UTİB’in iki gün boyunca ‘Su ve Toprak’ ve ‘Hava ve Mesafeli Yakınlık’ temalarının işlendiği seminere katılan ünlü Modacı Bahar Korçan, dünya genelinde 60 hasatlık toprak kaldığını belirterek tekstil başta olmak üzere tüm sektörlerin sürdürülebilirliğe odaklanması gerektiğini söyledi. Korçan, üretim yapılırken çevreye zarar vermeyecek yöntemlerin seçilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB), iklim krizi ve pandemi nedeniyle değişen üretim süreçlerinin hazır giyim ve ev tekstili sektörlerine etkileri ile ilgili çevrimiçi seminer gerçekleştirdi. İki gün olarak gerçekleştirilen ve ünlü Moda Tasarımcısı Bahar Korçan’ın sunumunu yaptığı seminerlerin ilk gününde ‘Su ve Toprak’ teması, ikinci gününde ise ‘Hava ve Mesafeli Yakınlık’ konusu işlendi. Seminerin açılışına, UTİB Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Taşdelen Engin de katıldı.
‘Bu Dünya Bizden Sonraki Nesillerin’
Seminerin, sektörün geleceği için stratejik önemde olduğunu belirten Engin, “Bahar Korçan, sürdürülebilirlik ve tüketmeden üretmeyi odağına alan bir değerli bir moda tasarımcımız. Bu sunum için en uygun kişinin kendisi olduğunu düşündük. Bugün içinde bulunduğumuz noktada anahtar kelimemiz, sürdürülebilirlik. Tekstilde ülke olarak Avrupa’nın en büyük üreticisi ve tedarikçisi konumundayız. İklim değişikliği alanında yapılabilecekleri yalnızca ticari kaygılarla gündemimize almamalıyız. Geleceğimizi kurtarmak için özenli davranmalı ve bu konuları gündemimizin ilk sırasına yazmalıyız. Unutmayalım ki bu dünya bizim değil, bizden sonraki nesillerin” diye konuştu.
‘Üretimde Çevreci Politikalar İzlenmeli’
Seminerin ikinci gününde de UTİB üyelerinin yoğun katılımı eşliğinde sunum yapan Bahar Korçan, bilinçli üretim konusuna dikkat çekerek, “Verimliliği ve sürdürülebilirliği vazgeçilmez kabul etmemiz gerekiyor. Kaynağı doğru kullanırsanız devamlılığınız olur ama üretim yapmamız için gerekli olan kaynakları düşüncesizce tükettiğimizde devamının gelmesi imkânsız. Günümüzde her üretici marka olmak istiyor ama bu yanlış bir strateji çünkü bir marka olmak demek köklerinizin sağlam bir amaç felsefesine dayanması demektir. Bir parçayı doğadan alıp üretim yapıyorsanız yerine mutlaka koymanız gereken şeyler olmalı. Neden çiziyorum diye düşünebilmeli tasarımcı. Bu çizdiğim nereye gidecek, gelişi ve yok oluşunu sorgulamalı. Yalnızca bir beyaz tişört üretilirken kullanılan su, bir kişinin 3 yıllık içme suyuna tekabül ediyor. Bunun duyarlılığı herkes tarafından benimsenmeli ve üretimde çevreci politikalar izlenmeli. Türk tekstil sektörü olarak bize çok fazla görev düşüyor. Bir kişinin bile bu değişimi göstermesi zincirleme bir reaksiyonla olumlu sonuçlar doğuracaktır” dedi. Hava kirliliği ve mesafeli yakınlık temasıyla ilgili olarak da alanında uzman isimlerin görüşlerinden derlenen filmi katılımcılara izleten Korçan, seminer sonunda soruları yanıtladı.