Tekstilde, sanayileşmenin hız kazanmasıyla birlikte kaynakların tüketimi ve atık üretimi hızla arttığı bir dünyada yaşıyoruz. Artık pek çok ülke yakın gelecekte büyük bir felaket ile karşı karşıya kalmamak ve gerekli önlemleri şimdiden almak için “sürdürülebilirlik” kavramına önem vermeye başladı. Tüm modern endüstrilerde olduğu gibi, tekstil üreticilerinin çevreye bıraktıkları maddeler de genellikle çevreye büyük zararlar veriyor. Bu sebepten, çevre zararlarının azaltılması ve ekolojik koruma için kaynak tüketiminin azaltılması anlamında geri kazanımın adaptasyonu, çevre dostu elyaflar veya diğer materyallerin kullanımı, oluşan kirlilik miktarının azaltılması ve kirlilik oluştuktan sonra, uzaklaştırmak için metotların geliştirilmesi işlemleri gün geçtikçe önem kazanmaya başladı.
Tekstilde karbon ayakizinin hesaplanması ve daha sürdürülebilir üretim için son dönemde Yaşam Döngüsü Analizi ve Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi kavramları ortaya atıldı. Yaşam Döngüsü Analizi ve Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi, üretilen bir ürünün tüm çevresel boyutlarını; hammaddenin doğadan elde edilmesinden, tüm atıklar tekrar doğaya dönene kadar değerlendiren bir sistemdir. Bu değerlendirme, ürünün işlenmesinde olduğu kadar enerji dahil olmak üzere hammaddenin üretilmesi, kullanılması ve sonunda imha edilmesi sırasında havaya, suya ve toprağa olan tüm etkilerini içermektedir. Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi, hem doğrudan hem de dolaylı etkileri belirlemek ve ölçmek için kullanılmaktadır.
Yaşam Döngüsü Değerlendirmesinin önemli bir özelliği, üreticilerin tasarımdan yok edilmesine kadar ürünlerinden kaynaklanan kirliliğin sorumluluğunu almalarıdır. Bu özellik Yaşam Döngüsü Değerlendirmesini, “sorumluluk, hammadde elde edilmesiyle başlar, tamamlanmış ürünün satışıyla biter” şeklindeki geleneksel düşünceden ayıran ana etmendir. Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi, birçok amaç için kullanılabilmektedir. Yaşam Döngüsü Değerlendirmesinin kullanım amaçları ve bu amaçlara göre kullanım ağırlıklarına bakıldığında, ürün/proses geliştirme ve maliyet azaltımı öncelikli sırayı alırken; karar verme, çevresel zorunluluk ve müşteri istekleri ikinci sırada yer almaktadır.
Tekstilde Yaşam Döngüsü
Tekstil, ham elyaf üretimi veya hasat edilmesi ile başlayan ardından iplik, kumaş üretimi aşamalarından sonra son ürün imalatını içeren kapsamı çok geniş ve ürün çeşitliliği çok fazla olan bir sektördür. Tüm üretim aşamaları incelendiğinde çevreye zararlı olabilecek emisyonlara neden olacak girdi ve çıktıları olduğu görülmektedir. Yaşam Döngüsü Değerlendirmesinin tekstil endüstrisinde uygulanması çevre dostu ürün üretim çalışmalarına katkı sağlayacaktır. Bir yandan sektördeki kimyasal madde, enerji ve su kullanımını optimize edecek yapılanmanın gerçekleştirilmesine diğer yandan da emisyonların azaltılarak çevre yükünün düşürülmesine olanak sağlayacaktır.
Bir tişört üretimi yaşam döngüsü değerlendirmesi kapsamında kabaca ele alındığında; hammadde elde edilmesi, hammaddenin işlenip önce iplik sonra kumaş haline getirilmesi bu sırada terbiye işlemlerinden geçirilmesi ardından kesim ve dikimden oluşan imalat, paketleme, nakliye, kullanım ve kullanım ömrü bittiğinde atık-geri dönüşüm-tekrar kullanım olanakları ile yaşam döngüsünü tamamlayacağı görülmektedir.
