Geçtiğimiz ay gerçekleştirilen ‘’Tekstillerin Sürdürülebilir Terbiyesi Konferansı’’nda yer alan delegeler, İsveç’in 2020 yılı başı itibariyle atıl tekstil ve giysi materyallerine yönelik genişletilmiş üretici yükümlülükleri (ERP)’ni duyuracaklarını öğrendiler, aynı konseptte 2025 yılı içinde Avrupa Birliği çapında ERP sistemlerinin benimsenmesinden hemen önce.
İsveç için bu gelişmeler halihazırda gelişmiş dijital ayrıştırıcı ve geri dönüşüm altyapısının kurulmasına kadarki süreci desteklerken aynı zamanda marka açısından değerlendirildiğinde H&M hem tedarikçiler tarafından döngüsellik talebine vurgu yapılmasında ve içsel atıkları minimum indirme noktasında sektörde öncü rolünü devam ettiriyor.
Yeni Elyaflar
İsveçli şirketler, ülkenin kağıt hamuru ve kağıt üretimindeki süregelen liderliğini dayanak noktasına alarak atık giyim materyalinden elde edilen yeni elyafların geliştirilmesinde de aktif rol oynamaktadır.
Buna karşın, ‘’Tekstillerin Sürdürülebilir Terbiyesi’’ konferansı’nda bu konsepte uygun sürdürülebilir yeni elyafların sağladığı çevresel kazanımların bütününün karşı karşıya kaldıkları ileri süreçlerde ve özellikle kaynak-yoğunluklu geleneksel boyama,apre ve terbiye ve dekorasyon işlemlerinde potansiyel olarak süreçten ayrıştırılabileceği konuşuldu.
TMAS üyeleri Baldwin Technology ve Coloreel, bu soruna yönelik çözüm önerileri geliştirdi.
TexCoat G4
Konferans esnasında, Baldwin'in Küresel İş Geliştirme Başkan Yardımcısı Rick Stanford TexCoat G4 temassız püskürtme teknolojisine değinerek bu sayede terbiye sürecinde önemli ölçüde sağladıkları su, kimya ve enerji tasarrufunun da altını çizdi. Uygulamada kumaş yüzeyine dengeli ve eşit miktarda kimya püskürtülür ve bu işlem gerektiğinde her iki kumaş yüzeyine de uygulanır.
‘’Müşteriler terbiye süreçlerinde banyo kontaminasyonu beklemezken, yine changeovers işleminde minimal üretim aksamasıyla, otomasyonlu kimyasal ve coverage seçeneğini de içeren ürün çıktı yönetim sistemiyle süreçleri kolaylaştırabilir.’’
TexCoat G4 ayrıca renk, kumaş veya kimya changeovers süreçlerinde israftan kaçarken kumaşın üzerinde sadece gereken miktarda kimyasal hacim uygulandığından, ıslak toplama seviyesi %50’ye kadar indirilebilir ve bu kazanım geleneksel terbiye işlemlerine kıyasla %50 daha az su ve enerji tüketimi anlamına gelir. Ek olarak, birkaç müşteri, ramöz-önü TexCoat Sprey ve back-coating işlemlerini seri olarak birleştiriyor. Bu işlem üretim süreçlerini iki aşamadan tek aşamaya indirerek hem kurutma tasarrufu hem de verimlilik açısından artış sağlıyor.
Anlık renklendirme
Coloreel'in CEO'su Mattias Nordin, talep üzerine bir tekstil ipliğinin yüksek kalitede ve anlık renklendirilmesi için gereken ve herhangi bir müdahale olmadan eldeki nakış tekniğiyle eşleştirilebilen şirketinin sağladığı teknolojilere de değindi. Bu özellik, ilk kez nakışta gölge ve gradyan gibi benzersiz efekt elde edilmesini sağlar.
Nordin, "Teknolojimiz artık ticarileştirildi ve işimizi küresel olarak büyütüyoruz" dedi ve ekledi,“Şirketin kuruluşu dışarıda milyonlarca çeşit iplik makarası olduğu varsayımına dayanırken birçoğunun aşınıp atıl hale geleceği ve kullanım süreleri uzadıkça gereken iplik boyama işleminin kolaylaşacağı ilkesini benimsemiştik. İşte bu noktaya vardık.’’
CMYK mürekkep sistemini dayanak noktasına alan Coloreel'in gelişmiş hızlı renklendirici yazılım tekniği ve yüksek hızlı tahrik teknolojisi, tek bir iğnenin kendisinden beklenen çok sayıda işlemi gerçekleştirmesini sağlar- ve çok daha tutarlı bir dikiş kalitesiyle. Ek olarak, mevcut iplik boyama tesisleri bir ipliğe tek bir düz renk ekleyebilir, ancak üretim sırasında şeffaf tabanlı ipliği anlık renklendirme işlemiyle. Coloreel, renk seçiminde sınırları ortadan kaldırarak benzersiz nakışlar yaratırken özgürlüğün doyumuna ulaşır. İplik hattı boyunca gereken renk değişimleri, düz bir renk seçiminden diğerine hızlı bir şekilde ya da yumuşak geçişler veya istenen renklendirme efekti sağlanarak kademeli olarak gerçekleştirilir. Bu işlem, sürdürülebilirliğe yönelik büyük kazanımlar sağlar Atık mürekkeplerde önemli bir azalma olur, su kullanımı en aza indirilir ve üretim hızları artar. Yerleşik teknoloji, kurulum ve tedarik sürelerinin kısalmasının yanında üretim miktarlarında önemli esneklik sağlarken, büyük iplik stoklarına olan ihtiyacı ortadan kaldırır.
Nordin, "Sistemimiz, müşterilerin daha önce hiç görülmemiş renk efektlerini denyimlemesine ve yeni bir verimlilik düzeyine ulaşmasına olanak tanıyor" dedi.
TMAS Genel Sekreteri Therese Premler-Andersson, “TMAS üyelerinin burada, İskandinavya'da tekstil tedarik zincirinin yeniden mühendisliğinde ortaya çıkabilecek tabloda öncü bir rol oynadığını görmek harika” dedi ve ekledi, ‘’Bu fikirler büyük hızla gelişme gösteriyor ve dünya çapına yayılacak. Sonuçta herkesin yararı gözetilecek şekilde daha döngüsel bir çevre ve sürdürülebilir konsepte uygun bir endüstriyi karşılayabiliriz.’’