İplik makinalarına getirdiği yenilikçi teknolojileriyle global pazarda güçlü bir konuma sahip olan Oerlikon Textile, son dönemde e-save etiketi ile dikkat çekiyor. Firma bünyesinde bulunan; Barmag, Schlafhorst, Neumag, Saurer ve Textile Components markaları ve yeni ürün grupları ile ITM 2012’de büyük ilgi gördü. Firma fuarda 400 metrekarelik standında ziyaretçileriyle yoğun bir dönem yaşadı. Firmanın standında; Autocoro 8 rotor iplik eğirme makinesi, Polyamid 6 için WINGS POY bobin sarma makinesi, BCF’nin en iyi satan ekipmanı S+ veya enerji tasarruflu Volkmann CT çift büküm iplik makinesi ile dikkatleri çekti. B2010 standında ekipmanlarını sergileyen Oerlikon, ayrıca karmaşık tesisleri ve proses akışlarını 3 boyutlu olarak izlenebileceği ‘Sanal Showroom’ da oluşturdu. Textil Dünyası editörleri, Oerlikon Textile GmbH Pazarlama ve Kurumsal İletişim Başkan Yardımcısı (Vice President Marketing and Corporate Communications) Andre Wissenberg ile özel bir söyleşi gerçekleştirerek, firmanın 2012 yılı çalışmaları hakkında detaylı bilgiler aldı.
Oerlikon’un 2012 yılına yeniden yapılanma ile girdiğini hatırlattığımız Wissenberg, 5 iş biriminin 3’e indirilmesi ve yönetimdeki değişimlerle ilgili olarak şunları söyledi; “Sene başı itibariyle yeni CEO Clement Woon ile çalışmaya başladık. Singapurlu bir yönetici olan Woon alanında yıllardır çalışan ve iş tecrübesine sahip bir yönetici. Diğer yandan, iş birimlerindeki değişiklik esasında zamanın getirdiği bir zorunluluk. İnsanlar ve kurumlar zamanla gelişmek için değişir. Şirketimiz yeni dönemde Asya pazarına odaklandı, bu nedenle Almanya’dan Asya’ya kadar yönetimdeki bazı pozisyonlar değiştirildi. Bu değişmelerle birlikte Oerlikon, global bir şirket olarak gücünü arttırdı. Bu nedenle ana merkezimizin hangi bölgede olduğu önemli değil, asıl önemli olan müşterilerimiz nerede ise bizim de orada, onların yanında olmamızdır. Bu nedenle Nisan ayında da ITM fuarında, yani Türkiye’deyiz.”
Oerlikon’un şu dönemde özellikle Çin’de yatırımlar anlamında geliştiğini, bu pazarda büyük bir üretim alanları olduğunu hatırlatan Wissenberg, Almanya ve İsviçre’deki yapılarının da mevcudiyetini sürdürdüğünü vurguladı. Oerlikon’un global bir şirket olduğunun altını çizen Wissenberg, şu dönemde üst yönetim kademesini Şanghay’a taşıma kararı alındığını, çünkü Çin’in ve o bölgenin küresel tekstil pazarı için çok önemli bir merkeze dönüştüğünü kaydetti. Wissenberg; “Önümüzdeki 10-15 yıl içerisinde, özellikle Çin başta olmak üzere Asya pazarlarının ağırlığını arttıracağını söyleyebiliriz. Bu nedenle firmamızın kurumsal yapısında bir değişikliğe gidildi” dedi.
Türk Müşterileri Çok İyi Tanıyoruz
Türkiye’nin uzun yıllardır en önemli pazarları arasında yer aldığını, bu nedenle Türkiye’ye odaklanmayı sürdürdüklerini dile getiren Wissenberg, 60 yıldan uzun süredir bu pazarda Erler Tekstil Servis ve Ecila ile birlikte servis verdiklerini hatırlattı. Wissenberg sözlerine şöyle devam etti; “Gerçekten, Türk müşterileri çok iyi tanıyoruz ve bir Avrupalı bakış açısıyla şunu çok rahatlıkla belirtebilirim ki, Türkiye bizim için çok önemli bir piyasadır. Yatırım açısından Türkiye’de bir planımız yok, ancak Türk pazarı için Almanya’daki şirketlerini geliştirmeye odaklanıyoruz.” diye konuştu. Wissenberg, Türk müşterilerle iletişimlerini iyi tutmaya çalıştıklarını, hizmet alanında da en iyi hizmeti vermeye odaklandıkları belirtti.
