Küreselleşen dünyada hem moda hızla değişiyor hem de teknolojiler hızla eskiyor. Bu çerçevede yoğun bir rekabet süreci pazara hakim görünüyor. Bu pazarda yer alan tüketiciler ise sadece aldığı ürünün sağladığı fayda ile orantılı bir bedel ödemeyi kabul ediyor. Yani, ürün üretilirken oluşan maliyetlerin ürün fiyatına yansımasını kabul etmiyor. Diğer yandan müşteriler, daha hızlı, daha kaliteli ve daha küçük miktarlarda ürün talebinde bulunuyor. Yüksek maliyetlerle oluşturulmuş sektörün teknolojik yatırımı ve yönetim sistemleri ise çok zaman buna uyumlu bir esneklik sergileyemiyor. Maliyetleri sürekli artarken kar oranları düşen sektör ise hız ve zaman kazandıran, israfı önleyen yeni bir üretim sistemi ile karşı karşıya bulunuyor. Buna kısaca Yalın Üretim deniyor. Yalın üretim süreçlerinin ve Yalın (lean) felsefesinin Türkiye’de tanıtılması yönünde çalışmalar sürdüren Yalın Enstitü Derneği Başkanı Yalçın İpbüken’den hem derneğin çalışmaları hem de bu yenilikçi yaklaşımla ilgili bilgi aldık.
Türk sanayicilerine yalın üretim sistemlerini tanıtmak amacıyla 2002 yılında Yalın Enstitü Derneğini kurduklarını söyleyen İpbüken, derneğin bir eğitim ve danışmanlık kuruluşu olduğunu belirtti. İpbüken; “İşletmelerin yalın dönüşüme ikna olmalarını sağlamak, onları yalın dönüşüm yolunda desteklemek ve değer katmak amacıyla eğitimler, uygulama desteği, yayınlar, araştırmalar, seminer, konferans vb. etkinliklerle hizmet veriyoruz. 2002 yılından bu yana Türk ve yabancı sermayeli, küçük, orta, büyük ve her sektörde faaliyet gösteren 200’e yakın işletmede geniş kapsamlı danışmanlık desteği ve 400’den fazla firmaya eğitim desteği verdik. Bugün itibariyle 55 ayrı firmada Yalın projelerimiz devam ediyor” dedi.
Türkiye’de bulunan Yalın Enstitü’nün, başta Amerika olmak üzere dünyanın 18 ülkesindeki Yalın Enstitülerle sürekli iletişim halinde olduğunu aktaran İpbüken, derneklerinin Japonya’da kurulu bulunan ve TPM Ödüllerini veren JİMP-S kuruluşunun Türkiye’deki çözüm ortağı olduğunu hatırlattı. Japon Bilimadamları ve Mühendisleri Sendikası (Union of Japanese Scientists&Engineers) ile temas halinde olduklarını ifade eden İpbüken, aynı zamanda TEC Toyota Engineering Corp ve Japon Denizaşırı Teknik Burslar Derneği (AOTS- TheAssociation for Overseas Technical Scholarship) ile Türkiye’ye yönelik işbirliği anlaşmaları olduğunu da açıkladı.
Yalın Felsefe Firmaların Tüm Sürecini Kapsıyor
Genel olarak bilinenin aksine ‘Yalın’ felsefesinin sadece üretimle sınırlı bir yaklaşım ve masraf kısma yöntemi olmadığının altını çizen Yalçın İpbüken, üretim, bilişim altyapısı, insan kaynakları yönetimi dahil olmak üzere bütün süreci kapsayan bütünsel bir yönetim anlayışı ve insan odaklı bir iş yapma kültürü olduğunu dile getirdi. İpbüken, Yalın Enstitü’nün, çalıştığı firmaların üretim, tedarik, lojistik, satış, planlama, ürün geliştirme, yatırım, bütçe, vb. tüm iş süreçlerine yönelik yalınlaşma faaliyetlerine destek verdiğini yineledi.
