleplerde bir artışa yol açmıştır. Depremlerden ve toprak kaymalarında ötürü jeotekstiller, taşımacılık tekstilleri, hijyen ve tıbbi teknik tekstilleri, tekstil takviyeli kompozitler, yüksek performanslı elyaflar, akıllı tekstiller, koruyucu giyisiler, bina ve inşaat teknik tekstilleri ve tarım teknik tekstilleri yüksek büyüme beklenen alanlardır” diye konuşan Korkmaz, Türk tekstil ihracatçıları birliklerinin, üniversitelerdeki araştırmalara yön vermesi amacıyla bir Türk Tekstil Araştırma Fonu oluşturmayı önerdiklerini söyleyerek, böylelikle üniversitelerde yapılan araştırmaların sektörün ihtiyaçları ile örtüşebileceğini, bu fondan yararlanmak isteyenlerin tıpkı TÜBİTAK veya Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na başvuruda bulunduğu gibi projelerini sunmalarına olanak verilmesini dile getirdiklerini belirtti.
Korkmaz, Kahramanmaraş’ın Türkiye’nin en önemli tekstil merkezlerinden birisi olduğunu belirterek, “Düne kadar pamuklu iplik üretimi ile anılan bölgede entegre tesis sayısının artması ile firmalar teknik tekstil alanına doğru kaymaya başlamıştır. Üniversitemizde iletkenlik özelliğine sahip nanolifler hakkında araştırmalar yapılmakta. Yüksek lisans ve doktora öğrencileri ile mikrokapsüller ile yüzeye ilaç aktarılması gibi, daha temiz boyayabilen boyarmaddelerin geliştirilmesi gibi çalışmalar yapılmaktadır. Nonwoven üzerine yapılmakta olan çalışmalar ise henüz emekleme aşamasındadır. Sektörün ihtiyaçları doğrultusunda şekillenecek projelere üniversitemiz her zaman sıcak bakmaktadır” dedi.