1. GİRİŞ
“2011 Yılında Green Peace’ in doğa kaynaklarının daha fazla kirletilmesini engellemek amacıyla başlattığı eylemlerin devamında, devletler, uluslararası diğer topluluklar ve büyük ölçekli firmalar da kendi eylem planlarını oluşturmaya ve açıklamaya başladılar. Pek çok ülke ve devlet gelecekte büyük bir felaket ile karşı karşıya kalmamak ve gerekli önlemleri şimdiden almak için “sürdürülebilirlik” kavramına önem vermeye başlamıştır.
Sürdürülebilirlik kavramı; bir kurumun, ekonomik, sosyal ve çevresel dinamikleri göz önüne alarak bu dinamiklerin birbiriyle etkileşiminde ekonomik kalkınmayı, insan yaşantısını ve özellikle çevresel dengeyi olumlu yönde etkileyecek adımlar atarak ilerlemesi olarak tanımlanmaktadır. (Toksöz, Mezarcıöz,2013).
Tüm modern endüstrilerde olduğu gibi, tekstil üreticileri tarafından çevreye bırakılan maddeler de genellikle zararsız değildir. Bu sebepten, çevre zararlarının azaltılması ve ekolojik koruma için kaynak tüketiminin azaltılması anlamında geri kazanımın adaptasyonu, çevre dostu lifler veya diğer materyallerin kullanımı, oluşan kirlilik miktarının azaltılması ve kirlilik oluştuktan sonra, uzaklaştırmak için metotların geliştirilmesi işlemleri gün geçtikçe önem kazanmaya başlamıştır.
Türkiye hazır giyim sektörü; üretim değeri, sağladığı istihdam, ülke ihracatındaki ve dünya hazır giyim sektöründeki payı ve tedarikçi kimliği ile her geçen gün güçlenen ve büyüyen bir yapıdır. Bu nedenle, sürdürülebilirlik alanında vizyon sahibi ve sağlam adımların hızla atılması Türk tekstil sektörü için çok büyük önem taşımaktadır.
2. TEKSTİLDE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
Yüksek oranda çevreyi kirleten endüstrilerden birisi olarak bilinen tekstil endüstrisinin çevreye verdikleri yüksek oranda kimyasal yük ve atık su ile çevresel etkileri oldukça yüksektir. Tesktil endüstrisindeki diğer önemli unsurlar ise enerji tüketimi, hava kirliliği, katı atık ve koku oluşumu olarak karşımıza çıkmaktadır.
Tekstil ve hazır giyim sektörüyle ilişkili çevresel sorunlar incelendiğinde; doğal liflerin yetiştirilmesinde kullanılan ilaçlar ve sentetik liflerin üretimindeki emisyonlarla başlayıp ürün haline gelene kadar hemen her proseste çevresel sorunlara yol açmaktadır. Meydana gelen bu sorunların altında ise büyük bir çoğunlukla yıkama işlemlerinden kaynaklanan sıvı atıklar, lifler ve azımsanmayacak düzeyde organik ve askıda kirlilik yükü barındırmaktadır (http://www.greenpoint.com.tr).
Tekstil endüstrisinde kullanılan bu sıvı atıklar genellikle sıcak, alkali ve keskin kokuludur. Atık olarak çevreye bırakılan kimyasalların bir kısmı bir kısmı zehirli olup sulardaki çözünmüş oksijen miktarını azaltabilir, su yaşamını tehdit edebilir ve genel su kalitesini düşürebilir niteliktedirler. Bunların yanı sıra emisyonlar, özellikle Uçucu Organik Bileşikler (VOC), aşırı gürültü veya koku bulunmaktadır (https://www.ihkib.org.tr).
Günümüzde sürdürülebilirlik kapsamında “Yeşil Tekstiller”, “Organik Tekstiller”, “Ekolojik Tekstiller”, “Ekolojik Tasarım”, “Çevre İçin Tasarım”, “Sürdürülebilir Tasarım (Design for Sustainability- D4S)” “Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi- YDD (Life Cycle Assessment- LCA)”, gibi birçok kavram Tekstil endüstrisindeki sürdürülebilirlik içinde yer almaktadır (İşmal, Yıldırım, 2012).
