Türkiye’de tekstil laboratuvar makineleri konusunda lider üreticilerden olan Ataç Makine, tekstil ve kimya sektörüne özel makine tasarımı, laboratuvar makine ve aksamlarını üretiyor. Kuruluşundan günümüze yaptıkları projeler ve yatırımlar ile sektörde adından sıkça söz ettiren Ataç Makine, dünya çapındaki temsilcilikleriyle Türkiye tekstil makine sektörünün dünyaya açılan ve aranılan bir marka olma özelliğini sürdürüyor. Tekstil sektörü için tasarladığı inovatif ürünlerle her zaman bir adım önde olan Ataç Makine’nin kurucularından Birol Ataç, Tekstil Dünyası Yayın Grubu’nun sorularını yanıtladı.
KTM 2014 Tekstilin Merkezinde Yapılıyor
Birol Ataç, bu yıl Kahramanmaraş Tekstil Makineleri Fuarı KTM 2014 dışında herhangi bir fuara katılmadıklarını ve KTM 2014’te yer almaktan büyük mutluluk duyduklarını söyledi. Böyle bir fuarın yapılmasının hem Kahramanmaraş hem de bölge için geç kalındığını söyleyen Ataç, KTM 2014’ün büyük bir eksikliği gidereceğini söyledi. Ataç, KTM 2014’ü, Kahramanmaraş’ın tekstilin merkezi konumunda bulunduğu ve bölgedeki tekstil fabrikalarının işletmeleriyle iç içe olduğundan dolayı tercih ettiklerini ifade etti.
Ataç Makine olarak, KTM 2014’te patenti kendilerine ait olan ve Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesinden Doç. Dr. Onur Balcı ile birlikte San-Tez projesi kapsamında geliştirdikleri Ekolojik Jigger Terbiye Makinesi ve ürettikleri laboratuvar makinelerini sergileyeceklerini belirtti. Uygulamalı olarak makineleri tanıtacaklarını söyleyen Ataç, KTM 2014’ün çok önemli olduğunu vurguladı.
Eksikliği Gördük
Ataç, Türkiye’de tekstil laboratuvar makineleri alanında çok büyük eksiklik gördükleri için bu alana yöneldiklerini söyledi. Yurtdışına yaptıkları gezilerde gördükleri tekstil laboratuvar makinelerini Türkiye’de üreterek bu alandaki eksiklikleri gidermek için üretime geçtiklerini söyleyen Ataç, daha önceleri ilkel koşullarda yapılan tekstil laboratuvar çalışmalarını ürettikleri makinelerle çok ileri düzeye taşıdıklarını belirtti.
İlk ürettikleri tekstil laboratuvar makinesinin, çektirme olarak bilenen 5 – 10 gramlık numune makinesi olduğunu söyleyen Ataç, üretime geçtikleri dönemde bu işlemlerin tencerede yapıldığı için hemen piyasada fark yarattıklarını ifade etti. “Üretime geçtiğimiz ilk yıllarda, İtalyan bir firmaya fason üretim yapıyorduk. Onlarda üzerine ciddi karlar koyarak Türkiye’ye geri satıyorlardı” diyen Ataç, “Bu ürünlerin servis hizmetlerini de biz sağlıyorduk. Bu sayede kendimizi tanıtma fırsatını bulduk, firmalar bizim ürettiğimiz ürünlerin kalitesini gördükten sonra kendi markamızla üretim yapmaya başladık.
Bizim için dönüm noktası 1999 yılındaki Paris’te yapılan İTMA Fuarı oldu. O fuardan sonra yurtdışına açılmaya başladık. Ürettiğimiz ürünleri gören yabancılar, bu kalitede bir ürünü Türkiye’de nasıl ürettiğimizi görerek şaşkınlıklarını belirttiler. Çünkü bu kalitede bir ürünün Türkiye’de üretilemeyeceğini düşünüyorlardı. Biz bu anlayışı yıkarak, İTMA’da Türk ve yabancı tekstilcilere çok sayıda makine sattık” dedi.
Kendimizi Tanıtamıyoruz
Türkiye’deki makine üreticilerinin en büyük eksikliğinin kendilerini tanıtamadığından kaynaklandığını söyleyen Ataç, kuruldukları ilk günden bu güne kadar reklamasyona çok önem vererek, fuarlara katıldıklarını söyledi. “Mesela Kahramanmaraş’taki fuar çok önemli olduğu için oradayız. Kahramanmaraş ve bölgesinde birçok firmayla çalışıyoruz. KTM 2014 sayesinde oradaki iş hacmimizi daha üst seviyelere çıkaracağımızı ümit ediyoruz” diyen Ataç, Türk makine üreticilerinin bu tip etkinliklere katılmasının çok önemli olduğunu vurguladı.
Farkımız Ar-Ge
Reklam ve fuar çalışmalarının yanında Ar-Ge’ye de çok büyük önem verdiklerini söyleyen Ataç, firma kurulurken, her yıl 2 - 3 projeyi hayata geçirmek gibi bir hedefi belirlediklerini ifade etti. Projeleri hayata geçirmek için çeşitli üniversitelerle işbirliği yaptıklarını söyleyen Ataç, “Marmara, Uludağ, İTÜ ve Sütçü İmam üniversitelerinin tekstil ve makine mühendisliği bölümleri ile birlikte çalışıyoruz. Özellikle Sütçü İmam Üniversitesi ile birlikte çok önemli bir projelere imza attık” dedi.
