Deri ve kürk tasarımlarında özellikle ‘haute couture’ tarzını benimseyen tasarımcı Tuğba Berin sahip olduğu Berinza markası ile moda dünyasında fark yaratıyor. Deriyi şifon, triko ve ipek kumaşlarla bir terzi işçiliği ile buluşturan Berin, sektörde 10 yıldır yer aldığını ve kendisini şanslı gördüğünü söyledi. İstanbul Fashion Week’te sunduğu koleksiyon ile dikkatleri üzerine çeken Berin, deriyi her sezon kullanılabilecek bir malzeme olarak yorumluyor. Kullandığı materyallerin çok zengin olması nedeniyle tasarımlarını yaparken oldukça özgür davranabildiğini dile getiren Berin, tekstil sektöründe olduğu gibi deri ve kürkte de her yıl dünya trendlerinin hızla değiştiğini ve bunların mutlaka takip edilmesi gerektiğini ifade etti. Berin; “Dolayısı ile yeni koleksiyonumuz sezonun renk, kombin ve temaları kapsayan trendleri doğrultusunda zenginleşiyor. Materyallerimiz deri, vizon, tilki, bizon, triko, cincila, rex ve daha birçok başlıktan oluşuyor. Materyalimizin çeşitliliği ve hayal gücü birleştiğinde zengin ve başarılı koleksiyonlar meydana çıkıyor” dedi.
Deri ve kürk koleksiyonları anlamında Türkiye’nin gelişebilecek en uygun ülkelerden biri olduğunu savunan Berin, sektördeki tabakhanelerin çok geliştiğini, deriye istenilen renk ve niteliğin verilebildiğini belirtti. “Kumaş ile yapılabilen tüm çalışmaları deri için de yapabiliyoruz” diyen Berin, deride ince ve güzel işçiliğin olduğunu kaydederek şunları söyledi; “Mesela ben deri ile oynamayı seviyorum; farklı kombinler yapıp onları ithal aksesuarlarla birleştiriyorum. Trendleri yakalamak kolay oluyor. Materyali hissetmeden tasarım yapılamayacağı inancındayım. Ben diğerlerinden farklı olarak canlı bir materyal olan deriyi hissedebiliyorum ve 10 yıldır bu heyecanı hiç kaybetmedim, artık onunla bütünleştim.”
Berinza Saray İhtişamını Taşıyor
Sahibi olduğu Berinza markasının ana konseptini ‘Osmanlı’nın oluşturduğunu, saraydaki ihtişamlı kadınlardan esinlendiğini söyleyen Tuğba Berin, 16. ve 17. yüzyılda Osmanlı saraylarında ve hareminde oldukça gösterişli kürkler olduğunu hatırlattı. Berin marka konseptini şöyle açıkladı; “Osmanlı çok geniş ve çok büyük bir kültür hazinesi. Saraylı kadın, haremdeki cariyeler ve onların ihtişamı bizi bu koleksiyonda oldukça besledi. Zaten kürkte lüks bir materyal olduğu için uyumları çok güzel örtüştü diyebiliriz.”
Berinza’nın sektöre bir ilki getirdiğini ifade eden Berin, deri modasında Haute Couture devrini başlattıklarını savundu. Berin, Haute Couture’nin sözcük anlamının yüksek dikiş manasına geldiğini ancak zamanla yüksek modayı el işçiliği ile ürüne dönüştüren, kişiye özel tasarlanmış ürünler için kullanılmaya başlandığını aktardı. Berin, “Berinza markasının koleksiyonlarının tamamında el işçiliğine yer verilir ve koleksiyonun her bir parçasına yüksek moda anlayışı hakimdir. Bu anlamda haute couture tanımını Berinza için kullanmak mümkün. Ayrıca Berinza, çok özel müşterileri için kişiye özel tasarımlar yapıyor” şeklinde konuştu.
Deri ve kürkün mevsimsel bir ürün olduğu için ilkbahar yaz koleksiyonları anlamında çok kısıtlı imkanlara sahip olduğunu söyleyen Tuğba Berin, ancak son dönemde yapılan AR-GE çalışmaları neticesinde deride 150gr’lık elbiseler üretme imkanına kavuştuklarının altını çizdi. Berin koleksiyonlarında deri kullanımı ile ilgili olarak şunları söyledi; “Ağırlık olarak ilkbahar yaz koleksiyonlarında bu teknolojik gelişmeler doğrultusunda ürünler kullanıyorum. Ayrıca, 2012-2013 Sonbahar Kış koleksiyonumda ise çok farklı renk kombinleri kullanmaya özen gösterdim. Yelekler ve cepkenler bu koleksiyonun olmazsa olmazları arasında yer alıyor”.
Hedef Kitle A+ Kadın Tüketiciler
Oluşturduğu Berinza markasının tamamiyle saf deri ve kürk kullanan bir marka olduğunun altını çizen Tuğba Berin, deri ve kürkü ipek, şifon, kaşmir ve kumaşla haute couture tarzında birleştirdiklerini yineledi. Markanın yurtdışında güçlü bir satış ağına sahip olduğunu açıklayan Berin, Fransa, İtalya ve Rusya gibi ülkelerde birçok butikte Berinza tasarımlarının satıldığını dile getirdi. A ve A+ kadın tüketicileri hedef kitle olarak seçtiklerine işaret eden Berin, lüks ve ihtişamı seven, alım gücü yüksek kadın tüketicilerin başta Kuzey ülkeleri olmak ülezer dünyanın hemen hemen her ülkesinde bulunduğunu kaydetti.
İç pazarda ise farklı bir süreç izlediklerini aktaran Berin, şu anda sadece Zeytinburnu’nda kendilerine ait bir showroomları olduğunu ve buradan toptan satış servisi verdiklerini belirtti. Berin, mağazalaşma sürecine öncelik verdiklerini ve ilk mağazalarını 2012 sona ermeden Nişantaşı, Abdi İpekçi Caddesi veya İstinya Park gibi bir lokasyonda açmayı planladıklarını ifade etti.