Pamuk Üretimi
Pamuk hammaddesi üretiminde pestisitler, herbisitler ve defoliantlar gibi bazı kimyasal maddeler kullanılabilmekte ve bunlar tekstil işletmesine ulaşan pamuk liflerinde artık olarak bulunabilmektedir. Üretim sırasında sentetik gübre de kullanılmaktadır. 2000 yılında Amerika’da yapılan bir araştırmada hektarda ortalama 159 kilogram sentetik gübre kullanıldığı tespit edilmiştir. Elyaf üretimi sırasında kullanılan bu maddeler toprağa karışmakta oradan da yer altı sularıyla birleşmektedir. Ayrıca bu maddeler yetiştiriciler için de risk unsuru taşımaktadır. Pamuk balyaları yalnızca defoliant olarak değil, aynı zamanda nakliye sırasında fungusit olarak da kullanılan pentaklorfenol ile de kirletilmiş olabilmektedir. Pamuk üretiminde dikkate alınması gereken önemli bir nokta da su tüketimidir. Bu tüketim oranları pamuk yetiştirilen alanların şartlarına göre değişebilmektedir.
İplik Üretimi
İplik üretimi aşamasına gelindiğinde en öne çıkan faktör enerji tüketimi olmaktadır. Enerji sarfiyatı girdisi, seçilen open-end veya ring gibi teknikler, makine ve ürün cinsi gibi etkenlere göre değişebilmekle birlikte, 15-45 MJ/kg civarında olduğu yapılan bazı çalışmalarda tespit edilmiştir.Bu aşamada elyaf çekimi sırasında kullanılan preperasyon maddelerinin ve harman yağlarının da göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
Kumaş üretimi aşamasında haşıllama veya parafinleme işlemleri gibi hazırlık aşamalarında kullanılan kimyasal maddeler daha sonra terbiye işlemleri ile uzaklaştırılacak ve çevresel yüke neden olacaklardır. Dokuma ve örmede kullanılan makine yağlarının nitelikleri de önemlidir. Ayrıca hidrofilleştirme, ağartma, boyama ve bitim işlemleri için kullanılan kimyasal ve boyarmaddeler de emisyonlar açığa çıkarmaktadırlar. Bu işlemlerde havaya emisyonlar söz konusu olabilirken, en büyük etki suya yapılan emisyonlardır. Özellikle su toksititesi ve AOX emisyonları oluşumu seçilen işlem şartları ile ilintilidir.
Terbiye İşlemleri
Terbiye işlemleri sonrasında ağır metaller, tuz gibi maddeler de atık suda bulunmakta ve çevresel zarara neden olmaktadır. Bu kısımda enerji ve su tüketimi öne çıkmakta üzerinde önemle durulması ve optimizasyonun yapılması konusunda çalışılması gerekmektedir. Konfeksiyon aşamasına gelindiğinde enerji tüketimi ve atık oluşumu gözlenmekte ve paketleme için kullanılan kağıt, plastik gibi malzemelerin değerlendirilmesi gerekmektedir. Ürünlerin tüketiciye ulaştırılması sırasında enerji tüketimi söz konusu iken, tekstil ürünlerinin kullanımı sırasında enerji, su ve deterjanlar kullanılmaktadır. Kullanım ömrü bittiğinde ürünün ne olacağı da bu değerlendirme kapsamında önemlidir.
Yaşam döngüsü değerlendirmesi bir ürünün tüm yaşam döngüsü süresince çevreye verdiği etkileri analiz ederken ürün oluşturulması için kullanılan enerji, su, hammadde, yardımcı madde gibi girdilerinin optimum kullanımının sağlanmasını amaçlayan bir sistematik yaklaşımdır. Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi ile sınırlı olan doğal kaynakların etkin kullanımı, atık yönetimi, enerji verimliliği ve endüstrilerin çevre yüklerinin azaltılması konusunda farkındalık kazandırmaya yönelik çalışmalara bir çerçeve oluşturulmaktadır. Üretim ve tüketimin artması ile birlikte gündeme gelen sorunları çözmeye yardımcı olacak sürdürülebilir kalkınma realitesine hizmet etmektedir. Şu an gönüllülük esasına dayanmakla birlikte birçok ülke uygulamaları hızla artmaktadır. Yaşam Döngüsü Değerlendirmesinin tekstil işletmelerde kullanılması ile ekonomik, sosyal ve çevresel açıdan birçok fayda sağlayacağı açıktır.