Tüm dünyadaki çiftçiler, tekstil üreticileri ve perakendecilerle işbirliği kurarak daha temiz bir dünya için yola çıkan TextileExchange’in bu seneki durağı İstanbul’du. “Gelecek Şimdi” temasıyla 11 – 13 Kasım tarihleri arasında yapılan konferans Sanko, Nike ve Bossa Denim sponsorluğu ile Taksim The Marmara Oteli’nde uluslararası katılımcılarla gerçekleşti.
Tekstil endüstrisinin çevresel etkilerin ışığında yeniden yapılanması ve etkin küresel stratejilerin nasıl oluşturulması gerektiği gibi konuların işlendiği konferanslar ve workshopların olduğu etkinlikte; Dupont, Egedeniz, Esquel Group, Lenzing, OrtaAnadolu, Patagonia, Ege Giyim Sanayicileri Derneği, Topkapı, GAP Organik, Archroma, Bayer CropScience, DyStar, Ecotextile gibi birçok ulusal ve uluslararası firma stant açtı.
Etkinliğin açılış konuşmasında TextileExchange’den Heidi McCloskey, organik tekstil pazarının, hızla büyüdüğünü ve büyümeye devam ettiğini ve mutlaka tekstil endüstrisinin çevresel faktörleri gözeterek üretim yapmasının gerekliliğine vurgu yaptı.
“Pamuk en fazla kimyasala maruz kalan maddedir”
CottonConnect’in CEO’su Alison Ward, Tekstil Dünyası Dergisi’ne yaptığı özel açıklamada, pamuğun her ne kadar doğal bir madde olarak bilinse de günümüzde pamuğun en çok kimyasal işleme maruz kalan tarım ürünlerinden birisi olduğunu söyledi.
Ward; “Pamuk, günümüzde dünyanın en çok talep gören ham maddelerden birisi olmasına rağmen, ticari pamuk yetiştiriciliği birçok çevresel ve sağlıksal sorunu da içinde barındırmaktadır. Çevresel araştırmalar gösteriyor ki; içsel ve dışsal sentetik gübre kullanımı, toprağa katılan ekstra maddeler, tarlalara alan açmak adına ağaç kesimleri ve benzeri eylemler toprağa, havaya ve suya tamir edilmesi güç zararlar vermektedir” dedi.
Organik pamuk üretimin gezegenimiz ve geleceğimiz için bu kadar önemsediklerini; “Pamuk üretimi sırasında kullanılan ilaç ve kimyasallar dünya üzerinde böcek ilacı kullanımının %25’ini, tarım ilacı kullanımının %10’unu kapsamaktadır” diye özetleyen Ward, ekolojik pamuk üretiminin gelecekte çok önemli bir noktaya geleceğini ifade etti.
“Pamuk giysilerin nikotinidir”
Konferansta, küresel organik pamuk üretimini hakkında bir konuşma yapan Desso Akdeniz Satış Direktörü Scott Ralston, dergimize yaptığı açıklamada, dünyada gün geçtikçe ekolojik tekstilin öneminin anlaşıldığını belirtti. Ralston, “Genel kanıdan yola çıkıldığında sentetik ve diğer suni ipliklerle kıyaslandığında en zararsız dokuma malzemesi gibi görünen, yumuşak ve hava alan pamuklu giysiler hep bir adım öndedir” derken sözlerine “Ama pamuk bile sandığımız kadar masum ve doğal değil. Hatta pamuğu giysilerin nikotini olarak tanımlanıyor. Organik olmayan pamuğun ekiminde kullanılan böcek ilaçları toprağı ve suyu kirletmekle kalmıyor, her yıl yaklaşık 20 bin pamuk işçisinin ölümüne sebep oluyor. Görülüyor ki pamuk daha insan tenine değmeden çevreye ve insana zarar vermeye başlıyor. Bu yüzden de önde gelen pek çok tekstil firması organik pamuğa yönelme kararı aldı.”