Ataç Makine’nin daima bir adım önde olmasının sebebini sahip oldukları üretim ve Ar-Ge anlayışından geldiğini ifade eden Ataç, 20’si mühendis ve tekniker olmak üzere 50’ye yakın personellerinin olduğunu söyledi. Ayrıca üretim yaptıkları 5.000 metrekarelik üretim tesisinde, piyasadaki rakipleri gibi dağınık ve iletişim sorununun had safhada olduğu bir işletme anlayışının tersine, iletişim ve etkileşimin son derece yüksek olduğu söyledi. “Makine üretiminde sahip olduğumuz otomasyon ve iletişim sayesinde ilk makine nasılsa, son makinede öyle çıkıyor. Birimlerimiz arasında esneklik var, çıkabilecek olası bir sorunu önceden öngörebiliyor ve rahatlıkla müdahale edebiliyoruz. Bu sayede hata oranını minimuma indirdik” diyen Ataç “Hata yapmaktan korkmuyoruz, çünkü yaptığımız hatalardan ders çıkarıyoruz” dedi.
‘Kendini Geliştiremezsen, Bir Yere Varamazsın’
Ürün gamlarında, tekstil ve kimya laboratuvarlarında kullanılan 150’ye yakın makine ürettikleri söyleyen Ataç, ürettikleri makineler arasında nonwoven, teknik tekstil ve Ar-Ge çalışmalarında kullanılan makineler olduğunu ifade etti. Ataç, 2 yıldan beri de çevre kirliliğini en aza indirecek, büyük oranda enerji tasarrufu sağlayacak ve az zamanda çok iş yapabilme yeteneğine sahip bir makine üzerine çalıştıklarını belirtti.
Ar-Ge’ye dayalı üretim yaptıkları için ürünlerinin patentlerini hem küresel hem de yerel bazda aldıklarını ifade eden Ataç, geleceğe dair hedeflerinin çok yüksek olduğunu söyledi. Ataç, “Daha gelişmiş ürünler üreterek sektöre hizmet vermek istiyoruz. Teknoloji sürekli değişiyor ve yenileniyor. Bunun dışında kaldığınızda zaten piyasanın dışında kalıyorsunuz. Mesela 10 yıl önce ürettiğimiz makinelerle bugün ürettiğimiz makineler arasında çok büyük fark var. Çünkü 10 yılda her şey değişti. Bu yüzden teknolojiyi çok iyi takip etmemiz gerekli. Kendini geliştiremezsen, bir yere varamazsın” dedi.
Ekolojik Jigger
KTM 2014’te ziyaretçilere tanıtacakları Ekolojik Jigger hakkında “Firmamız bünyesinde yürüttüğümüz bir proje kapsamında Ekolojik Jigger’ı geliştirdik. Ekolojik Jigger, ozon uygulama, UV aplikatörü ve ultrasonik sistemler ile özel olarak hazırlanan yazılımı sayesinde birçok prosesi tek başına yürütebiliyor. Son dönemde artan önemi ile sürdürülebilir çevreci üretim yapan Ekolojik Jigger, minimum enerji tüketme ve atık üretme özellikleri ile sürdürülebilir terbiye proseslerinin öncüsü olacak” diye konuşan Ataç sözlerine şu şekilde devam etti:
“Enzimler aracılığı ile geliştirilen biyolojik ön terbiye proseslerinin kullanımını da teşvik edecek olan Ekolojik Jigger, düşük sıcaklıklarda bile standart örgü ve dokuma kumaşlarla çalışılabildiği gibi, inovatif indigo boyama ve efektlendirme proseslerinde de üretim yapabilmesi ile öne çıkıyor. Aslına bakarsanız, Ekolojik Jigger’ın en inovatif yönü, ön terbiye prosesleri ile boyama proseslerini kombine edecek bir sisteme sahip olma özelliğidir.”
Bizi Çözüm Ortağı Olarak Görüyorlar
Hiç kimseyi kendilerine rakip görmediklerini söyleyen Ataç, artık firmalarının adı geçtiği zaman herkesin aklına laboratuvar makinesi geldiğini ifade etti. “Fabrikalar artık makine ihtiyaçları olduğu zaman direk bize ulaşıyorlar. Çünkü bizi çözüm ortakları olarak görüyorlar diyen Ataç, 2013’te üretimlerinin yüzde 40’ını ihraç ettiklerini söyledi. İhracatlarının ağırlıklı olarak Uzakdoğu olmak üzere Bangladeş, Vietnam, Peru, Honduras, İsrail, Polonya ve Almanya gibi ülkelere yaptıklarını ifade eden Ataç, yurtdışında Almanya, Bangladeş, Mısır, Peru, ABD ve İtalya’da temsilciliklerinin olduğunu ve Çin’de de bir temsilcilik açmayı planladıklarını söyledi.