Türk tekstil üreticileri ile Asyalı tekstilciler arasındaki benzerlikleri ve farklılıkları sorduğumuz Andre Wissenberg, her iki pazardaki üreticilerin hemen hemen aynı sorunlarla karşılaştığını söyledi. Wissenberg bu konuda üreticilere e-save konsepti ile çözümler sunduklarını belirterek; “Hindistan ve Çin başta olmak üzere Asya, Türkiye, Amerika’da Brezilya pazarlarındaki müşterin sorunları temelde aynı. Müşterilerimi zorlayan konuları e-save aktivitelerimizde belirledik. Herkes enerjinin etkin kullanımından bahsediyor. Biz de bu sebeple 2004 yılında e-save programını oluşturduk. Etkin enerji kullanımı ve daha yüksek düzeyde üretim sağlayan makinalara odaklandık” dedi.
Pazar bağlamında Türkiye ve Çin arasında çok fazla bir fark olmadığını ifade eden Wissenberg, Çin’de işçilik maliyetlerinin artış gösterdiğini ve otomasyona daha fazla ihtiyaç duyulduğunu açıkladı. Çinli üreticilerin 5 yıl önce yarı otomatik ve ele çalışan makinalar talep ettiğini, günümüzde ise otomasyona yöneldiklerini ifade eden Wissenberg sözlerini şöyle sürdürdü; “Türkiye’de ise bu talep zaten vardı. Türkiye son derece yüksek tekstil üretimi yapan bir ülke. Türkiye’de tekstil tesislerinde çok fazla ve yoğun otomasyon söz konusu. Bu noktada Türkiye gelişmiş bir konumda, Çin ise bu yönde yeni gelişiyor. Çin hükümeti tarafından hazırlanan on ikinci 5 yıllık plana göre sektörün gelişimi öngörülüyor. Otomasyon zayıflığı Çinli iplik işletmecileri için sorun teşkil ediyor, bu nedenle otomasyon öncelikle bu alanlarda görülecektir.”
Bir Etiketten Fazlası: e-save
e-save konseptinin bir etiketten daha fazlasını kapsadığını dile getiren Andre Wissenberg, 8 yıldan daha uzun bir süredir e-save felsefesi üzerine çalıştıklarını hatırlattı. e-save ile kendilerini geliştirdiklerini kaydeden Wissenberg; “Bunu enerjinin etkin kullanımına odaklanarak başladık. AR-GE bölümlerimizle yürüttüğümüz atölye çalışmaları (workshops) gerçekleştirdik. Makinalarımızda enerjinin etkin kullanımını nasıl geliştireceğimiz konusunu ele alıyoruz. Geliştirme süreci başladı ve 3 yıl sonra net sonuçlar çıkartıldı. Mesela WINGS makinamız piyasaya 2007 yılında tanıttığımız yeni POY sistemimizdir. Bu ürünle, enerji kullanımında önemli ölçüce azalma elde ettik” dedi.
Şimdi, daha üretken bir ekonomik boyut anlamında enerjiye odaklandıklarını yineleyen Wissenberg, bazen enerji kullanımını azaltarak, daha fazla üretim sağlayabilecek makinalar üretmenin mümkün olmadığı belirtti. Örnek olarak, bir kilogram iplik üretimi için gerekli enerjide azalma olduğunu belirten, Wissenberg, zaman zaman enerji tüketimini aza indirmenin tartışılan bir konu olduğunu, hava üretkenliğinin (air productivity) ise daha fazla konuşulan bir noktayı oluşturduğunu savundu. “Burada, yüzde 1-2 düşüşten değil, yüzde 10-50’lere varan düşüşten bahsediyoruz” diyen Wissenberg, ALLMA CC4 kablolama makinasının, yeni konsepti ile enerji tüketiminde yüzde 50 tasarruf sağladığını dile getirdi.