Enstitü olarak, bir firmanın sürdürülebilir karlılık ve büyüme hedeflerine 4 ana boyutta katkı sağladıklarını açıklayan İpbüken, bu unsurları şöyle sıraladı; “ Birinci boyut maliyetlerdir. Yalın yöntemler insan, makine, malzeme, enerji, zaman, para gibi tüm üretim girdilerinin daha verimli kullanılmasını sağlayarak maliyetleri düşürür. İkinci boyut karlılığın maliyet yanında diğer parametresi olan satış geliridir. Yalın düşünce müşteri için değere odaklanmamızı, müşterilerin talep edeceği katma değeri yüksek ürün ve hizmetler sunmamızı sağlar. Böylece istenmeyen ürünler, hizmetler, özellikler için kaynak israf etmemiş oluruz. Üçüncü boyut ise yaratılan yalın şirket kültürüdür. Yalın uygulamaları yaparken gelişen çalışanların düşünce biçimi şirketi uzun vadede başarılı kılacak alt yapıyı sağlar. Dördüncü boyuttaki katkımız firmanın mevcut çalışan ve yönetici profilinin değişime ikna ve adapte edilmesidir”
Tekstil Devleri Yalın Düşünceyi Benimsedi
Yalın düşüncenin uygulanmadığı hiçbir sektör ve alan olmadığını vurgulayan Yalçın İpbüken, son dönemde tekstilin yanı sıra sağlık, inşaat ve bilişim alanlarının da bu süreci dahil olduğunu açıkladı. Tekstil sektörünün istihdam, ödemeler dengesi ve Türkiye’nin 500 milyar Dolarlık dış ticaret hedefi açısından çok önemli stratejik bir sektör olduğunu vurgulayan İpbüken, tekstil sektörünün küresel rekabete en açık sektör olduğunu da dile getirdi. İpbüken sözlerine şöyle devam etti; “Türkiye, batı dünyasına tekstil ürünü ihracatı yapan en başarılı ülkelerden birisidir. Bazı kategorilerde ilk sıralarda yer almaktayız. Türkiye’nin bu rekabetçiliği ilk başlarda işçilik ücretlerinin rekabetçi olmasına dayanırken, yalnız işçi ücretlerine dayanan rekabetçilik uzun sürmüyor. Sizden daha az ücret ödeyen ülkeler sizi çarçabuk geçebilmekte, siparişlerimizi kapabiliyor. İşçi ücretlerindeki ucuzluğun kendi başına yeterli olmadığı bir dünyada yaşıyoruz. Günümüzdeki tekstil dünyasındaki rekabetçi koşullarını Zara, Nike, Adidas, H&M ve Hugo Boss gibi küresel firmalar belirliyor. Zara’nın geliştirdiği iş modeli, ‘Moda ürünleri orta hallilerin satın alabileceği fiyatla ve hızlı model sunumuna’ dayanıyor. Zara tek başına moda sektörünün Toyota’sı olmuştur. Tekstil sektöründe sürdürebilir başarı ve karlılık, hızlı ve ilk seferden itibaren doğru ve kaliteli olmaktan geçiyor.”
Yalın Enstitü olarak günümüzde birçok tekstil firmasına kısa süreli danışmanlık verdiklerini ve eğitim çalışmaları yaptıklarını aktaran İpbüken, sürdürülebilir başarı ve karlılık elde edilmesi için belli kriterlerin uygulanması gerektiğini vurguladı. İpbüken, bu kriterleri şöyle sıraladı; “Müşterilerinin sesini çok iyi duyabilmeli, bu bilgiyi ürün ve hizmetlerine aksettirebilmelidir. Fason çalışmak sürekli başarı için yeterli değildir. Konusunda know-how geliştirmeye dikkat etmeli; dünyada olup bitenleri yakından takip etmesi gerekmektedir. Ürün Tasarımını, Model oluşturmayı, Koleksiyon Yapmayı çok iyi bir şekilde başarabilmelidir. Ancak bütün bunları yaparken; Yalın Üretim ve Yalın Yönetim uygulamalarını ısrarla ve odaklanmış olarak sürdürerek; İlk Seferde Kaliteli üretim yapabilmeli, Maliyetlerini her an azaltma yolunda gayret göstermeli, tedarik sistemini bugünün kalite, hız anlayışına uygun hale mutlaka getirmeli, sipariş alıp yerine getirme süresini günlere, saatlere indirebilmeli, eksiksiz teslimatı belirlenen tarihte, hatta saatte gerçekleştirebilmelidir.”
Tekstil sektöründeki değişik bölümlerin farklı çözümler talep ettiğine dikkati çeken İpbüken, boyahanesi olan firmaların enerji maliyetlerini ciddi bir şekilde gözlem altına alması gerektiğini savundu. İpbüken; “Zira, enerji ve su kullanımında birçok önemli israfla karşılaşıyoruz. Aynı şekilde dokuma alanında yoğun makine ve ekipman kullanılıyor. Makine, tesis ve ekipman yönetimini ve verimliliğini arttırmak için alışık olunmayan çabaların içerisine girmek gerekiyor. Her santimin, her kuruşun hesabı yapılmalı” dedi. Konfeksiyon kısmının isen daha çok emek yoğun bir alan olduğunu söyleyen İpbüken, çalışanların sürekli eğitimi ve geliştirilmesinin büyük önem taşıdığını kaydetti.
