Uluslararası Yün Tekstil Örgütü’nün (IWTO) Kasım ayında gerçekleşen İstanbul’daki Yuvarlak Masa Toplantısı sektörün önemli isimlerinin katılımı ile gerçekleşti. Yünün sürdürülebilir bir materyal olduğunun vurgulandığı ve Türkiye pazarının potansiyelleri hakkında kapsamlı çalışmalara yer verilen toplantıda IWTO Başkanı ve The Woolmark Company Strateji Danışmanı Peter Ackroyd bir sunum gerçekleştirdi.
Yaptığı konuşmada The Woolmark Company’nin merinos yününün kullanım alanlarını genişletmek için yaptıkları çalışmalara değinen Peter Ackroyd, “Campaign of Wool” adlı kampanyayı dinleyicilere aktardı. Merinos yününün yenilenebilir, doğal, toprakta çözünebilir, uzun vadeli bir yatırım olarak düşünülmesi gerektiğini belirten Ackroyd “Modada yünün kullanılması, birçok lüks markanın istediği sürdürebilirliği sağlamaya yardımcı oluyor. Yün yapısı gereği doğal ve geri dönüşebilen bir liftir. Yünün ömrü bittiği zaman içerisindeki mineraller ile toprağı besler. Bu kapsamda, birçok ünlü tasarımcı koleksiyonlarında yünlü kumaşlara yer vererek sürdürülebilirliği korumaktadır. Slow Fashion kavramı ile tasarımlarında yüne yer veren tasarımcılar ve markalar yatırımlarının dönüşünü uzun vadede alırlar ama çevreyi korurlar. Fast Fashion da ise geri dönüşmeyen materyallerin kullanılması ile çevreye zarar veriyor. Bu yüzden, Fast Fashion durdurulmalıdır” dedi.
Ayrıca, The Woolmark Company olarak birçok lüks marka ve ünlü modacılar ile birlikte çalıştıklarını ifade eden Ackroyd “Galler Prensi Charles başkanlığında gerçekleştirilen “Campaign of Wool” kampanyaları ile tüketici ve üreticileri yünün doğal yararları hakkında bilgilerini artırmayı amaçlıyoruz“ diyerek The Woolmark Company’nin amaçları hakkında bilgiler verdi.
“Türkiye’deki Lif Kalitesinin Artmasını İstiyoruz”
Etkinlik sonrası Yayın Grubumuzun sorularını yanıtlayan Peter Ackroyd, The Woolmark Company olarak, Türkiye’deki perakende sektöründe daha fazla yün görmek istediklerini belirterek, “İngiltere, Almanya ve İskandinavya’da olduğu gibi Türkiye’nin lif kalitesinin artmasını istiyoruz” dedi. Bu amaçla Türkiye’de 2013’te bir ofis açtıklarını ifade eden Ackroyd, Türkiye ofislerinin sürekli bir değişim içinde olduğunu söyleyerek “Türkiye pazarına daha iyi nasıl tepki verebileceğimize bakıyoruz ve iyi hizmet sunmanın yollarını arıyoruz. Türkiye’nin tedarik zinciri açısından Avrupa’nın önemli parçalarından olduğunu biliyoruz. TWC tüm dünya ve Türkiye’de, tüketiciler Merinos Yün giysileri kullandığında eşsiz hoş bir deneyim ve konfor yaşasın düşüncesiyle yenilikçi giyim ürünleri geliştirmek amacıyla iş ortakları olan üreticilerle çalışıyor” dedi.
Türkiye’deki Faaliyetlerimizi Arttırdık
Sözlerine “Diğer yandan ise bu doğal ve kaliteli ürünleri üst düzey bir ürün olarak konumlandırma stratejisiyle bağlantılı olarak dünyanın önde gelen moda tasarımcıları, markaları ve perakendecileri ile işbirliği yapıyoruz. Ayrıca perakende ve mağaza satış temsilcilerine Merinos yününün faydaları konusunda eğitimler veriyoruz” şeklinde devam eden Ackroyd, “Türkiye’deki ürün geliştirme, teknoloji transferi ve pazarlama faaliyetlerimizi artırdık. Bunun sonucunda, yuvarlak örgücülerle yakından çalışarak çok ince merserize merinos yününden yapılmış ipliklerden, çok özel süprem kumaş örme deneyimlerini artırdık ve Hong Kong ofisimizden uzmanımızı getirerek teorik ve uygulamalı, yün kumaş boyama ve apre eğitimi verdik. Çok ince ve narin merinos yün kumaşlarını daha dayanıklı nasıl örmeleri gerektiği hususunda bilgi paylaşımında bulunarak, örülen kumaşları, boya ve apre departmanlarına üçer gün uygulamalı eğitim vererek boyanmasını sağlayarak, istediğimiz amaca tam olarak ulaştık” şeklinde konuştu.Merinos Denim
Bu yıl içerisinde merinos denim adını verdikleri ve atkı makinede yıkanabilme özelliğine sahip merinos yünü ile ilgili olarak sahip oldukları teknik bilgileri Türkiye’nin önde gelen dört Merinos yün kumaş, denim ve kot üreticileri ile paylaştıklarını belirten Ackroyd, tüketiciye yönelik olarak Woolmark Lisans sahibi Sarar ile birlikte yürüttükleri Cool Wool B2C ve yine Woolmark lisansı olan İpekiş ve Woolmark ve Woolmark Blend lisansları olan ve Altınyıldız ile birlikte tekstil sektörüne yönelik olarak B2B kampanyalarını yürüttüklerini söyledi. Ayrıca Ackroyd moda sektörüne ve akademilerine verdikleri merinos yününü anlama eğitimlerine hız kesmeden devam ettirdiklerini de sözlerine ekledi.
Yenilenebilir ve Ayrışabilir
Sürdürülebilirlik konusunda Ackroyd, “TWC olarak “sürdürebilirlik” gibi bir iddiamız bulunmuyor. IWTO gibi farklı organizasyonların “sürdürebilirlik” gibi bir düşüncesi mevcut ama The Woolmark Company olarak bizim böyle bir iddiamız yok. The Woolmark Company olarak bizim mesajımız yünün doğal, yenilenebilir ve doğada rahatlıkla ayrışabiliyor olduğudur. Yünün sadece güneşe, yağmura ve otlara ihtiyacı vardır” dedi.
Sözlerine “Kendilerini sürdürebilir görmek isteyen birçok lüks marka ile birlikte çalışıyoruz” diyerek devam eden Ackroyd, “Woolmark olarak lüks markaların “sürdürebilirliğini” doğal, yenilenebilir ve doğada hızla ayrışabilen yünü kullanarak sağlayacaklarına inanıyoruz. Yün dünyadaki en doğal ve kendisini yenileyebilen bir liftir. Yünün hayatı bittiği zaman içerisindeki mineraller ile toprağı zenginleştirerek yenileniyor” dedi.
Fast fashion kavramının çevreye zarar veren malzemelerden yaratıldığı için çevreye zarar verdiğini söyleyen Ackroyd, “Konuşmamda ‘slow fashion’dan ve fast fashion’ı durdurmak’ tan söz ettim. Bunu söylerken yünün moda için büyük bir yatırım olarak görülmesi gerektiğini kast ediyordum” dedi.
