Tekstil ve hazırgiyim üreticileri arasında 2011 yılı boyunca süren tartışmalar, 15 Eylül 2011 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan İthalat Rejimi Kararı ile belirli tekstil ve konfeksiyon ürünlerinin ithalatına ek verginin getirilmesi ile sertleşti. Tekstil üreticileri ‘Türkiye’nin Üretimi Türkiye’nin İhracatı Platformu’ ismiyle bir oluşuma giderken hazırgiyim ve konfeksiyon üreticileri de ‘Hazırgiyim ve Konfeksiyon Platformu’ adı altında bir araya geldi. Her iki cephe karşılıklı suçlayıcı açıklamalarla tartışmaları sürdürüyor.
Tekstilcilerin buluştuğu Türkiye’nin Üretimi Türkiye’nin İhracatı Platformu’nun düzenlediği basın toplantısında Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Konukoğlu, Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Başer ve İstanbul Tekstil ve Hammadde İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı İsmail Gülle yer aldı. Platform başkanlığını da yürüten Abdülkadir Konukoğlu, anti damping vergisinin tekstil sektörü adına olumlu bulduğunu belirterek, düşen ithalat rakamlarına dikkati çekti. Konukoğlu; “Anti damping vergisinde yaygarayı koparanlar ithalat bölümü ile ilgilenen arkadaşlardır, ihracat bölümü ile ilgilenen arkadaşlar değil” dedi.
İhracatçıların Değil İthalatçıların Sesi Çıkıyor
Gayelerinin üretimi, istihdamı artırma ve dış ticaret açığını minimuma indirme olduğunu vurgulayan Konukoğlu, tekstil ve konfeksiyon ürünlerinin ithalatında ek verginin detaylı araştırmaların ardından konulduğunu söyledi. Konukoğlu sözlerini şöyle sürdürdü; “Bakın yerli malı bir gömleği 50 liraya veya 20 liraya, buna mukabil Uzak Doğu malını 10 liraya veya 20 liraya alabilirsiniz. Bu kadar yaygara koparmanın anlamı üç ithalatçının fazla gelir elde edememesinden mi kaynaklanıyor?”
Bir yandan ithal ederken diğer yandan ihracat yapanların seslerinin çıkmadığını savunan Konukoğlu, sadece ithal ederek Türkiye’ye satanların sesinin çıktığını iddia etti. Konukoğlu Dahilde İşleme Rejimi (DİR) belgesini teşvik ettiklerini belirterek, ithal edip iç piyasaya satmayı değil, üretmeyi ve ihracat yapmayı önerdiklerini dile getirdi. Konukoğlu; “Kavgamız, ithal edilip iç piyasaya satılan mallara karşı. Yoksa Türkiye’ye ihraç kaydıyla getirilen konfeksiyon ya da kumaşla bir mücadelemiz yok” diye konuştu.
Yatırımlar Yüzde 100 Arttı
Türkiye Tekstil Sanayii İşverenler Sendikası Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Başer de yaptığı konuşmada, ek vergilerden sonra tekstil yatırımlarının yüzde 100 arttığına dikkati çekti. Başer; “Kararın yürürlüğe girdiği 3 ay içinde sektöre 700 milyon dolar geldi. Evet, bu ek vergi daha fazla ihracat, daha fazla ithalat demektir. Zannediyorum, Türkiye’de yeterli üretim kapasitesi olmadığına bu en iyi bir cevaptır ” dedi.
Ek vergi uygulaması sonrasında örme ve dokuma ithalatının gerilediğini belirten Başer, buna karşın ihracatta miktar olarak daralmanın olmadığını savundu. Ek vergi gelen ürünlerde, Avrupa piyasasına ihracatımızın arttığına kaydeden Başer, tekstilde dış ticaret fazlası verilmesinin bunu kanıtladığını ifade etti. Başer; “Gelinen aşamada Ekonomi Bakanlığı’nın aldığı karar hem istihdamı hem yatırımları ve üretimi artırıyor. Dış ticaret fazlası yaratmaya imkan tanıyor. O zaman bu yaygara niye?” diyerek sözlerini sürdürdü. Ek vergilerin yarattığı olumlu ortamda sektörün dış ticaret fazlasının 2012’de 15 milyar Doları bulacağını savunan Başer, ek vergilerin tüketici fiyatlarına da olumsuz etki yapmadığını söyledi.
Kimse Hazırgiyimciler Adına Konuşmasın!
Tekstilcilerin oluşturduğu platformun öne sürdüğü tezlere karşı Hazırgiyim ve Konfeksiyon Platformu ise zıt yönde açıklamalarla sektörün ihracat gücünün ve ülke ekonomisinin olumsuz etkileneceği bir tablo ortaya koydu. Oluşturulan platformun protokolü bir basın toplantısı ile imzalandı. Platforma; İstanbul Hazırgiyim ve Konfesksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Yılmaz Yılmaz, Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Cem Negrin, Hazır giyim Sektör Kurulu Başkanı Ahmet Akbalık, Uludağ Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Şenol Şankaya, Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (EHKİB) Başkanı Emre Kızılgüneşler, Akdeniz Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Tarık Bozbey, Osmanbey Tekstilci İşadamları Derneği (OTİAD) Başkanı Ali Ulvi Orhon, Merter Sanayici İşadamları Derneği (MESİAD) Başkanı Gülgün Korkusuz ve Tüm İç Giyim Sanayicileri derneği Başkanı İrfan Hamaratlı imza koydu.
