Belçika merkezli dokuma teknolojileri uzmanı Picanol, Terrymax-i Rapierli Havlu Makinesi’ni tanıtmak üzere Denizli Organize Sanayi Bölgesi Fuar Alanı ve Konferans Salonu’nda bir tanıtım etkinliği düzenledi. Etkinlik kapsamında Picanol Türkiye Genel Müdürü Gürcan İmdat’ın konuşması ve Picanol Bölge Satış Müdürü Derya Sargın’ın Picanol havlu makinası teknolojileri sunumunun ardından davetliler Picanol Terrymax-i Rapierli Havlu Makinesi’ni çalışır vaziyette yakından inceledi. Yoğun bir katılıma sahne olan etkinlik kapsamında Denizli’nin önde gelen havlu ve ev tekstili üreticileri Terrymax-i Rapierli Havlu Makinesi’ni inceleyerek yetkililerden detaylı bilgi aldı.
Etkinlikte hazır bulunan Picanol Pazarlama İletişim Müdürü Erwin Devloo ve Picanol CRT Müdürü Kurt Lambowski, düzenlenen etkinlik sonrasında Tekstil Dünyası Yayın Grubu’na özel değerlendirmelerde bulundu.
Denizli’de tanıtımını gerçekleştirmiş olduğunuz yeni havlu makinesi Terrymax-i teknolojisi pazarda nasıl bir öneme sahip?
Kurt Lamkowski: Denizli'deki pazarlama çabalarımızın temel amacı banyo havlularına yönelik en yeni rapier makinemizi tanıtmak. Picanol, banyo havlusu alanında air jet teknolojisini bu alandaki üretici olan ülkeler Çin, Hindistan, Pakistan ve Güney Amerika gibi ülkelerde yıllardır kullanıyor.
Bununla birlikte son zamanlarda rapier teknolojisine yönelik de artan bir talep var. Bilindiği üzere bazı şirketler piyasadan silindi. Müşterilerimiz de bizden Optimax ve Optimax-i gibi bir makineyi üretmemizi talep etti. Bu talebin bir sonucu olarak, yaklaşık 2 yıl önce Avrupa pazarında rapier havlu makinesini piyasaya sürdük. Bu ülkelerde başarılı sonuçlar elde ettik ve şu anda bu makineyi en önemli rapier pazarı olan Denizli bölgesinde tanıtmaya hazırız.
Küresel pazarda ve Türkiye pazarında rapier mi yoksa air jet teknolojisi mi daha çok tercih ediliyor?
Kurt Lamkowski: Büyük bir değişim yok. Geleneksel olarak airjet teknolojisi Çin, Hindistan, Bangladeş ve Pakistan gibi uzak doğu ülkelerinde yaygın. Türkiye genel itibariyle rapier pazarında kalmaya devam ederken, uzak doğu air jet piyasasında kalmaktadır. Bu durum aynı zamanda, ülke pazarlarının nasıl konumlandıkları ile de ilgili.
Uzak Doğu üretilen büyük hacimde ve kolay kumaşlar nedeniyle air jet'i tercih ediyor. Türk şirketler ise ürünlerini, daha çok Avrupa ve Amerika'ya tedarik etmekte ve bu nedenle daha esnek olmaları gerekmektedir. Dolayısıyla rapier teknolojisinin Türkiye'de hala temel teknoloji olmaya devam etmesinin nedeni budur.
Türk pazarının dokuma teknolojileriniz açısından lider bir pazar olabileceğini düşünüyor musunuz?
Kurt Lamkowski: Yıllık yayınlanan ITMF rakamlarından, Türkiye'nin son 5 yıl içinde yüksek teknolojili dokuma makinelerinin önemli bir ithalatçısı olduğunu söyleyebiliriz. Picanol da Türkiye pazarını ana yatırımcılardan ve ilk 3 ülkeden biri olarak görüyor.
Makineleriniz ile Türk tekstil üreticilerine sunduğunuz temel avantajlar nelerdir?
Kurt Lamkowski: Türk üreticiler için en önemli itici güçlerden biri üretim esnekliğidir. Daha yüksek enerji ve daha yüksek işçilik maliyetine sahip oldukları için, ucuz malzemeler ve büyük miktarlar açısından Uzak Doğu ile rekabet etmek güçleşiyor. Bu nedenle, esnekliğinizin avantajınız olduğu pazarları bulmanız gerekiyor. Makinelerimizin gerçekten bu pazar için tasarlandığını düşünüyorum. Ayrıca, bir makine ürettiğimizde, makinenin kalite standardına ek olarak en düşük işletme maliyeti ve kullanım kolaylığı en önemli noktalardan biridir. Eğer makine mükemmel kaliteye sahip değilse mükemmel kumaş üretemezsiniz. Bir başka nokta da, müşterilerimize sunduğumuz hizmet nedeniyle, Türkiye'de çok büyük bir avantajımız var. Müşterilere en profesyonel hizmeti verebilmek için Türkiye'deki en profesyonel kadroya sahibiz.
Dokuma teknolojileri alanında Picanol'un en güçlü özellikleri nelerdir?
