Türkiye’nin en önemli tekstil sanayi bölgelerinden biri olan Bursa; Rusya, Almanya, Romanya, İran, İngiltere, İtalya ve Polonya başta olmak üzere 180'den fazla ülke ve bölgeye ihracat gerçekleştiriyor. 2014 yılı sonunda 1.5 milyar ihracat rakamına ulaşan Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği’nin (UTİB) bu başarısının mimarlarından UTİB Yönetim Kurulu Başkanı ve aynı zamanda Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay Yayın Grubumuzun sorularını yanıtladı.
2014 Zorlu Geçti
UTİB’in 2014 yılı ihracatının yüzde 4,5 artış ile 1 milyar 412 milyon dolar olarak gerçekleştiğini belirten Burkay, en fazla ihracatın Almanya, Rusya, İngiltere, Romanya ve İran olduğunu belirtti. Almanya’ya yüzde 3 azalışla 147 milyon dolar, Rusya’ya yüzde 13 azalışla 133 milyon dolar, İngiltere’ye yüzde 14 artışla 90 milyon dolar, Romanya’ya yüzde 11 artış ile 87 milyon dolar ve İran’a yüzde 18 artış ile 68 milyon dolar ihracat gerçekleştirdiklerini ifade eden Burkay, “2014 yılı ihracatta zorlu bir yıl olsa da son 2008 ekonomik krizinden bu yana ihracatımızı istikrarlı biçimde artırmayı sürdürüyoruz. Bunda pazar çeşitlendirme başarımızın ve ayrıca ithalatta haksız rekabet ile mücadele edilmesinin rolü bulunmaktadır” dedi.
2014 yılı hem jeopolitik açıdan hem de siyasi açıdan dalgalanmaların yaşandığı bir yıl olduğunu belirten İbrahim Burkay, Orta Doğudaki karışıklıklardan ötürü bölgedeki yatırım ve finans alanlarında tehditler, döviz kurlarındaki dalgalanmalar yüzünden tüketicilerin taleplerinde daralma riski bulunduğunun altını çizdi. Böyle bir tabloya rağmen petrol fiyatlarındaki düşüş Türkiye ekonomisini olumlu yönde etkilediğini ifade eden Burkay, “6 ay içinde yüzde 50 düşen petrol fiyatları ile cari açık üzerindeki baskı hafifledi, bu durum ülkemiz ekonomisinin büyümesini olumlu yönde etkileyebilir. Petrol fiyatlarındaki düşüşün firmaların enerji maliyetlerine yansıması en büyük temennimiz” dedi. Ruble’nin değerinin düşmesinden kaynaklanan Rus ekonomisinde yaşanan türbülansın, Rusya’ya ihracat yapan ihracatçıların rekabet gücünü olumsuz etkilediğini söyleyen Burkay, AB ve Rus pazarlarının istikrara kavuşmasını beklediklerini ifade etti.
2015 yılında UTİB olarak 1 milyar 600 milyon dolarlık ihracat hedefi belirdiklerini belirten Burkay, petrol fiyatlarındaki düşüş Türkiye ekonomisini olumlu yönde etkilediğini ifade eden Burkay, “6 ay içinde yüzde 50 düşen petrol fiyatları ile cari açık üzerindeki baskı hafifledi, bu durum ülkemiz ekonomisinin büyümesini olumlu yönde etkileyebilir. Petrol fiyatlarındaki düşüşün firmaların enerji maliyetlerine yansıması en büyük temennimiz” dedi.
Rakiplerimizin Önüne Geçtik
Türkiye’nin tekstil sektöründe çok güçlü bir konumda olduğunu belirten Burkay, ülkemiz sanayicisinin üretimden tanıtıma, tasarımdan pazarlamaya kadar tüm alanlarda yüksek kaliteyi sunduğunu ifade etti. “Rakiplerimize göre daha kaliteli, inovasyona ve kendi tasarımlarımıza dayalı ürünlerimizle rekabet gücümüzü artırdık, artırıyoruz. Sektörümüzün en büyük sorunlarından olan haksız rekabete dayalı ithalata karşı bizler Ekonomi Bakanlığımız ile işbirliği halinde; sorumlu ülkeler ve yabancı şirketlere karşı uluslararası hukuka dayanan birtakım mekanizmaları işletiyoruz” diyen Burkay sözlerine şu şekilde devam etti, “Sektörümüzde son dönemlerde karşılaştığımız bir diğer önemli sorun koordinasyon eksikliği idi. Aslında güçlü olan firmalarımız koordine olup beraber hareket ettikleri zaman çok daha güçlü olabileceklerini gördüler. Bizler bu kapsamda milli katılımlar heyetler proje pazarları gibi pek çok faaliyeti yoğun şekilde gerçekleştiriyoruz. Geçmişten farklı olarak bundan sonra tekstil şirketlerimizin güçlerini birleştirdiği ortak akıl etrafında koordinasyon ile hareket edebildikleri BUTEKOM ve Tekstil Mükemmeliyet Merkezi gibi kuruluşları hayata geçirdik. Bu bağlamda günü kurtaran anlayıştan geleceği planlayan bir yapıya kavuşan sektörümüz 2015 yılı ve devam eden dönemde başarılarını artırmayı sürdürecektir.”