Platformun imza töreninde bir konuşma yapan İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi, dokuma ve örme kumaşa getirilen ek vergileri eleştirerek, bunun ihracat hanesi 700 milyon Dolar zarara yol açtığını ve bu kararlardan vazgeçilmesi gerektiğini söyledi. Platformu sektörleri adına başkalarının değil kendilerinin konuşması için kurduklarını belirten Tanrıverdi; “Tüm ihracatçı birlikleri ve sektörel dernekler bir araya gelerek hazır giyim platformunu oluşturduk. Bundan sonra kimse bizim adımıza konuşmasın” dedi.
Hazırgiyim sektörünün ek vergi uygulaması sonrasındaki ihracat performansını tablolar eşliğinde değerlendiren Tanrıverdi şunları söyledi; “Hazır giyim ihracatında eylülde 1.8 olarak başlayan, daha sonra 2.4 olarak giden ve 1-20 Aralık itibariyle %9 olarak devam eden bir düşüş eğilimi var. 2011 yılında başlarda çok iyi bir görüntü varken eylül ayından itibaren 2009 yılı rakamlarına gelmeye başladı. Türkiye hazır giyim konfeksiyon ihracatında Avrupa birliği ilk on ülkeye baktığımızda özellikle Avrupa birliği pazarlarımızda ciddi düşüşler yaşanıyor. AB ülkelerindeki bu düşüşler sektörü olumsuz etkilemektedir”.
Son üç aylık dönemde dokuma giyim ihracatında yüzde 34’lük bir düşüşün görüldüğünü belirten Tanrıverdi, ek vergilere kadar genel ihracat ile aynı eğilimde giden hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatının bu kararlardan sonra düşüşe geçtiğinin altını çizdi. Bu düşüşte, Avrupa pazarındaki daralmanın çok etkili olmadığını kaydeden Tanrıverdi, eylülde Avrupa pazarının yüzde 1.5 büyüme gösterirken, Türkiye hazırgiyim ihracatlarının yüzde 7.1 oranında eksiye geçtiğini aktardı.
Tanrıverdi, cari açıkta gündeme getirilen ithal tekstil ürünlerinin payı konusunda da şu görüşlerini paylaştı; “Türkiye'nin Ocak-Ekim 2011 döneminde toplam ithalatı 201.6 milyar Dolar, tekstil ithalatı 8,9 milyar Dolar ve dokuma kumaş ithalatı 2,1 milyar Dolar. Korunma önlemi alınan dokuma kumaş ithalatı yalnızca 2,1 milyar Dolar. Bu ise, Ocak-Ekim 2011 dönemi itibariyle 201,6 milyar dolarlık ithalatın ancak yüzde 1'ini oluşturmaktadır. Bu da dokuma kumaşa yönelik alınan önlemlerin cari açığa katkısının oldukça sınırlı olacağını göstermektedir”.
Sektörde yankı bulan ‘İflas edecek firmalar listesi’ söylentisi hakkında sorularımızı yanıtlayan Hikmet Tanrıverdi; “Bir takım kişilerin hazırladığı bu liste tamamen asparagastır. Kulaktan dolma bilgilerle oluşturulmuş bir liste. Biz bunların fazla konuşulmasını da gündeme getirilmesini de istemiyoruz. Bunları kötü niyetli yayanlar içinde savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Adalete intikal etmiş durumda. Savcılıkta gerekenler yapılacaktır” şeklinde yanıt verdi.
Rekabet Gücümüzü Azalıyor
BMD Başkanı Yılmaz Yılmaz ise dokuma ve örme kumaşta toplam ihracat kaybının 700 milyon Doları bulduğunun altını çizdi. Yılmaz; “BMD olarak 2023 vizyonuyla çalışıyoruz ve kendimize hedefler belirledik. Hedeflerimiz 2023 yılında yurtdışında 20 bin mağaza, 10 milyar dolar markalı ihracat ve 50 milyar doların üzerinde yurt içi üretimdir. Dedi. Biz bu hedefimizden sapmak istemiyoruz ama getirilen ek vergiler bizim diğer pazarlarla rekabet şansımızı azaltıyor” şeklinde konuştu.
TGSD Başkanı Cem Nergin de Avrupa’daki krizle birleşen ek vergilerin sektöre darbe vurduğunu ve derhal kaldırılması gerektiğini söyledi. Vergi nedeniyle ‘Pahalı Türkiye’ algısının oluştuğunu savunan Negrin, büyük marka ve alım gruplarının Türkiye’den çekilmeye başladığını dile getirdi. “Vergi dolayısıyla 2012 yılında sektörde iflas fırtınası olur mu?” diye sorduğumuz Negrin, şirket cirolarında düşmeler beklediklerini ancak kapanmaların yaşanmayacağını açıkladı.