İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, 18. Avrasya Ekonomi Zirvesi’nin tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada son dönemde yaşanan hayali ihracat yolsuzluklarında tekstil sektörünün zarar gördüğünü söyledi. İhracatın genel seyrinde paritede yaşanan değişimin de etkisiyle negatif bir görünümün hakim olduğuna dikkat çeken Tanrıverdi, bu sorunun pazar çeşitlemesine gidilerek aşılabileceğini, Avrasya Ekonomi Zirvesi’nin bu amaca da hizmet ettiğini ifade etti.
Konuşmasında sektörün son günlerde “hayali ihracat” ile birlikte anılmasını eleştiren Hikmet Tanrıverdi şunları söyledi: “Hazır giyim ve tekstil sektörü olarak, Türkiye ekonomisinin kilit taşıyız. Yıllardır üretimde, ihracatta ve istihdamda ülkemize değer katıyor, tüm bu verileri daha da yukarılara çıkarmak için pek çok ilke imza atıyoruz. Tüm dünyayı karış karış adımlarken, öğrendiklerimizi ülkemizin diğer sektörleri ile paylaşıyor, onların da büyümesinin, gelişmesinin önünü açıyoruz. Son 20 yılın seyrine baktığımızda Türkiye 1995’de toplam 21.6 milyar dolar ihracat gerçekleştirirken, biz 6,2 milyar dolar ile bunun neredeyse üçte birini yaptık. 2000 yılında 7,2 milyar dolar olan bu ihracatımızı 2010’da 14.2 milyar dolara, geçen yıl ise 18.7 milyar dolara taşıdık” dedi.
“Ekonominin Kilit Taşıyız”
20 yılda 233 milyar dolar ihracat gerçekleştiren hazır giyim sektörünün Türkiye ekonomisinin kilit taşı olduğunu vurgulayarak, suça bulaşmış insanları tanımlarken, sektörün adı kullanılarak zan altında bırakılmasına şiddetle karşı olduğunu söyleyen Tanrıverdi, “Türkiye ortalamasının 1,5 dolar/kg ihracat olduğu bir ortamda 24 dolar ile en yüksek katma değer sağlayan ilk üç sektörden biri olduk. 200’ün üzerinde ülkeye ihracat ile ‘Türkiye markasının’ dünyadaki bilinirliğine en çok katkı sunan hazır giyim ve tekstil sektörü olarak hayali ihracat ile anılmayı, bu başarıya imza atanlara verilebilecek en ağır ceza olarak görüyoruz. Biz bu yaftayı hak etmiyoruz. Hazırgiyimci dahi olmayan, haksız kazancı kendilerine helal gören insanlarla, Türkiye’nin yüz akı olan hazırgiyim ihracatçımızı hiç kimse aynı kefede değerlendiremez. Bu nedenle suça bulaşmış insanları tanımlarken, sektörümüzün adı kullanılarak zan altında bırakılmasına, böylesine bir yanlış algının oluşturulmasına şiddetle karşı çıkıyoruz. Suçluların adalet karşısına çıkarılarak hukuk sistemi içinde yargılanmalarını bekliyoruz. Öte yandan bu tür açıklamalar yapılırken bir sektörü topyekun olumsuz etkileyecek şekilde, “tekstilci” tanımının önüne eklenen ‘kime ve neye göre ünlü’ olduğunu anlayamadığımız yanlış söylemlerden uzak durulmasını talep ediyoruz” şekilde konuştu.
Ne Oldu?
Tanrıverdi’nin sözünü ettiği hayali ihracat operasyonu, Eminönü'nde kumaş ithalatı ve ihracatıyla uğraşan 20'ye yakın kumaş fabrikasına yönelik olarak gerçekleştirildi. Yayınlanan tutanaklara göre, hayali ihracat çetesinin liderinin daha önce aynı suçlardan Emniyet'te sabıka kaydı bulunan Ahmet Gerz olduğu belirtilirken, gözaltına alınan 38 işadamının arasında Eminönü’nde kumaş ticareti yapan Celal Kaya ile 2012 yılında, Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) ve Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (UHKİB) tarafından düzenlenen ortak organizasyonda, 2011 yılında başarılı performans sergilediği için ihracatçılara verilen 'İhracatın Yıldızları' ödülünün sahibi Cüneyt Dizdar'ın da bulunuyor.
Hayali vurguncuların, ihraç etmek amacıyla yurtdışından KDV'siz hammadde ve malzeme ithal ettikleri belirlendi. Şüphelilerin başta koltuk kumaşı olmak üzere değişik tekstil ürün ve malzemeleri, ihracat yapılan ürünlerde kullanmayıp iç piyasaya sattığı ve bu yöntemle devleti milyonlarca liralık vergi zararına uğrattığı tespit edildi. Sahte belgelerle getirdikleri ürünleri işlenmiş gösterip yurtdışına satmış gibi yansıttıkları belirlendi.