Tekstil endüstrisinde çevre açısından en fazla sorun yaratan hammadde grubu olarak sentetikler görülse de doğal lifler de çevre açısından çeşitli sorunlar oluşturmaktadır. Sentetik bir lif grubu olan polyesterle birlikte en fazla üretilen ve tüketilen doğal lif olan pamuğun üretiminde kullanılan pestisitlerin neden olduğu çevresel zararlar (yararlı organizmaların ölmesi, balık ölümlerine yol açması, yer altı sularına sızması, vb), genetiği değiştirilmiş pamuk üretimi ve kimyasal esaslı gübre kullanımının yol açtığı çevresel etkiler gibi nedenlerle çevrecilerin yoğun tepkisine yol açmaktadır. Pamuk doğada sentetiklere kıyasla çok daha kısa sürede bozunsa da üretim sürecinin yol açtığı çevresel zararlar ile Türkiye’de kullanılan pestisitlerin %29’unun pamuk üretiminde kullanılması pamuk lifinin “yeşil” imajını zedelemektedir (Altun, 2016).
Tekstil endüstrisinde giderek artan bu sorunun çözümü için, sürdürülebilir malzemelerin ve üretim yöntemlerinin kullanılması gerekmektedir. Bunun için konvansiyonel malzeme ve yöntemleri kullanmak yerine döngüsel malzeme akış benimsenmeli ve geri dönüşüm ile elde edilen malzemelerin kullanımı tercih edilmelidir (Eser ve ark., 2016:47).
Tekstilde sürdürülebilirliğin sağlanabilmesi için “tekstil ekolojisi” kavramı önemli bir yer teşkil etmektedir. Tekstilde ekoloji denildiğinde üretim ekolojisi, insan ekolojisi ve atık ekolojisi akla gelmektedir. Burada kullanılacak hammaddenin çevre dostu koşullarda üretilmesi, proseslerde kullanılacak kimyasalların çevreye zarar vermeyecek ürünlerden seçilmesi, insan sağlığına zarar vermeyecek insana zarar vermeyecek giysilerin üretilmesi, üretim sırasında meydana gelen atıklar ile tüketicinin kullanımı sonrasında meydana gelen atık giysilerin geri dönüşüm süreçlerinin gerçekleştirilmesi gibi konular, tekstilde sürdürülebilirlik açısından oldukça önemlidir (Kurtoğlu ve ark., 2004).
3. CU TEKSTİL TASARIM MERKEZİ ve SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ÇALIŞMALARI
Cu Tekstil, 2006 yılında İzmir’de kurulmuş ve hazır giyim sektöründe faaliyet göstermeye başlamıştır. Örme kumaştan bebek, çocuk, kadın ve erkek giysi tasarımı ve ihracatını yapmaktadır. Ağırlıklı olarak hızlı moda (fast fashion) akımının öncüsü olan İspanyol Inditex Grup (Zara, Bershka, BSK vb.) gibi firmalara ve Almanya, İspanya, Fransa, İngiltere, Hollanda ve İsveç merkezli firmalara tasarım ve ihracat yapmaktadır. Avrupa’nın önde gelen alıcılarına moda tasarlayıp satan Cu Tekstil, 2011 yılından itibaren Türkiye’nin en büyük 1000 ihracatçı firması arasında yerini almıştır.
Cu Tekstil kuruluşundan bu yana hazır giyim sektöründe hızlı ve kaliteli hizmet anlayışıyla ürünlerinde tasarımdan üretime farklı ve özgün bir tarz yaratmayı başarabilmiştir. Bu yönüyle ülkemizde ve dünyada hızla değişen moda anlayışının ürünlere aktarılmasında son derece aktif rol oynamıştır. Tasarladığı ürünler ile moda ve hazır giyim sektöründeki kişiye bağlı yapıyı sistemleştirerek fark yaratmaktadır. Müşteri ihtiyaçları ve mevsimsel farklılıklar göz önünde bulundurularak tasarımlar, inovatif çalışmalarla çok sık güncellenmektedir.
Cu tekstil BSCI, SEDEX, ISO 9001 ve ISO27001 gibi sertifikasyon ve kalite belgelerinin yanı sıra 2020 Yılında ISO 9001:2015, ISO 13485:2016 VE C E Belgeleri alarak çalışmalarını standartlara göre sürdürmeye devam etmektedir. Cu Tekstil; tasarıma dönük çalışma yapısını daha da sistematik ve proje bazlı yürütmek üzere, mevcut binasının içinde ayrı bir fiziki alan oluşturarak, tüm tasarım faaliyetlerini bir araya toplamıştır. Bu çalışmayla oluşturmuş olduğu Tasarım Merkezi yapısıyla, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından 10/03/2017 itibarıyla Tasarım Merkezi olmaya hak kazanmıştır. 2017 yılından bu yana 58 tasarım projesi yürütmüştür. Bu projelerden 12 tanesi sürdürülebilirlik üzerinedir.
