Çinliler, Türk akınlarını önlemek için M.Ö. 206 yılında Çin Seddi’ni inşa ettiler. Türkler de ucuz Çin mallarının, Türk tekstil sektörünü istilası etmesini önlemek için 2005 yılında kotalar koydular. Çin seddi binlerce yıldır duruyor ama Çin tekstil ürünleri ihraçatına karşı koyulan kotalar bir bir aşılıyor. Son olarak “China Home Life Turkey” adıyla 6-8 Haziran tarihlerinde TÜYAP’da Çin Ev Tekstil Fuarı düzenlendi. Çin Hükümeti’nin desteğiyle Ortadoğu ülkelerinde düzenlenen fuarın Türkiye’ye gelmesi, yıllarca ucuz ve kalitesiz Çin malların karşı durmuş ihracatçıların da tepkisine neden oldu. Yayın Grubumuza konuyu değerlendiren İstanbul Tekstil ve Hammadde İhracatçıları Birliği (İTHİB)Başkanı İsmail Gülle ve İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İTKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, Çin ev tekstili fuarını kısa vadede olmasada uzun vadede Türkiye iç pazarını etkileyeceğinin altını çizerek, “Türkiye’de Çin fuarına izin veren makamların kendilerini sorgulaması gerekir. Verilen bu yanlış kararın bir daha tekrarlanmasını istemiyoruz” dedi.
Soruları Yanıtsız Bıraktılar
Basın danışmanları aracılığı ile Türkiye’de Çin Ev Tekstil Fuarı yapılmasını ne derece doğru bulduklarını ve fuarın yerli tekstil üreticisine etkilerini sorduğumuz Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Tekstil Sanayi Meclisi Başkanı Abdülkadir Konukoğlu ve Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Adil Konukoğlu tüm ısrarlarımıza rağmen sorularımızı yanıtsız bıraktı.
43 Kategoride Önlem Alınmıştı
Çin’in dünya piyasaları için tehdit olmaya başladığı 2005 yılında, Türkiye tekstil sektörünü temsil eden meslek örgütlerinin başvuruları sonucu 43 kategoride Çin'den yapılan tekstil ürünü ithalatına koruma önlemi konmuştu. İthalat Genel Müdürlüğü tarafından yapılan incelemelerde, Çin menşeili ithalatın önemli ölçüde artarak pazarı bozduğuna ve ticaretin düzenli gelişimini tehdit ettiğine dikkat çekilmiş ve artan ithalatın iç piyasada yerli üretimin payını azalttığı tespitine yer verilmişti. Avrupalı tekstil üreticilerinin üst örgütü Euratext baskıları sonucu, AB, Çin ile mutabakat zaptı imzalayarak, Çin menşeli 10 kategorideki tekstil ve konfeksiyon ürününün ithalatına 2007 yılının sonuna kadar sınırlama getirmişti. Tekstil’de Çin istilasına karşı önlem almakta geçiken Amerika ise kadın çorabı kategorisinde Amerika pazarında küçük bir payı bulunan Çin’in, 2005 yılından sonra üç sene içinde bu payını yüzde 75'e çıkarmasını engelleyememişti.
Çin Ürünleri İmajımıza Zarar Verir
Çin’in abes bir ticaret politikası izlediğini söyleyen İTHİB Başkanı İsmail Gülle, “Çin bu politika kapsamında Türkiye’nin de içinde bulunduğu çeşitli ülkelere giderek fuarlar düzenliyor ve kendi ürünlerini tanıtıyor. Dünya Ticaret Örgütü’ne üye ülkelerde bunu yasaklayamazsınız. 2 yıl önce getirilen yasalar ile ithalatı engellenemese de sınırlandırılabiliyordu. Bunu da kimi üreticiler, Çin’den alınan ürünleri başka ülkeler üzerinden getirerek aşıyorlardı. Çin malı ucuz olduğu için tercih ediliyor. Ucuz mal nasıl üretilir; malzemeden çalarak, standardın altında üreterek. Bu nedenle Çin’den ithal edilen ucuz mallar kalitesiz ve sağlıksız, kanserojen madde bulunduran ürünler oluyor” dedi.