Tüm bu ürünlerin e-save etiketi ile alakalı olduğunun altını çizen Wissenberg; “Bu bizim felsefemiz, bizim kendimizi nasıl geliştirdiğimizi gösteren faaliyetimizdir” dedi. Wissenberg, Oerlikon’un e-save felsefesinin, endüstride gerçekleştirilecek olan diğer aktivitelerle kıyaslandığında, yalnızca bir pazarlama uygulaması olmadığını belirtti. Wissenberg sözlerine şöyle devam etti; “Müşterilerimize yeşil etiketimiz olduğunu göstermek istiyoruz. Bu yeşil etiketimiz çok net bir felsefeye ve uygulanmakta olan bir stratejiye sahip. Yani, müşterilerin paradan tasarruf etmesini ve hepimiz için daha iyi bir çevrenin sağlanmasına katkı sunuyoruz.”
e-save’in Türk müşteriler tarafından birkaç yıldır bilindiğini söyleyen Wissenberg; “Belki, herkes bunu ‘e-save’ etiketi olarak hatırlamıyor ama, biz müşterilerimize enerji kullanımından bahsettiğimizde olayın çok fazla pazarlama boyutuna değinmiyoruz, bu bizim hedefimiz değil. Müşterilerimize bu sonuçları göstermeyi istiyoruz, böylece müşterilerimiz de enerji kullanımında yüzde 20 ile 40 arasında maliyet avantajı elde edebileceklerini öğreniyorlar. İşte bu oldukça önemli bir nokta.” dedi.
2012 Satış Hedefleri ve Türkiye’nin Potansiyeli
Son dönemde Türk pazarına sattıkları makinaların modernizasyondan daha fazla yeni yatırım için talep edildiğini açıklayan Andre Wissenberg, modernizasyonların da azımsanmayacak bir seviyede olduğunu belirtti. Wissenberg; “Pekçok müşterimiz, eski tesislerinin yanına yeni fabrikalar kuruyorlar. Büyümek isteyen müşteriler yeni yatırımlara ve yeni makinalarla tesislerini donatma yoluna gidiyor. Biz de pek çok güncelleme ve servis sunuyoruz. Bu da bizim, e-save aktivitelerimizin bir parçasıdır” şeklinde konuştu. Müşterilerinin modernizasyon konusundaki taleplerine de yanıt verdiklerini ve onları doğru bir şekilde yönlendirdiklerini dile getiren Wissenberg, bu güncellemelerin hem müşterinin üretkenliği için hem de çevreyi konuma konusunda önemli bir noktayı oluşturduğunu kaydetti.
ITM 2012 fuarına Türk müşterilerine yeniliklerini göstermek için katıldıklarını dile getiren Andre Wissenberg, örnek olarak, rotor iplik eğirme makinalarındaki son 30 yıllık teknolojideki değişmeleri Autocoro 8 makinasının yansıttığını söyledi. Ayrıya yapay elyaf makinalarında da yeniliklere sahip olduklarını kaydeden Wissenberg, yenilikçi teknolojilerle müşterilerine daha yüksek düzeyde kazanç sağladıklarını belirtti. Wissenberg; “e-save ve bunun beraberindeki felsefe zaten müşterilerimize yol gösteriyor. Eğer Türkiye’ye bakacak olursak eğer, son 5 yılda her yıl yüzde 6-8 oranında enerji maliyetlerinde bir yükseliş görülüyor. Bu nedenle müşterilerimiz enerji maliyetlerine daha çok para ödemek zorunda kalıyor. Eğer biz de masrafları yüzde 50’ye varan oranlarda azaltmanın yolunu biliyorsak, bu mükemmel bir çözüm olacaktır. Müşteriler de son derece bundan memnun olurlar” dedi.
Türk pazarında Oerlikon’un doğal ve yapay elyaflar için rotor eğirme makinesi Autocoro ve sarma makinesi Autoconer’in yoğun ilgi gördüğünü açıklayan Wissenberg, ayrıca Zinser ring iplik makinalarının ilgi gördüğünü belirtti. Halı ipliği üretiminde de Türkiye’de önemli bir pazara sahip olduklarını kaydeden Wissenberg, bu konuda Gaziantep bölgesine odaklandıklarını ifade etti. BFC hala ipliği için Neumag S+ ve Saurer’in Volkman CT makinalarının talep gördüğünü açıklayan Wissenberg, Türkiye’de yapay elyaf için daha fazla yatırım yapılabileceğini, Türkiye’nin bu potansiyele sahip olduğunun altını çizdi.
