Kaplan Ailesi tarafından kurulan Biska, 1972 yılında sektördeki yerini aldı. İlk olarak çırçır fabrikası ile Gaziantep’de üretim faaliyetlerini başlatan firma, Burhan Kaplan tarafından 1999 yılında 28.800 iğ ring iplik kapasitesi ile Biska Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş adıyla kurumsallaşarak üretime odaklandı. 30 yıllık geçmişi geride bırakan Biska Tekstil, 2010 yılına gelindiğinde ise, kurulan yeni kompakt tesisi yatırımı ile toplam da 62.400 iğ sayısını yakaladı. Günlük üretim bazında bakıldığında ise firmanın Ne 30 olarak 40 ton üretim yapma kapasitesi olduğu görülüyor. Gaziantep’teki fabrikası ile iç piyasa ve ihracata üretim yapan Biska, 250 kişilik çalışan kadrosu ile iplik üretiminde kaliteyi öne çıkarıyor.
Bölgenin önde gelen iplik üreticilerinden olan Biska, Ne8 – Ne80 numara aralığında penye, karde, penye kompakt ipliği, flamlı iplik, likralı iplik çeşitlerinde üretim yapıyor. Üretim skalası oldukça geniş olan firmanın ürünleri örgü ve dokuma sektörlerinde kullanılıyor.
Makine parkında yurtdışındaki köklü firmaların ürünlerine yer veren Biska, harman hallaç ve tarak grubunda Trützchler’i tercih ediyor. Bu grupta 4 adet yabancı elyaf ve PP ayırıcı makineyle çalışırken, 44 adette tarakla üretim sürecine hazırlanıyor. Biska Tekstil’in cer, penye grubu Rieter ve Trützschler marka cer, 3 adet vatka ve 28 adet penyözden oluşuyor. Bobin grubunda 20 adet Link Sclafhorst ve 20 adet Link Murata 21 C makinesi yer alırken, fitil ve ring grubunda ise, 13 adet Zinser RM670 otomatik nakliye sistemli fitil, 28.800 iğ kapasitesi ile Zinser RM350–351 ve 33.600 iğ üretim gücüyle Zinser 351 kompakt makineleri yer alıyor.
Kaliteli ve teknolojik makine parkuru ile üretim kapasitesini ve ihracat gücünü her dönem arttırmaya devam eden Biska Tekstil’in Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ramazan Kaplan’da şirket hakkında önemli bilgiler verdi. Pamuk üretim makinelerinin deneyim gerektiren süreçler sonunda hazırlanmış olması gerektiğini vurgulayan Kaplan; “Bu nedenle AR-GE çalışmalarını sağlam yürüten firmalarla çalışıyoruz, dolayısıyla makine parkımızı da yabancı ve köklü firmaların makineleri ile oluşturuyoruz” dedi. Kısa elyaf iplikçiliğinde makine üreticilerinin hepsinin yurtdışında olduğunu hatırlatan Kaplan; “Sektörün yüzde 100’ e yakını makine parkını yurtdışından ithal ediyor. Kısa elyaf üretim makineleri, çok tecrübe gerektiren, çok maliyetli ve AR-GE odaklı üretimlerdir. Bu yüzden yatırımlarımızda en son teknolojiyi kullanan köklü firmaların makinelerini tercih ediyoruz” ifadesini kullandı.
Hammadde ihtiyacının karşılanması konusunda da bilgi veren Kaplan, hammadde ihtiyaçlarını İzmir, Diyarbakır, Şanlıurfa bölgelerinden aldıklarını, ihracat için yapılan alımlarda ise Amerika ve Yunanistan’ı tercih ettiklerini vurguladı.
Devlet Teşviklere Devam Etmeli
Türkiye’de zaman zaman krizlerin olduğu süreçlerden geçildiğini hatırlatan Kaplan; “2007-2008 yıllarındaki ekonomik kriz ve düşük kurların da etkisiyle pamuk ipliği sektörü büyük darbe yemiştir” dedi. Bu dönemde birçok köklü fabrikanın üretime ara verdiğine ya da kapandığına işaret eden Kaplan; “Tekstil ülkesi Türkiye tekstil ithal eder hale gelmiştir” diye konuştu.
İthal ipliğe getirilen gümrük vergisiyle beraber sektörün yeniden toparlanmaya başladığını anlatan Kaplan sözlerini şöyle sürdürdü; “Toparlanmaya başlayan sektör yeni yatırımları da gündeme getirdi. 2010-2011 yılında yoğun bir yatırım yapıldı, iplik sektöründe üretim ve talepte artışlar yaşandı. Bunun devam etmesi için üretim sürecinin bütün oyuncuları üzerine düşeni yapmalı. Ayrıca iplik sektörünün gelişimi için, devlet tekstil sektörüne teşviklere devam etmeli, ithal iplik ve kumaşlara getirilen vergiler kalıcı olmalıdır.”
Biska, 2011 Yılında Tam Kapasite İle Çalıştı
2011 yılında ithal kumaşlara getirilen ek vergilerin, iplik sektörüne olumlu yansımaları olduğunun altını çizen Kaplan, bu dönemde işsizliğin azaldığını ve iplik üreticilerinin tam kapasite çalışmaya başladığını vurguladı.
2011 yılının kendileri içinde başarılı bir yıl olarak adlandırılabileceğini söyleyen Kaplan; “Tam kapasite çalışarak üretimimizin yüzde 75’ ini ihracat ağırlıklı çalışan örgü ve konfeksiyonculara, yüzde 25’ ini ise Avrupa ülkelerindeki firmalara sevk ettik” dedi. 2012 yılında da tam kapasite faaliyetlerine devam edeceklerini vurgulayan Kaplan, müşterilerin talepleri doğrultusunda sektörde yeni taleplerin gerçekleşmesini beklediklerini belirterek sözlerini tamamladı.