“Tekstil sektörünün son zamanlarda artan oranlarla doğal ipliklere yöneliyor. Bunların arasında bambu kamışı, kayın ağacı ve hatta soyadan elde edilen iplikler var. Bütün bu gelişmeler ne kadar yeterli sorusu da aklılardaki diğer bir soru. Doğaya ve insan sağlığına duyarlı olan firmalar henüz bütün koleksiyonlarını organik kumaşlardan yapmıyor, kaldı ki koleksiyonlarındaki bazı parçaların tasarımı da buna müsaade etmiyor. Ve maalesef bazı tekstil firmalarının kendilerini doğa dostu gibi gösterip tamamen pazarlamaya yönelik taktiklerle satışlarını artırmalarına kolaylık sağlıyor. Bu noktada tüketicilere büyük bir iş düşüyor ve sektörün bilinçlenmesi ve bu konuya kalıcı ve büyük çaplı bir çözüm bulmaları için büyük çapta bir hareket gerçekleştirmeleri gerekiyor” dedi.
Kurtuluş sentetik biyolojide
İngiltere’nin önde gelen üniversitelerinden Saint Martin College’in Tekstil Araştırmaları Bölüm Başkanı Carole Collet ise, 2050 yılında dünya nüfusunun 9.6 milyara ulaşacağını ve artan nüfusla beraber küresel iklim değişimi, enerji krizleri, temiz su temini gibi problemlerin bizi beklediğini belirtti. Bu gibi sorunların önüne geçebilmek içinde, biyolojik ve organik bir devrim gerektiğini söyledi.
Bu devrimin de sentetik biyolojiden geçtiğini aktaran Collet, ”Sıfırdan yeni organizmalar üretme ya da var olan organizmaları değiştirmeyi amaçlayan, sentetik biyoloji ile yetiştirilecek bitkilere istenen amaçlara uygun biyolojik fonksiyonlar kazandırılması amaçlanıyor. Bu da artık iklim şartlarından etkilenmeyen, daha fazla ürün verebilen ve herhangi bir bitki hastalığına yakalanmayacak ürünler yetiştirileceği anlamına geliyor.”
Organik ürün pahalı değildir
Konferansa stant açarak katılan Topkapı İplik’in satış pazarlama sorumlusu Koray Duman, “Topkapı İplik’in, organik pahalıdır mantalitesini yıkmak için, ürün fiyatlarımızı uygun tutuyoruz. Bu da tüm üretimden dikime kadar ki tüm aşamalar bünyemizde gerçekleştiği için bütün maliyetleri kontrol altına alabiliyoruz ve kısa bir süre sonra organik tekstil ürünleri satan mağazalar açarak tüm Türkiye’ye yayılmak istiyoruz” dedi.
Etkinliğe konuşmacı olarak katılan Dystar’ın Ekoloji Çözümleri Departmanı Başkanı John Easton, Organik ürünlerin mutlaka ucuzlaması gerektiğini belirtti. Ayrıca konuşmasında organik tarım yapan çiftçilerin gübre ve ilaç yerine kullanabilecekleri çözümlerin de çeşitlendirilmesine vurgu yaptı.
Başından beri Textile Exchange’yi destekliyoruz
OrtaAnadolu Pazarlama Müdürü Ebru Özaydın, 2002’den beri TextileExchange’nin sponsoru olduğunu kaydetti. Uzun zamandan beri organik üretimi desteklediklerini söyleyen Özaydın “Organik tarım ürünleri, uzun vadede astım ve kanser gibi rahatsızlıklara neden olan ve toprağı, havayı, suyu ve besinlerimizi kirleten sentetik böcek ilaçlarına maruz kalmamıza engel olarak bizi ve ekosistemizi korur” dedikten sonra, pamuğun sürdürülebilirliğini sağlamak için başlatılan BCI’ya Türkiye’de öncülük ettiklerini ve bu bağlamda Kayseri ve Bahreyn fabrikalarında üretilen tüm ürünlerde %5 Better Cotton kullandıklarını belirtti.