21 – 24 Ekim tarihleri arasında Şanghay’da gerçekleştirilen İntertextile Şanghay Giyim ve Kumaş Fuarı’na katılan Aker Tekstil son dönemde ürettiği yüksek katma değerli ürünleriyle ön plana çıkıyor.
Türk ve uluslararası peluş ve muflon üreticileri arasında beş milyon metre yıllık pelüş kumaş üretim kapasitesi ve geniş ürün yelpazesi ile öne çıkan Aker Tekstil’in Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Karabel ile Çin’de düzenlenen İntertextile Şanghay Giyim ve Kumaş Fuarı’nda Textil Dünyası Yayın Grubu’na önemli açıklamalarda bulundu.
Akrilik, polyester, yünlü, pamuklu hammaddeler ve bunların karışımlarını işleyerek değişik sektör ve pazarlarda giyim eşyası, imitasyon kürk, mont, astar, yakalık, muflon, oyuncak, boya ruloları, filtre ve çeşitli aksesuar olarak kullanılmak üzere farklı özelliklerde kumaşlar üreten Aker Tekstil’in kuruluş süreci, Erdal Karabel’in anlatımıyla, 1995 yılında Gaziantepli işadamı Ahmet Mutafoğlu’nun Amerika’dan gelirken yanında getirdiği kumaş numunelerini göstererek, bunları Türkiye’de üretmek için ortalık teklif etmesiyle başlamış.
O dönemde, Türkiye’de, Mutafoğlu’nun yanında getirdiği numunelik kumaşları üreten sadece iki firma olduğunu söyleyen Karabel, üretime yedi örgü makinesiyle başladıklarını ifade ediyor.
Daha sonra, kurdukları tesisi geliştirmek için İtalya’daki fabrikaları Mutafoğlu ile incelenmeye gittiklerini ve dönüşte 3.5 milyon dolarlık bir yatırımla, üretim parkurunu tam anlamıyla kurmak için Amerikan Mayer marka örme makinalarının yanı sıra tarak, kesme, apre makinelerini de aldıklarını kaydeden Karabel, Ahmet Mutafoğlu’nun bir süre sonra ortaklıktan ayrılmasıyla, şirketin başına geçmiş.
Aker Tekstil’in makine parkurunda 50 adet yuvarlak örgü makinesi buluyor. En son teknolojilerle donatılmış bilgisayar ve geniş makine parkuruyla yüksek kalite örme kumaş üretimi yapan Aker Tekstilin, müşterilerine geniş ürün ve model seçenekleri sunduğunu ifade eden Karabel, Aker entegre tesislerinde düz, jakarlı, bukleli, kıvırcık ve snow-tops kumaşlardan her türlü değişik model, renk, desen ve ağırlıklarda üretilebildiğini kaydetti.
Kartopu’na Yeniden Kavuşmak
Ayda 450 ton iplik üretim kapasitesine sahip olduklarını belirten Karabel, yurtdışına "Kartopu" adıyla üretim yapmamalarına rağmen marka isminin birçok ülkede bilindiğine dikkat çekti. “Piyasadaki en büyük markalara üretim yapıyoruz. 10 yıl sonra Kartopu markası ile tüm dünyada tanınmak gibi bir hedefimiz var. Artık fasoncu değil, marka olmak istiyoruz. Bunun için gerekli fizibilite çalışmalarını yaptıktan sonra, 3 yıl içinde kendi adımızla dünyaya açılacağız."
Şimdilerde iç piyasa pazarının % 30 unu karşılamaktadırlar. İhracat yaptıkları önemli ülkeler Amerika, Almanya, İngiltere, Japonya, Fransa, Norveç, Danimarka, Kore ve Avusturalya olmak üzere 42 ülkeyi kapsamaktadır.
“Müşteri Yenilik İster”
Bununla beraber sektörün ihtiyacı olan yüksek katma değerli üretime geçmek için mutlaka Ar-Ge’ye önem verilmesi gerektiğini ifade eden Karabel, “Müşteri sürekli yenilik istiyor. 10 sene önceye göre bilinen her şey değişti. Artık günü kurtarmak için yapılan hesaplarının bir geçerliliği kalmadı” diyerek sözlerine “Yenilikçi iş fikirleri kullanmak gerekli. Artık çaputçuluk yaparak para kazanılmıyor. Evvelki yıllarda üretim azdı, fakat günümüzde üretim arttı. Mutlaka yurtdışına açılmak gerekli; devir, yüksek katma değerli mallar üretip onları pazarlama devridir.” İç piyasadaki taleplerinin artık yüksek katma değerli ürünler üzerine oluştuğunu anlatan Karabel, buna uyum sağlayamayan şirketlerin sektörden çekilmek zorunda kalacağını anlattı.
Yeni Yatırımlar
Her sene %15’lik bir oranda büyüme yakalayarak, başarı çıtasını daha yukarı taşıyabilmek için yeni atılımlar peşinde olduğunu ifade eden Karabel, piyasanın iç ve dış taleplerine göre makine yatırımlarıyla şekillendirilebileceğini söyledi. deneme mahiyetinde halı ipliği sektörüne girdiklerini, fakat ürettikleri fitil halı ipliğinin dokuma halılarına göre az olduğunu belirterek, bu alanda yaptıkları yatırımları ilerleyen dönemlerde geliştirmeyi amaçladıklarını söyledi.
Yatırım kalemlerinin önemli bir kısmını makine parkurlarını yenilemek olduğunu ifade eden Karabel, “Tesislerimizdeki Eski makinelerimiz revize ederek, onların yerine daha çok üretim yapan makineler alıyoruz. Özellikle Türkiye’de olmayan makineleri tercih ediyoruz” dedi. Cirolarının %30’unu bu revizyon için ayırdıklarını belirten Karabel, “Bu sayede hem daha geniş, hem de daha modern bir tesis oluşturma çabasındayız.”
Amerika’da uygulanan %15 gümrük vergisi ve kota sorununu aşmak için, yurtdışında bir tesis açma düşüncelerinin olduğunu ifade eden Karabel, “Etiyopya’da yatırım yapma düşüncemiz vardı. Şimdi cumhurbaşkanı olan, Etiyopya Büyükelçisi yatırım konusunda bize çok yardımcı oldu. Fakat, son dönemde Tunus, Suriye ve Mısır’da meydana gelen olaylar, maliyet faktörleri ve hammadde temini gibi sorunlar sebebiyle, şimdilik bu projemizi rafa kaldırdık. İlerleyen zamanlarda, pazar durumuna göre yeniden bu projeyi gündeme alabiliriz” dedi.
“Tercihimiz Katma Değeri Yüksek Ürünler”
Herkesin kriz gördüğü zamanları, çağa uydurmak için bir fırsat olarak gördüklerini anlatan Karabel, "Artık çok fazla üretmek yerine, katma değeri yüksek üretimleri tercih ediyoruz" dedi. 2012 yılında grubun 255 milyon TL’lik ciroya ulaştıklarını, 2013 yılı cirosunun ise 300 milyon TL olarak tahmini olarak öngörüldüğünü belirten Karabel, 2014 hedeflerinin en az yüzde 10-20 büyümeyi gerçekleştirmek olduğunu kaydetti.