Kurt Lamkowski: Picanol'un tercih edilmesinde makinenin esnekliğinin ve güvenilirliğinin çok önemli olduğunu tekrar belirtiyorum. Bu nedenle, dokuma makinesine baktığınızda, 15-20 yıl boyunca haftada 7 gün 24 saat durmadan çalışmak zorunda olan bir makine göreceksiniz. Dokuma makinesi, bir veya iki saat sürdüğünüz bir araba gibi değil. O her zaman çalışmak zorunda. Bu da makinenin doğru, güvenilir ve gerçekten mükemmel durumda olması gerektiği anlamına geliyor.
Picanol makinelerinin en büyük avantajlarından biri, makinelerin üretilmesi için kullanılan üretim süreci o kadar doğru, kesin ve toleransları o kadar minimaldir ki, bu kaliteyi ömür boyu garanti edebiliriz. Picanol makineleri güvenilir, hassas, güçlü ve aynı zamanda esnektir. Tüm bu sonuçlar, makinenin kullanım ömrü boyunca metre başına düşen en düşük işletme maliyetini işaret eder.
Pazarlama faaliyetlerinizi ürünleriniz için kilit bir rol üstlendiğinden, bize pazarlama faaliyetlerinizden bahseder misiniz?
Erwin Devloo: Tekstil makineleriyle ilgili olarak sunulan pazarlama faaliyetlerinden biri de, tekstil makineleri fuarlarında yer almak ya da Denizli’de gerçekleştirdiğimiz gibi özel müşteri günleri düzenlemektir. Ayrıca, müşterilerimizle beraber büyümek istediğimiz için, 'Let's Grow Together (Haydi Beraber Büyüyelim) sloganıyla ilişkili pazarlama kampanyamızı da başlattık. Müşterilerimiz başarılı olursa, Picanol da başarılı olacaktır, çünkü müşterilerimizin başarısı bizim geleceğimiz.
Son birkaç yıl içinde Picanol'un dünya pazarındaki konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kurt Lamkowski: Küresel pazar son beş yıldır dalgalı seyrederken, biz yavaş yavaş büyüyoruz. Aslında küresel pazar Picanol ile aynı şekilde gelişmiyor ya da büyümüyor ki bu da pazar payımızın o dönemde istikrarlı bir şekilde artmakta olduğu anlamına geliyor.
Picanol'un geçen yıl gerçekleştirdiği satışları nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu yıldan beklentileriniz nelerdir?
Kurt Lamkowski: Geçen senenin rakamlarını yeni açıkladık. Genel olarak, Picanol için ciro, kar ve piyasaya verilen makinelerin miktarı üzerinde olumlu etki yaratan, güzel bir yıl oldu. Ayrıca, son beş yıldır Türkiye'de mükemmel bir ticaret oluşturduk. Pazar payımızın geçen yıl ile tutarlı kalacağını tahmin ediyoruz.
Ar-Ge ve Endüstri 4.0 gelişmeleri sizin için nasıl bir anlam taşıyor?
Kurt Lamkowski: Biz bu gelişmelerle sadece bugün tanışmadık, çünkü Picanol geçmişte de dünya standartlarında üretim için nitelikliydi ve devam etmekte olan birçok iyileştirmelerimiz bulunuyor. Endüstri 4.0 için en önemli nokta, fabrikanın dijitalleştirilmesi, doğru ve akıllı bir şekilde kullanılmasıdır. Endüstri 4.0 bizim bir parçamızdır ve tüm makineler Endüstri 4.0'a entegre edildiği için bunun kesinlikle önemli bir şey olduğunun farkındayız. Makinelerimizin dijitalleşme seviyesine baktığımızda veri işleme ve analizi, akılcı bir şekilde veri kullanımı, makinelerin daha operatör dostu olması, sürdürülebilirliğe önem verilmesi, sürekli büyüme ve en düşük enerji tüketimine sahip olmak için araştırma yapılması gibi işlevler 4.0 teknolojisine sahip olmasıdır.
Endüstri 4.0 ve akıllı fabrika çözümleri müşterileriniz olan tekstil üreticileri için ne ifade ediyor?
Kurt Lamkowski: Oldukça ileri seviyede olan birkaç tane işletme görüyorum ama hala yapacak çok şey var. İnsanlar bunun hakkında konuşmaya başladılar ancak halen pek çoğu, bunların ne anlama geldiğini gerçekten bilmiyor. Fabrikaya gelip ziyaret ettikleri zaman, bunun nasıl üstesinden geleceğimizi ve ilk adımları nasıl atacağımızı anlıyorlar.
Gelecek on yıl içinde Picanol'un hedefleri nelerdir?
Kurt Lamkowski: Bir pazar lideri olarak, aynı pozisyonu hem pekiştirmek ve hem de sabit istiyoruz, çünkü her zaman daha iyi olmalısınız. Picanol, müşteriye toplam paketi vermeli ve hizmet, rekabette daima daha iyi olmalıdır.
Bu, her eylemde, aldığımız her kararda, her gelişmede, müşteri için ne getireceğini ve piyasada mevcut olandan daha iyi olması gerektiğini her zaman aklımızda tutmamız gerektiği anlamına gelir. Müşteriler bunu güvenilirlik, performans, hizmet ve benzeri konularda belli bir deneyime sahip ve bunu yapmaya devam edeceğiz, çünkü bu geleceğe yönelik olarak dikkate aldığımız referans noktamız. Müşteriye verdiğimiz toplam paket teklifi mümkün olan en iyi şekilde olmalı.