Özellikle içinde bulunduğumuz moda ve tekstil sektörünün, atıklar ve kaynakları kirletmede ikinci sırada olduğunu düşündüğümüzde; Cu Tekstil Tasarım Merkezi olarak bizler de projelerimizde sürdürülebilir ürün ve süreç tasarımlarını öncelikli olarak yürütmeye başladık. Bu bağlamda tasarım merkezimizde hali hazırda devam eden 8 projeden 4 tanesi sürdürülebilirlik odaklıdır.
Tasarım merkezimizde sürdürülebilirlik üzerine yürüttüğümüz projeleri incelediğimizde, “Kadın Ve Çocuk Giysi Tasarımlarının "Çevreye Duyarlı Tasarım Yaklaşımı" na Göre Geliştirilmesi” adlı projede çevreye duyarlı tasarım kavramı (Design for the Environment- DfE)” na uygun, materyal seçiminden, ürünün paketlenmesine, ürün ömrüne, kullanım ömrü dolan ürünlerin geri dönüşümüne kadar giden süreci ayrıntılı bir şekilde ele alacak şekilde katma değeri yüksek kadın ve çocuklar için örme giyim ürün tasarımları geliştirilerek bir ürünün tüm yaşam döngüsünün önceden ve ekolojik ölçütlere uygun şekilde sistematik olarak tasarlanması amaçlanmıştır.
“Sıfır Atık (Detox) Programı Çerçevesinde, Indıtex Joın Lıfe Etiketlemesine Uygun, Çevre Yükü Azaltılmış Kadın‐Erkek Örme Giyim Ürünlerinin Tasarlanması” adlı projede Inditex’ in belirlediği çevre ve doğal kaynakların korunmasına yönelik hedeflerine uygun kaynakları kirletmeyen ve az su tüketen teknolojilerin kullanıldığı kumaş, aksesuar ve diğer üretim yöntemleri geliştirilerek kadın ve erkek örme giyim ürünleri tasarlanması amaçlanmıştır. Bu tasarımlarla Join Life standartlarına uygun ürünler elde edilirken aynı zamanda katma değeri yükseltilmiş ürünlerde geliştirilmiştir.“Doğal Yaşam Kaynaklarını Korumak Ve Sürdürülebilirliğine Katkı Sağlamak Amacıyla, Uygun Ham Madde Ve Temiz Üretim Yöntemleriyle, Bebek Çocuk Giyim Ürünlerinin Geliştirilmesi” adlı projede, Inditex firmasının açıkladığı yeni küresel sürdürülebilirlik taahhütleri doğrultusunda ve sıfır atık çerçevesinde, çevre ve doğal kaynakların korunmasına yönelik hammadde ve üretim yöntemleriyle çevre yükü azaltılmış ve katma değerli 6 ay 5 yaş bebek ve 6 - 14 yaş çocuklar için örme giyim ürünlerinin tasarımı gerçekleştirilecektir. Proje kapsamında Organik veya Better Cotton uygulamaları ile elde edilmiş pamuklu, geri dönüştürülmüş polyester, Ecovera elyaflar ve daha fazla su ve enerji dostu işlemlerle boyanmış kumaşlar kullanılarak tasarlanacaktır ve böylece doğal kaynakların daha az kullanımı sağlanarak sürdürülebilirlik adına önemli adımlar atılmış olacaktır.
“Doğal Kaynakların Korunmasını Göz Önüne Alan ve Doğal ve Organik Elyaf Kullanımının Çoğunlukta Olacağı Bebek ve Çocuklar İçin Zararlı Kimyasallardan Arındırılmış Örme Giyim Ürünleri Tasarımı” adlı projemizde doğal liflerin ve organik pamukların çoğunlukta olacağı, aynı zamanda zehirli kimyasal kullanımının gerekli Avrupa Birliği ve diğer uluslararası kısıtlamalara uygun olacağı bebek ve çocuk giysileri ürün tasarımları geliştirilecek ve katma değerli tasarımlar elde edilecektir. Böylece doğa dostu ürün tasarımlarıyla sürdürülebilirlik çalışmaları gerçekleştirilmiş olacaktır.
