Çin ve Hindistan gibi büyük miktarlı ve ucuz emek gücü gibi enstrümanlara sahip tekstil devleri ile rekabet eden Türk tekstil ve hazırgiyim sektörü, pahalı enerji, yüksek işçilik ücretleri ve vergi gibi birçok dezavantaja sahip. Diğer yandan ülkenin coğrafi olarak Avrupa, Asya ve Afrika pazarlarına yakın oluşu, kaliteli ve esnek üretimi ile talep edilen miktarda ve zamanda ürün tedariği avantaj yaratıyor. AB ülkelerinin tekstil ve hazırgiyim ihracatında tercih ettiği 3. ülke konumundaki Türkiye aynı zamanda pamuk üretiminde dünya 7.si, pamuk tüketiminde ise dünya 4.sü konumunda. Yakın dönemde pamuk sektörüne dönük çözüm beklentileri de iplik sektörü tarafından sıklıkla dillendiriliyor. Türkiye elyaf ring iplik üretiminde dünya 5.si, open-end iplik üretiminde ise dünya 4.sü olarak pazarda etkin bir konumda bulunuyor.
Sektörün geçmişte, yüksek karlar elde ederek bu karları diğer sektörlere transfer etme alışkanlığından kurtularak, tekstil sektöründe makine ve teknoloji modernizasyonuna yönelmesi Türk tekstil sektörünün içsel dinamiklerine olumlu bir bakış yaratıyor. Kalifiye işgücünün yanı sıra, teknolojik yatırımların geçmişe oranda daha bilinçli ve uzun vadeli yapılıyor olması sektörde bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Özellikle geleneksel tekstil merkezlerinin yanı sıra yeni bölgelerin bu alanda gelişiyor olması da önemli bir aşama olarak tanımlanıyor. TC Merkez Bankası verilerine göre 2011 yılının Haziran ayında yüzde 75.9 olan tekstil sektörü kapasite kullanım oranı, 2012 Haziran ayında yüzde 79,2’ye yükseldi. Yıllık artış yüzde 4.3 olarak belirtiliyor.
Ancak, tekstil sektörünün kendisine özel bir teşvik paketinin oluşturulmaması ve ‘Stratejik Sanayiler’ arasında sayılmaması ciddi handikap oluşturuyor. Halen 1960’li yıllardan beri uygulanan standart teşviklere günümüzde sektörün yenileşme ve büyüme çabalarına sekte vuruyor. Bu durum yatırım başvurularındaki düşüşlerde net olarak görülebiliyor. Diğer yandan ülkenin teşvikler kapsamında çeşitli bölgelere ayrılarak teşvik avantajları uygulaması da tekstil ve hazırgiyim sektörünün talep ettiği çözümü sağlamıyor.
Çok miktarlı ve basic üretimden katma değeri yüksek tekstil üretimine geçiş için sektörün mutlaka desteklenmesi gerektiği sektör temsilcileri tarafından ısrarla dillendiriliyor. Özellikle teknik tekstiller alanında yaşanan küresel gelişmeler bu alanında kalınması halinde daha büyük kayıplar yaşanacağını ortaya koyuyor. Hükümetin ortaya attığı 2023 yılında tekstil sektörünün 20 milyar Dolar, hazırgiyim sektörünün ise 52 milyar Dolar ihracat hedefine ulaşması için uzun ve zorlu bir yol, halen önümüzde bekliyor.