Tekstil sektöründe iplikten konfeksiyona uzanan geniş bir yelpazede üretim yapan işletmelerin rekabetçi piyasa şartlarında katma değeri yüksek mal ve hizmet sunumu sağlamaları, üretim maliyetlerini minimize edebilmeleri için EFFE Endüstri sürdürülebilir ve yenilikçi çözümler sunmayı hedefleyen bir firmadır. EFFE son kullanıcı müşterilerin yanı sıra yerli ve yabancı diğer makina imalatçıları için geliştirdiği teknolojik ve kullanıcı dostu çözümleri ve de uzun yıllar makine imalatı konusundaki tecrübeleri sayesinde kısa zamanda Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen tekstil makine ve makine aksesuarları imalatçılarından biri konumunda. Sektörün lider markaları arasında yer alan EFFE’nin yönetici ortağı İhsan Mokanoğlu ile sektöre dair gelişmeleri ve EFFE’nin son dönemdeki çalışmalarını konuştuk.
Avrupalı Makine Algısı Değişti
Sektörün geçmişten geleceği kat ettiği yolu şu sözler ile özetleyen Mokanoğlu, ‘’Uzun yıllardır teknoloji üretme konusunda öncü olan Avrupa menşeli makine üreticilerinin geliştirmiş oldukları makineler gerek Türkiye gerekse diğer tekstil ülkelerinde rakipsiz olmaları nedeni ile tercih sebebi olmuş, hatta tekstil endüstrisi devlerinin satın alma tercihlerinde dahi Avrupa menşeli makineler siparişlerin tekstil üreticilerine ulaşmasında belirleyici faktör olmuştu. Yeni gelişen Türk tekstil makine üreticilerinin 2000’li yıllarında başında, tekstil üretim pazarlarına girişi ve yaşadığı sıkıntılar maalesef ‘’Made in Türkiye’’ üretimi tekstil makinelerine olumlu bakışta sorunlara yol açmıştı. Piyasanın beklentilerinin altında kalan Türkiye Menşeli makinelerin çok başarılı olmayan algısı sebebi ile rekabetçi olmaktan uzak piyasa beklentilerinin çok altında, sadece ekonomik makineler geliştirme stratejileri belirlenmiş ve maalesef bu çabalarda Türk makinelerinin Dünya pazarındaki pazar payını artırmaya yetmedi’’ diyen Mokanoğlu, ‘’ Bir çok yerli ve yabancı müşterinin klişe haline gelmiş şu açıklamalarını hemen hemen bir çok meslektaşım duymuştur “ Yeni projemizde ilk makine yatırımlarımızda Avrupalı makineleri tercih etmemiz gerekli” yada “ Maalesef ki Türk menşeli makineler ile yasadığımız bazı olumsuz tecrübeler var, bu sebeple ürünlerinizi olumlu değerlendiremiyoruz” ya da “ fiyatlarınız neden daha pahalı ki ?, siz de Türk makine imalatçısınız ve fiyatlarınızın benzer olması gerekli !”
Sektörde bir çok firma temsilcisinin benzer diyaloglar ile karşı karşıya kaldığı aşikar, ancak şunu da eklemeden edemeyeceğim diyor İhsan Mokanoğlu, “ Her ne durum, şart olursa olsun tek bir hedefimiz olmalı, teknoloji üretmek, fark yaratan avantajlar tasarlamak, üretimsel maliyetleri düşünmeden, pazarlama ve tanıtım, AR-GE, insan kaynakları bütçelerini doğru belirlemek, insana, teknolojiye ve kaliteye yatırım yapmak.
Fiyat-Performans Beklentisi Karşılanmalı
Ekonomik makineler tasarlayıp üretmek yerine, fiyat – performans beklentisini karşılayan, toplam kalite algısına odaklanan, sürdürülebilir kalite anlayışı ile uluslararası piyasalarda ve Türkiye’de farklı ve kullanıcılara üretimsel, enerji kazanımı konusunda avantaj sağlayan makineler geliştirmek hem makine imalatçısı hem de Türkiye algısı anlamında uzmanlaştığımız makineler üretmemiz gereklilik değil, şarttır.’’
