İstanbul ve Türkiye’nin en önemli tekstil perakende merkezleri arasında Osmanbey ve Merter öne çıkıyor. Bir dönem bavul ticareti ile yakın bölge ülkelerine önemli ihracat gerçekleştiren bu bölgeler günümüzde bir dönüşüm yaşıyor. Osmanbey hem konumu hem de lüks markaların tercih ettiği bir yer olması nedeniyle markalaşma sürecinde önemli bir gelişim sergiledi. Osmanbey’deki tekstil ve hazırgiyim sektörünün 2011 yılı değerlendirmesini ve 2012 yılı beklentilerini Osmanbey Tekstilci İşadamları Derneği (OTİAD) Başkanı Ali Ulvi Orhan’dan aldık.
Türk tekstil ve hazırgiyim sektörünün 2011 yılının ilk 6 ayında başarılı parametrelere ulaştığını söyleyen Orhan, 2008’deki global krizden sonra üretimin tekrar önemli hale geldiğini savundu. Orhan, 2011 yılının Osmanbey’deki üreticiler açısından nasıl yaşandığını ise şöyle özetledi; “Osmanbey hazırgiyim konusunda gerek modayı yakından takip eden firmalara sahip olduğu için, gerek hızlı tedarik zincirine sahip olduğu için, gerekse esnek bir üretim modeline sahip olduğu için krizi az hasarla atlatabildi. Osmanbey tekstil sektörü avantajlarını iyi kullandı ve o günden bu zamana kadar da bu avantajlarını iyi taşıyabildi. Şu anda ise, tekstildeki korunma tedbirleri yüzünden ithal hammaddenin pahalılaştığını görüyoruz. Osmanbey 2011 yılında 2010’e göre yüzde 20’lik bir büyüme sağladı. Osmanbey’in satışlarının yüzde 85’i yurt dışına gidiyor.
Geçtiğimiz yıl Osmanbey’de çok fazla firmanın kapanmadığını diğer yandan ise çok sayıda firmanın açıldığını dile getiren Orhan; “Geçen sene çok fazla firma kapanmadı. Açılan firma sayısı ise daha fazla. OTIAD olarak bünyemizde bulunan markalar ile Osmanbey piyasasının genel nabzını tuttuğumuzu söylemek mümkün. Benim gördüğüm genel tablo itibariyle, Osmanbey piyasasının konumunu sağlamlaştırdığı ve ticaret hacminin ciddi bir ivme kazandığı yönündedir. Osmanbey piyasasında varlık gösteren irili ufaklı 4000 firma bulunmaktadır. Bunlardan yaklaşık 800 tanesi aktif olarak OTIAD üyesidir” diye konuştu.
Avrupa Daraldı, Osmanbey İhraç Pazarını Çeşitlendirdi
Avrupa pazarlarında yaşanan daralma nedeniyle Osmanbey’deki üreticilerin yeni pazarlara yöneldiğini vurgulayan Orhan, özellikle Afrika, Ortadoğu ve Rusya pazarının öne çıktığını dile getirdi. Orhan, Rusya ile geçmişte gerçekleştirilen bavul ticaretinin yerini Osmanbey’deki işadamlarının Rusya’da mağaza açma girişimlerinin aldığını kaydetti. Arap baharının Ortadoğu’ya ihracata bazı negatif etkileri olduğunu da söyleyen Orhan, Cezayir’de satışların kısmen başladığını, Suriye ile ticaretin durduğunu ve İran’da da devalüasyon nedeniyle ticaret hacminde düşüş görüldüğünü açıkladı.
İthal Kumaşa Ek Vergi Ek Maliyet Getirdi
Osmanbey’in hazırgiyim üretimi ve perakendesi alanında öne çıktığını belirten Ali Ülvi Orhan, bölgenin hazırgiyim ithalatı yapmadığını ancak ithal gelen kumaşların kendilerinin hammaddesi olduğunu açıkladı. Orhan; “Daha önceki maliyetlerimize ek vergiler yansımadığı için bunun sıkıntısını bu yaz yaşayacağız. Dışarıdan ithal gelen kumaşlara getirilen vergiler bu konjektürde maliyetleri arttırdığı için rekabet zorlaştıracak diye düşünüyorum. Üst üste gelen ek vergiler sektörde ki bağışıklık sistemini etkileyecektir” şeklinde konuştu.
2012’de Temkinli ve Tedbirli Olacağız
2012 yılında daha temkinli ve tedbirli hareket edilmesi gerektiğini belirten Ali Ulvi Orhan, ihracat yapılan ülkelerin para birimlerinin Dolar karşısında zayıflaması nedeniyle Türkiye’den ithalatın bu ülkelere pahalı geleceğini savundu. İthal kumaşa ek verginin maliyetleri daha da arttıracağına işaret eden Orhan sözlerine şöyle devam etti; “Ya kar oranımızı azaltacağız, ya da satışlarımızda düşme olabilir. Avrupa’da ki ekonomik kriz sebebiyle Euro’nun değer kaybedeceği tahminleri Avrupalı firmalarının talepleri azalacaktır. Arap baharından dolayı, Körfez ülkeleri eski istikrarına henüz kavuşmadı, orada bir miktar ticari kayıp olacağı söylenebilir. İç piyasada da Dolar’ın yükselmesinden kaynaklanan bir enflasyon artışı ve talep azalmasıyla karşı karşıya kalabiliriz. Umarım 2012’yi 2011in satış rakamlarının üzerinde kapatabiliriz.”
Markalaşma Projesi OTİAD’a ait
2011 yılında OTİAD olarak ‘Osmanbey’i bir marka haline getirme yolunda önemli çalışmalar gerçekleştirdiklerini belirten Orhan, burada yer alan firmaların etiketlerine ‘Osmanbey’ ibaresine yer vermelerinin ürüne katma değer kattığını söyledi. ‘Osmanbey’in markalaştırılması projesinin tamamen OTİAD’a ait olduğunun altını çizen Ali Ulvi Orhan, görev geldiklerinden bu yana bu proje için titiz ve yoğun bir çalışma sergilediklerini belirtti. Orhan bu konuda şunları söyledi; “80 ülkeye ihracat yaparak Türkiye ekonomisine katkı sağlayan Osmanbey piyasası için tasarlanmış olan Osmanbey logosu ile OTIAD'ın çalışmalarıyla artık tescilli. Osmanbey merkezli ünlü Türk markaları ve seçilmiş markalar bu logoyu ürün etiketlerine ekleyerek Osmanbey'in kaliteli ve güvenilir olma gibi özelliklerini dünyaya taşıyacaklar. Yeni süreçte bunu osmanbey moda festivaliyle bütünleştirmek istiyoruz.
2012 yılında Osmanbey markasına katkı sağlamak için bir moda festivali gerçekleştirmeyi planladıklarını açıklayan Orhan, etkinlik sürecince indirim ve avantaj kampanyalarının müşterilere sunulacağını, düzenlenecek defile ve gösterilerle Osmanbey’in dünya çapında tanıtılacağını sözlerine ekledi.