Oerlikon Konferansı Yeniliklerin Aynası Oldu
Fuarın ilk gününde düzenlenen Oerlikon Konferansı’nda ‘yarının iplikhaneleri için en yüksek teknolojileri’ tanıtıldı. Konferansta; Oerlikon Textile’in yeni CEO’su Clement Woon, Oerlikon Textile GmbH Pazarlama ve Kurumsal İletişim Başkan Yardımcısı Andre Wissenberg, Oerlikon Textile Yapay Elyaflar Başkanı (Head of Oerlikon Textile Manmade Fibers) Stefan Kross, Oerlikon Textile Doğal Elyaflar Başkanı Gerard Küsters (Head of Oerlikon Textile Natural Fibers) ve Oerlikon Textile Components Başkanı Daniel Lippuner hazır bulunarak sunum gerçekleştirdiler. Firmanın 5 lider markasının yeniliklerinin anlatıldığı sunumların odak noktasını e-save etiketi ile vurgulanan, düşük enerji tüketimine sahip ve çevre dostu yenilikçi teknolojiler oluşturdu. 1 Ocak 2012 tarihi itibariyle Oerlikon Textile CEO’su olan Clement Woon ‘inovasyonun bir adı var’ sloganıyla küresel tekstil piyasalarını etkilemek istediklerini söyledi.
Oerlikon Barmag, filament tesislerinin piyasa lideri Polyamid 6 için 12 iplikli WINGS makinasını ilk kez İstanbul’da sergiledi. Makine işlenmesi zor polimerin iyi kalite ipliğe dönüştürülmesinde yenilikler içeriyor. Firmanın eAFK otomatik tekstüre makinası ile onun manuel modeli olan eFK makinası da ITMA Barselona sonrasında İstanbul’da ziyaretçilerle buluştu.
Oerlikon Schlafhorst tarafından geliştirilen Autocoro 8, dakikada 200 bin rotor devriyle iplik eğirmeyi başarın ilk ve tek rotor iplik eğirme makinası unvanını taşıyor. Bu yeni teknoloji yüzde 25’e varan verimlilik artışı ile hem hızlı makine kalkışı hem de çoklu parti özelliği ile iplik eğirme maliyetlerini azaltıyor. Markanın dünyanın en uzun yarı otomatik rotor iplik eğirme makinası BD 448 ve Zinser 351 ve 451 ring eğirme makinaları da diğer önemli teknolojileri oluşturdu.
BCF halı iplikleri için geliştirdiği teknolojilerle Türkiye pazarında da güçlü bir konuma sahip olan Oerlikon Neumag ise 2011 yılında en iyi satış yapan 3 iplikli S+ makinası ile üretim maliyetinde verimlilik sağlıyor. Bükümlü polyester ipliğin yerini alan gözde halı materyali polyester BCF üretimi yapan makine tesislerin üretim kapasitelerinde artış sağlıyor.
Oerlikon Saurer yüksek nitelikte örme, büküm ve maliyet tasarrufu sağlayan Volkmann CT, eco tahrik konsepti ve eco iğler, e-save iğ ailesi içinde yer alıyor. Makine en ince iplik numaralarında bile enerji maliyetlerinde yüzde 40 tasarruf sağlıyor. Volkmann Heat-SET ise kablolaştırmayı, termofiksajı ve iplik sarmayı bir tek adımda birleştiriyor. Yeni Allma TC2 çift iplik büküm makinasının yanı sıra, Allma CC4 ve Epoca 6 yenilikleriyle verimlilikte artışı garanti ediyor.
Oerlikon Textile Compenents markasının yeniliklerinde ise filament ve kesik elyaf iplikhanelerine dönük çözümler öne çıkıyor. ITMA Barselona’da bu yenilikleri tanıtan firmanın Texparts PK 2630 SE Weighting Arms ürünleri Rieter ve LMW makinalarında da kullanılabiliyor. Texparts Zero Underwinding System donanımlı iğler ise dip sargı ipliklerini önlerken verimlilik ve güven sunuyor. Daytex Shrinkage Belt’in yeni kıvrık kenarlarında hiçbir keskin kenar olmadığı için, kesik oluşumunu engelliyor ve kayışın kullanım ömrünü uzatıyor. Heberlein TexJet-ATY ise hava üflemeli tekstürize işlerinde yeniliklere sahip.