“Yerli üretici için kalite öncelikli olmalı, ucuzluk sonra gelmeli” diyen Gülle, şunları söyledi: “Biz dünyada ikinci büyük ev tekstili üreticisiyiz. Çin’den ithal edilecek kalitesiz ürünlerle beraber hem dışarda hem de içeride tüketiciye kalitesiz mal sunmuş oluruz. Bu da dışarı da ve içeride Türkiye üreticisinin imajına zarar verir. Ev tekstili alanında hizmet veren üreticilerimiz, dışarıda ülke imajını ve tüketiciyi de düşünerek hareket etmesi gerekir. Bu bir bilinç meselesi; ülke bilinci gerektiren bir konu. Böyle bir fuar da kısa vadede olmasa da uzun vadede Türkiye’yi etkiler, iç piyasaya zarar verir.”
Çin Fuarı Büyük Bir Hata
İTKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi ise Türk tekstilinin 10 yılı aşkın bir süredir büyüme trendini sürdürdüğünü belirterek, “Bu zaman diliminde gerek en önemli pazarımız olan Avrupa'da, gerekse dünya genelinde yaşanan ekonomik krizlerden minimum düzeyde etkilenerek çıktık. Türk hazır giyim ve tekstil sektörü, ürün kalitesi, moda ve trendleri belirleme gücüne sahip tasarımları ve yüksek teknolojisi itibarıyla dünyada çok özel bir yere sahip. Sektörümüzde yapılan atılımlar, ülkemizi tüm dünyada ilgiyle takip edilen bir konuma taşıdı. Fason üreticiliğinden, tüm dünyaya ihracat yapan, tasarımlarıyla fark yaratan bir yapıya geçiş yaptık. Hazır giyim sektörü olarak, yüzbinlerce çalışanımızın alın teri, girişimcimizin mevcut pazarı büyütme ve yeni pazar arayışlarında sağladığı başarıyla 2013’ü 17,4 milyar dolar ihracat ile kapattık. Tüm bu olumlu gelişmeler yaşanırken tamamen Çinlilerin katılacağı onlara ait bir fuarın Türkiye’de düzenleniyor olması büyük bir hata. Ülkemiz, Çin Halk Cumhuriyeti’nden ithalatın neden olacağı pazar bozulması ve haksız rekabet olgusu ile bunlardan kaynaklanan zararların önlenmesi için yıllardır mücadele veriyor” diye konuştu.
Bu Yanlışın Tekrarlanmasını İstemiyoruz
Çin ev tekstili fuarına, “Türkiye’de yığınla işsiz, iş kapısı ararken, üretim odaklı büyümeden başka çaremizin olmadığı bu dönemde, kendi firmalarımızın yaratacağı katma değeri ve ihracatı Çinlilere bırakmak anlaşılır ve kabul edilebilir değil” diyerek tepki gösteren Tanrıverdi, “Dünya ticaret hacminin büyümesine olumsuz etkileri olan ve ucuz istihdam olanakları ile yabancı yatırımcıları kendi ülkesine çeken Çin’e karşı Türkiye’nin yeni politikalar geliştirmesi gerekirken, bu fuara izin verilmesini anlamakta zorlanıyoruz. Bir bakıma bindiğimiz dalı kesiyoruz haberimiz yok. Türkiye ekonomisine zarar vermekten başka bir özelliği olmayan bu fuar ciddi bir hatadır. Bu nedenle Türkiye’de Çin fuarına izin veren makamların kendilerini sorgulaması gerekir. Verilen bu yanlış kararın bir daha tekrarlanmasını istemiyoruz” dedi.