Yüksek katma değerli giysi ve teknik tekstil üretimini, kullanımını ve sürdürülebilir kılınmasının Türk tekstilinin olmazsa olmazları olarak her platformda dile getiren Burkay, Ar-Ge’ye ayrılan kaynakların özellikle son 10 yılda önemli bir artış gösterdiğini belirterek, “2023'te milli gelirin yüzde 3'ünün Ar-Ge’ ye ayrılması, bunun yüzde 2'sinin özel sektör tarafından gerçekleştirilmesi hedefleniyor. Bu hedeflerin gelişmiş ülkeler seviyesini yakalamak için yapılacak çalışmalarda önemli bir itici güç olacağına inanıyoruz. Yüksek oranlı büyümeyi gerçekleştirebilmek için, bütün gayretlerimizi toplam faktör verimliliğini artıracak reformlara yoğunlaştırmalıyız. Bu verimliliği artırmanın en etkin yolu da şüphesiz inovasyon ile araştırma ve geliştirme faaliyetlerine ağırlık vermektir. Türkiye’nin cari açığını ve diğer zayıf yanlarını gidermenin yolu artık bütün alanlarda faktör verimliliğini artırmaktan geçmektedir. Faktör verimliliğini artırmanın yolu da, tekstil sektörü için inovasyon, bilim, teknoloji ve tasarımdır” dedi.
Heimtextil’e Bursa Damgasını Vurdu
Heimtextil Uluslararası Ev Tekstili ve Ticari Tekstil Ürünleri Fuarı’na, “Turkish Home Textile” konsepti ile katıldıklarını belirten Burkay, fuarın Türkiye için küresel pazardaki hakimiyetini arttırmak açısından önemli olduğunu ifade etti. Yeni tasarımların ve rakiplerin konumunu görebilmek, müşteri portföyünün korunup arttırılması noktasında kilit rol oynadığını söyleyen Burkay, “Türkiye ev tekstili sektöründeki Türk markalarını dünyaya tanıtmak, imajını geliştirerek yurt dışında markalaştırılmasına öncülük etmek, mevcut pazarlardaki payını arttırmak ve hedef ülkelerle olan ihracatı geliştirmek amacıyla Türkiye’nin ev tekstilindeki iddiasının güçlü bir şekilde ortaya konulduğunu” söyledi.
Fuarlar Dünyanın Her Yerinden Ziyaretçi Çekiyor
Tekstil sektöründe yapılan fuarların çok önemli olduğunu belirten Burkay, Bu bağlamda düzenlenen fuarların firmalara ürün sunumu, alıcıların tepkisinin ölçülmesi, potansiyel müşterilerin tespiti, rekabeti izleme ve yeni dağıtım kanalları bulma gibi çok fazla imkan sunduğunun altını çizdi. “Fuarlar artık uluslararası boyutlu olup, dünyanın her noktasından ziyaretçi çekebilmektedir. Düzenlendiği şehrin ekonomisine, kültürüne katkıda bulunmaktadır. Konaklama, yeme içme, hediyelik eşya alımı, ulaşım harcamaları ile ülke ekonomisine katkısı bir yana fuarlar dolayısıyla alt ve üst yapı yatırımları ile ülke ekonomisinin canlandırılmasına kadar çok yönlü etkileri vardır” diyen Burkay sözlerine şu şekilde devam etti, “Firmaların büyüklüğü ne olursa olsun, ticari ihtisas fuarlarına katılmak onlara, bundan sonraki çalışmalarında rehberlik edecek bilgileri toplamak, satış yapmak ya da yeni ilişkiler kurmak adına pek çok fırsat sunmaktadır. Bu sebeple fuarcılığın bitmesi söz konusu olamaz.
Ancak Avrupa’da yaşanan ekonomik krizin düzenlenen fuarların niceliğine ve niteliğine etki etmediğini de söyleyemeyiz. Özellikle bazı spesifik fuarların düşüş trendinde olduğu bizim de dikkatimizi çekiyor. Bu durumun birçok sebebi olmakla birlikte genel hatlarıyla fuarın düzenlendiği ülkenin içinde bulunduğu ekonomik konjonktürün olumsuz olması, fuarı ziyaret etmesi planlanan yakın ve uzak ülkelerdeki ziyaretçilerin de içeriye dönük bir tutum sergilemesi şeklinde özetleyebiliriz. Düşüş trendinde olan fuarların canlılıklarını koruyabilmek adına alternatif çözümler sunabilmesi ve ilgi çekiciliklerini arttırmaları gerekmektedir.
Fuarcılık sektörü şekil değiştirmektedir. Bu sektörde de diğer sektörlerde olduğu gibi evlilikler, şirket alımları, isim hakkı devirleri söz konusu olmaya başladı. Daha profesyonel yönetimler, farklı bakış açıları, tecrübeli ekipler, farklı sunumlarla birlikte güzel fuarlar düzenleniyor.”