Metal aksamlar üretimi ile sektöre adım atan Metsa Makine, günümüzde boya-terbiye makinaları üreten bir markaya dönüştü. 2002 yılında Metsa Metal olarak küçük ölçekli bir yapıda kurulan firma, kısa sürede sektörden gelen taleplerle hem yapısını hem de sektördeki payını büyüttü. Boya ve terbiye makinaları üretimini kendi tesisinde mühendisleri ve teknikerleriyle gerçekleştiren Metsa, finisaj makinaları için de 2011’in başından itibaren Hindistanlı Yamuna Makine ile çalışmaya başladı. Firmanın son projesi ise, Hindistanlı ortakları ile ram makinesi üretmek. ICR, ANAB Accreditied, ISO:9001:2000 kalite belgelerine sahip olan firmanın kuruluşu, çalışmaları ve pazara dönük hedefleriyle ilgili olarak Metsa Makine Yöneticisi Ersel Çoban ile bir söyleşi gerçekleştirdik.
2002 yılında Metsa Metal olarak faaliyetlerine başlayan firmanın özellikle paslanmaz malzeme satış faaliyetlerine odaklandığını hatırlatan Ersel Çoban, 2004 yılında firmanın yeniden yapılandığını dile getirdi. Ersel Çoban; “Firma, 2004 yılında makine üretimi faaliyetlerini de kapsayacak şekilde Metsa Metal ve Makine Sanayi olarak kendini yeniledi. Metsa, iş yaptığı sektördeki firmalardan gelen taleplerle önce fabrika montajlarında tesisat – revizyon yapar hale dönüştü. Daha sonra iş yapılan firmaların önderliğinde yeni makine ve aparatlarda tekstil boya ve terbiye kısmıyla ilgilendi, küçük çaplı makinalar, aparatlar üretmeye başladı. Daha sonra bu firmaların talepleri ile kendimizi tekstil makinaları üreticisi pozisyonunda bulduk” dedi. Metsa’nın ürün gamında; boya makinaları, fular sıkmalı halat açma makinaları, nemlendirme, enzim yıkama, kenar kesme, bobin paketleme gibi makinaların olduğunu dile getiren Çoban, ayrıca müşterilerin talebi ile özel çalışmalar yapılarak, yeni ürünler geliştirildiğini de vurguladı.
Ram Üretimi İçin Çalışmaları Hızlandırdık
Yamuna firması ile olan ortaklıkları hakkında önemli değerlendirmeler yapan Çoban; “Hindistanlı firma ile yaptığımız ortaklığın asıl nedeni, makine üretimi yapmak. Özellikle ram üretimi konusunda birlikte çalışmalar yürütüyoruz. 2014 yılında bu çalışmanın sonuçlarını almayı hedefliyoruz” dedi. Türkiye’de üretim yapan firmalardan farklı olarak bu alanda önemli başarılar kazanmak istediklerini aktaran Çoban konuşmasını şöyle sürdürdü; “ Yamuna özellikle ram konusunda oldukça fazla bilgi birikimine sahip. Bizde bu firma ile ortaklık kurarak, onların tecrübesi ve bizimde pazar gücümüzü birleştirmeye odaklandık. Pazarda yakaladığımız güven duygusunu ram satışında da kullanarak başarılı olmak istiyoruz. Boya makinesinden sonra biraz daha fazla organize çalışma gerektiren ram makinesi üretimini de, kaliteli altyapımızla başaracağımıza inanıyorum.” Boya makinesi yatırımı yaparken önlerine koydukları hedefleri hızlı hızlı geride bıraktıklarını hatırlatan Çoban, ram üretiminde de aynı şekilde ilerleyeceklerini kaydetti.
Kaliteli Servis Yerine, Sorunsuz Ürün Sunmak Önemli
Makine satışı sonrasında, müşterilerin her türlü talebini karşıladıklarının altını çizen Çoban, asıl hedeflerinin ise, sorunsuz makine satışı ile beklentilerin yerine getirilmesi olduğunu söyledi. Çoban; “Servis konusunda herhangi bir sıkıntı yaşamıyoruz. Ancak satış sonrasında firmalardan servis talebi gelirse kendimizi başarısız sayıyoruz. Çünkü bizim temel hedefimiz; hatasız, uzun süre kullanılacak makineler üretmek” ifadesini kullandı. Yapılacak olan ram makinesinde de aynı iş ahlakı ile devam edeceklerine vurgu yapan Çoban; “Sattığımız ürünlerin ardından müşterimizin, ziyaret dışında başka talepte bulunmaması temel ilkemizdir” dedi.
Rakiplerin Tavrı, Üretim Politikası İçin Önemli
Teknoloji üretme konusunda firma olarak tüm gelişmeleri yakından takip ettiklerini belirten Çoban; “Küresel alanda hangi ürünler talep ediliyor. İstenilen makinelerin özellikleri neler, bu gibi konular; üretim şeklinin ipuçlarını veriyor” dedi. Bu noktada iyi bir uzman olduklarını dile getiren Çoban, şu ifadeleri kullandı; “ Özellikle son dönemde tasarrufun öne çıktığı ürünler geliştirmeye çalışıyoruz. Dünyada başta su, elektrik ve buhar tüketiminin azaltılması konusunda ciddi beklentiler oluştu. Bu farkındalığın getirdiği sonuçları da yakından takip ederek, taleplere doğru yanıtlar veriyoruz. Umuyorum ki tüm süreci de bu şekilde organize etmeye devam edeceğiz. Üretimimizin yüzde 10’luk kısmını oluşturan ihracat kalemini de bu şekilde artıracağız.”
Bir üreticinin başarılı olması için, sadece üretim sürecinde doğru kararlar almasının yeterli olmadığı fikrini savunan Çoban, aynı zamanda ürünlerin doğru satış stratejileri ve tanıtımlarla pazarda güçlü hale getirilmesi gerektiğine işaret etti. Bu anlamda hem küresel hem de yerel fuarların sıkı takipçisi olduklarını açıklayan Çoban sözlerini şöyle noktaladı; “ ITM fuarında yer alarak ürünlerimizi tanıtacağız. Ancak fuara katılanların alıcı olmaktan ziyade, ziyaret için orada olacaklarını düşünüyorum. Özellikle Ortadoğu’da yaşanan kriz bu duruma işaret ediyor. Bu nedenle ITM fuarında daha çok yerli alıcılara yönelik tanıtım yapmaya odaklandık. Bunun dışında küresel alanda da çalışmalarımız sürecek. Özbekistan’daki beklentimiz çok fazla. Rusya, Hindistan ve Bangladeş’te atılımlarımız sürüyor. Bu alanlarda da başarılı olacağımıza inanıyorum.”