Özetle tasarım merkezimizde yürütülen bu projeler çevreye duyarlı tasarım (Design for the Environment- DfE), join life standartlarına uygun, çevre ve doğal kaynakların korunmasına yönelik kaynakları kirletmeyen, az su tüketen teknolojilerin kullanıldığı kumaş, aksesuar vb. kullanılarak kadın, erkek ve bebek örme giyimlerinin tasarımlarının yapıldığı proje içeriklerinden oluşmaktadır.Böylece Cu Tekstil Avrupa Birliği’nin koyduğu “Yeşil Mutabakat” stratejisine uygun olacak şekilde, sürdürülebilirlik stratejilerini yeniden düzenleyerek; 2021 yılında, tehlikeli kimyasalların kullanımının engellenmesi, atık su kullanımının minimize edilmesi, ikincil hammaddelerin ve geri dönüştürülmüş elyafların kullanılması ve eko tasarımların yapılması ile ilgili önlemler alarak sürdürülebilirliğin önemine dikkat çekmektedir.
4. SONUÇ
İşletmelerin çevresel sürdürülebilirlik adına benimsedikleri yeşil işletmecilik ve yeşil yönetim anlayışı kısa vadede maliyetli olarak görülse de uzun vadede işletmelere önemli ekonomik kazanımları olacaktır. İşletmelerin yönetim stratejilerini ve faaliyetlerini gerçekleştirmelerinde yeşil işletmecilik anlayışını benimsemeleri özellikle ihracat ve ithalat yapan işletmeler için yeni pazarlara girme şansını arttırmanın yanı sıra pazar payını da artırarak rakiplerine karşı önemli avantajlar kazanmasını sağlayacaktır. İşletmeler sürdürülebilirlik adına kendi çalışanlarını çevre konusunda eğitmeli, üretim sürecinde yenilenebilir enerji kaynakları kullanılmalı ve çevre dostu teknolojiler tercih edilerek atık yönetim sisteminin yanı sıra geri dönüşüm programları uygulamalıdır. İşletmelerin çevresel sürdürülebilirlik anlayışını benimsemesi doğal çevrenin korunmasını sağlayarak, dünyanın daha yaşanılabilir bir yer olmasını sağlayacaktır. İşletmeler çevrenin korunmasını sağlayarak varlıklarını daha uzun süre devam ettirebilecektir. Gün geçtikçe işletmelerin, toplumun ve tüketicilerin bilinçlenmesi, çevreye karşı daha duyarlı bir hale gelmesi, doğal dengenin korunması için önemli katkılar sağlayacaktır.
5.KAYNAKLAR
- Altun, Ş., (2016), Tekstil Üretim ve Kullanım Atıklarının, Geri Kazanımı, Çevresel ve Ekonomik Etkileri, Uşak Ticaret ve Sanayi Odası Raporu, 26 syf.
- Eser, B., Çelik, P., Çay, A., ve Akgümüş, D. (2016). Tekstil ve Konfeksiyon Sektöründe Sürdürülebilirlik ve Geri Dönüşüm Olanakları. Tekstil ve Mühendis, 23: 101, 43-60.
- http://www.butekom.org Tekstilde Çevre, (2014), “Tekstil Terbiye Sektöründe Temiz Üretim İçin Örnek Modellerin Oluşturulması” Projesi Teknolojik Değerlendirme Raporu, Bursa Tekstil &Konfeksiyon Ar-Ge Merkezi. (Erişim Tarihi: 30.12.2020)
- https://www.ihkib.org.tr Türkiye Tekstil ve Hazır Giyim Sektöründe Kurumsal Sosyal Sorumluluk Durum Raporu, (2012), ITKIB. (Erişim Tarihi: 28.12.2020)
- İşmal, E. Ö., Yıldırım, L, (2012), Tekstil Tasarımında Çevre Dostu Yaklaşımlar, 1. Uluslararası Moda ve Tekstil Tasarımı Sempozyumu, Akdeniz Üniversitesi, Antalya, 38-42.
- Kurtoğlu N. Şenol D. (2004). Tekstil ve Ekolojiye Genel Bakış, Karsinojen ve Alerjik Etki Yapabilen Tekstil Kimyasalları. K.S.Ü. Fen ve Mühendislik Dergisi, sayı:7, s.26-38.
- Toksöz, M., Mezarcıöz, S., (2013), Sürdürülebilirlik Kavramı ve Tekstil Sektöründeki Uygulamaları- Tekstil Lifleri Açısından İncelenmesi, Tekstil Teknik Dergisi, 29(347), 118-125.