Avrupalı makine üreticilerine karşı halen avantajlı konumda olduklarına değinen Mokanoğlu, ‘’Avrupalı firmalara göre halen önemli avantajımız ekonomik iş gücümüz. Hammadde fiyatları, ticari ürün fiyatları, lojistik ve finans maliyetlerimiz hemen hemen birçok makine imalatçısı ile benzer. Avrupalı firmalar tekstil üretmeyi elbette iyi biliyorlar ancak ekonomik iş gücü sebebi ile gelişmekte olan ülkelerdeki ekonomik iş gücünü kullanarak, ekonomik ürünler üretme amacındalar. Makine, teknoloji geliştirme ve üretme konusunda da uzun yıllardır sahip oldukları tecrübeler, ülke algısı konusunda geldikleri nokta, bu başarının sağlanmasında geçtikleri yollar bizler için örnek teşkil etmeli ve ekonomik makine yerine farkları ile katma değer sağlayan makineler üretmeliyiz.’’
Türk Makine Sanayisinin Başarısı
Yerli tekstil makine üreticilerinin hem Ülkemizde hem de Dünya’da son dönemde başarılı çalışmalar yaptığına değinen Mokanoğlu, ‘’Birkaç yıl öncesine kadar boya terbiye makinelerinin Türkiye satış rakamları Avrupalı imalatçılarını memnun ve mutlu ederken, günümüzde yıl bazında aldıkları belli siparişleri çok önemser hale gelmiş olmaları Türk makine sanayinin başarısıdır ’dedi.
Mokanoğlu, ‘’EFFE’nin üretim konusu olan Ram makinesinin yıllık üretim ve sevk kapasitesi 65-70 makinedir, bu sayının halen % 45’i Türkiye’ye sevk edilmektedir. Diğer yerli ram makinesi imalatçılarını da göz önünde bulunduracak olursak, Türkiye tekstil endüstrisinin ihtiyacı olan 175-200 adet ram makinesi yerli imalatçılar tarafından tedarik edilmektedir. Avrupa menşeli makine sayısı ancak bu sayının % 10’nunda kalmaktadır. Boya terbiye makinelerinin tamamında benzer durum söz konusudur.’’ dedi.
Kaliteli Üretim Kazandırır
Makine imalat teknolojisine sahip ülkeler arasında yer alan Hindistan, Türk makine imalatçıları için zor pazarlardan biridir, hele hele Dünya’nın en büyük tekstil üretici olan Çin pazarına ihracat yapmak neredeyse imkânsız gibidir. Bunun sebebi de yerli makine sanayinin var olması, Türkiye de olduğu gibi belli makine gruplarında uzmanlık ve üretim olanaklarının olmasıdır. Zorlu pandemi şartlarında önemli bir gerçek ile karşı karşıya kaldık, daha fazla kendi kendimize yetebilir durumda olmamız gerekli. Bu sebeple makro olmadığı gerekçesi ile belli ürün gruplarını üretmeme, pahalı olacağı düşüncesi ile makine teknolojisini geliştirmeme gibi yanlış düşüncelerde sıyrılıp, mevcut imkânları daha da geliştirerek daha farklı makineler üretmemiz ve uzmanlık alanlarımızı geliştirmemiz hedefimiz olmalı, ancak bu nokta da yerli tekstil sanayicilerini de yerli makine imalatçılarına daha fazla desteğe davet ediyoruz.
Boya ve terbiye makineleri konusunda sağladığımız başarıyı diğer makine gruplarında da hayata geçirebilmek ancak yerli tekstil sanayi temsilcilerinin destekleri sayesinde olacaktır, üretici ve kullanıcı olarak geleceği birlikte planlamamız gereğine inanıyoruz.
Dünya değişiyor, beklentiler değişiyor, ancak kalite beklentisi her zaman var olacak. Ucuzun da ucuzunu üretmeyi tasarlamak yerine, sahip olduğumuz avantajları iyi değerlendirerek, katma değer üreten, farklı noktaları ile kullanıcılara avantaj sağlayan makineler ile uzmanlaşarak geleceği belirlememiz vizyonumuz olmalı.