Yeşim Yalın Düşünce’yi Başarıyla Uyguluyor
Nike’ın bütün tedarikçilerinden Yalın Düşünce’yi hayata geçirmelerini şart koştuğunu açıklayan İpbüken, Yalın Üretim ve Yönetim anlayışını uygulamayan tedarikçiler ile işbirliği yapmadıklarını vurguladı. İpbüken, Bursa’da kurulu bulunan Yeşim Tekstil’in Nike’ın Yalın şirket uygulamasında en başarılı tekstil tedarikçisi seçildiğini aktardı. İpbüken; “Yeşim Tekstil Nike’ın önerisi ile Yalın Yolculuğuna Yalın Enstitü ile başladı ve uzun süre Yalın Enstitü ile yalın yolculuğuna devam etti. Zaman zaman da bu birlikteliğini sürdürüyoruz. Yeşim Tekstil Yalın Üretim ve Yalın Yönetim konusuna çok önem verdi ve başta Şenol Şenkaya olmak üzere tüm üst düzey yöneticiler Yalın Liderler olarak faaliyetlerini sürdürüyor. Yeşim Tekstil Yalın konusunda kendi tedarikçilerini geliştirebilecek olgunluğa erişti.”
Hugo Boss Operasyonel Mükemmellik Merkezi Oldu
İpbüken yalın şirket uygulamasına bir başka örnek olarak Hugo Boss’u gösterdi. İpbüken şunları söyledi; “İzmir Serbest Bölge’de kurulu Hugo Boss firması başlı başına bir başarı öyküsüdür. Yalın Enstitü, Hugo Boss firmasının Operasyon Mükemmellik Yolcuğuna uzun süreli olarak katkıda bulunmuştur. Hugo Boss ile iletişimi sürdürüyoruz. Almanya’nın direktifleri ile yola çıkan Hugo Boss firması zaman içinde küresel Hugo Boss dünyasının Operasyonel Mükemmellik Merkezi olma başarısını göstermiştir.”
Bursa’da kurulu bulunan Savcan Tekstil Şirketi’nin kadın moda kumaşları konusunda uzman bir firma olduğunu belirten İpbüken, şirketin boyahane, konfeksiyon ve dokuma bölümlerinde Yalın Üretim ve Yalın Yönetim çalışmaları yürüttüğünü açıkladı. Firmanın bu çalışmalarla önemli kazanımlar elde ettiğini dile getiren İpbüken, Avrupa pazarındaki faaliyetlerinin arttığına vurgu yaptı. Yine Bursa’da ev tekstili alanında faaliyetlerini sürdüren Türkün Holding bünyesindeki Türkün firmasının bir yıldır Yalın Üretim ve Yalın Yönetim çalışmaları yaptığını ifade eden İpbüken, firma ile Yalın Enstitü’nün çalışmalarının sürdüğünü açıkladı.
Temel Yatırım İnsana Yapılıyor
Yalın Enstitü ile yapılan Yalın Üretim ve Yalın Yönetim çalışmalarında en önemli harcamanın insana yapılan yatırım olduğunu belirten İpbüken, bunun dışında teknik bir yatırımın talep edilmediğini vurguladı. Yalın uygulama ile üretim alanında yüzde 35-45 ve depolarda asgari yüzde 50 oranında işgal alanının azaldığını ifade eden İpbüken, sözlerini şöyle sürdürdü; “Üretim alanlarında hareket eden hammadde, yarı mamul stoklarında yüzde 80’lere varan azalma, insan verimliğinde ise yüzde 15-25 verim, makine ekipman verimliliğinde yüzde 25-35 verim, kalitede yüzde 100 artış, siparişten teslimat süresinde yüzde 90’a varan iyileşmeler söz konusudur. Sözün kısası üretim kaynaklarında ve işletme sermayesinde önemli kazançlar söz konusudur. Bütün bu saydığımız sonuçları hemen her yerde elde ediyoruz.” İpbüken, bu kazanımların ortalama 6-18 ay içerisinde elde edildiğini ve danışmanlık için ödenen faturanın çok hızlı bir şekilde geri döndüğünü sözlerine ekledi