Avrupalı tekstil makine üreticileri, 2014 yılının ilk çeyrek sonuçlarını kamuoyu ile paylaşmaya başladılar. Bu raporlara göre yine büyük karlar elde eden Avrupalı tekstil makine üreticileri, bu başarılarını sahip oldukları teknoloji, kalite kadar da üyesi oldukları kuruluşların tanıtım çalışmalarına borçlu.
ACIMIT, VDMA, SwissMem gibi örgütler, üyelerinin tanıtımlarına büyük önem veriyor. Bunu en güzel göstergelerinden birisi ITMA ASIA + CITME 2014 oldu. Üyelerini tanıtmak için yoğun çaba içerisine giren örgütler, büyük tanıtım kampanyalarına imza attılar. Üretimde sürdürülebilirliği ve ekonomik büyümeyi temel ilke olarak benimsemiş olan bu örgütler Şanghay’da ziyaretçilere çok geniş bir çözüm yelpazesini sundular. Durum bu haldeyken Türkiye’den, Türk tekstil makinelerini temsil etmesi gereken kurum ve kuruluşlardan hiçbirisi Şanghay’da yer almadı. Andritz ve Picanol’un ilk çeyrek rakamlarına bakıldığında üretici örgütlerinin pazarlama ve satış başarıları daha net görülebiliyor.
Andritz Group
Nonwoven teknolojilerinin önde gelen üreticisi Andritz Group, 2014 yılı ilk çeyrek raporlarını kamuoyu ile paylaştı. Açıklanan rapora göre 2013’ün ilk çeyreğinde satışları 1.138.8 milyon euro olan Andritz, bu yıl aynı dönemde 1.219.5 milyon euro’ya ulaştı.
Rapora göre yükselen sipariş alımları, 2013 yılının ilk çeyreğine kıyasla yüzde 35.2 oranında arttı. 2013’ün ilk çeyreğinde 1.288.3 milyon euro olan satışlar, 2014’ün aynı döneminde 1.742.2 milyon euro olarak gerçekleşti. Ayrıca biriken siparişler ise 31 Mart 2014 itibariyle geçen yılın sonuna kıyasla artarak7.734.7 milyon euro oldu. Faiz vergi ve amortisman öncesi kar (FVAÖK) ise 48.6 milyon euro rakamına erişirken, Andritz’in kontrol gücü olmayan paylar hariç net geliri ise geçtiğimiz yılın en düşük referans rakamlarının çok üzerinde seyrederek 20.7 milyon euro rakamına erişti.
Picanol Group
Geliştirdiği dokuma makineleri ile küresel pazarın güçlü oyuncularından birisi olan Picanol Group, 2013 yılının istisnai biçimde güçlü olan ilk yarısındaki 146 milyon euro’ya kıyasla ve 2012 yılının ilk çeyreğindeki 107.05 milyon euro ile paralel olarak, 2014’ün aynı döneminde 111.79 milyon euro konsolide ciroya imza attı. 2014’ün ilk çeyreğinde, 2012 yılına paralel bir ciro gerçekleştiren Picanol, değişken dünya ekonomisi içerisinde ihracatta yönelik faaliyetlerini arttırma kararı aldı. Tekstil pazarının doğası nedeni ile sıkı maliyet kontrolünün hala önem taşıdığı günümüzde Picanol, uluslararası pazardaki yatırımlarına hız verdi.
Dokuma makinelerini alanında 2014 yılının ilk çeyreğinde küresel bir yavaşlama olmasına rağmen şirket üretim politikasını verimlilik ve kalite üzerine kuran Picanol, yapılması hedeflenen yatırımlarına devam etme kararı aldı. 2013 yılında Belçika Ypres’te 17,5 milyon euroluk bir proje başlatan Picanol, kuracağı bu yeni tesisi 2014’ün ikinci yarısında tamamlamayı planlıyor.
Picanol Fark Yaratıyor
Konu ile ilgili açıklama yapan Picanol CEO’su Chris Dewulf, şirket olarak sürekli yenilik peşinde olduklarını söyledi. Özellikle enerji, zaman, malzeme kalitesi, makinenin işlevi ve pazar alanları konusunda ciddi çalışmalar içinde olduklarını dile getiren Dewulf, bu alanlarda başarılı olmanın sonucunda firmanın tercih edilir olmasının kaçınılmaz olduğunu ifade ederek “Küresel alanda faaliyet gösteren tüm ülkeler bu beş adımı her teknolojide tercih etmeye devam ediyor. Ancak en çok dikkat edilen konu tabi ki enerji maliyetlerinin düşürülmesine yönelik atılan adımlar. Biz de bu yönde fark yaratmaya devam ediyoruz. Daha az enerji kullanımı sonucu firmaların karlılık oranını arttırıyoruz. Ayrıca makinenin sorunsuz kullanımı firmaların üretim sürecine olumlu katkı sağlayan en önemli başlıklar arasında yer alıyor. Makinede yer alan bütün aksamların elektronik oluşu bireysel zaman kayıplarının da önüne geçiyor” dedi.
Şu anda dokuma makinelerinde küresel bir yavaşlama olmasına rağmen dünya pazarında çevreci, maliyet düşürücü ve verimliliği yüksek olan makinelere olan talebin sürekli arttığını belirten Dewulf, Picanol’un dokuma makinelerinin bu bağlamda her zaman enerji tasarrufu sağlayan yeni teknolojiler içerdiğini de ifade etti.
Türkiye’de 1940’lı yıllardan beri tekstil sektörünün içerisinde olan Anadolu İplik ve Tekstil Fabrikaları A.Ş., son gelişmeleri yakından takip ederek yatırımlarına devam ediyor. İplik üretimi ve ticareti üzerine uzmanlaşan Anadolu İplik, 2003 yılından beri Tekirdağ Çerkezköy ilçesindeki üretim tesislerinde son teknoloji makineler ile pamuk ipliği üretiyor.
Anadolu İplik, tekstil sektörünün her geçen gün artan hammadde ihtiyacını ülke içinde üreterek, Türkiye’de şu an tek olan polemerizasyon yatırımı, aramamul olarak dışa bağımlılığı yüksek POY üretim hattını ve naylon iplik üretim tesislerini hayata geçirdi. Konuyla ilgili bir toplantı gerçekleştiren Anadolu İplik Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Uzun, yeni tesisleri hakkında bilgi verdi.
Avrupa’nın En Modern Tesisleri
Uzun, 80 bin metrekare arazi içerisinde 55 bin metrekare kapalı alana sahip olan fabrikalarında; daha önce yurt dışından ithal edilen Türkiye’nin tek naylon cips üretimini de gerçekleştirdiklerini ifade etti. Türkiye’de iplik sektörünün iş gücü yüksek bir pazar olduğunu belirterek, yeni yapılan Çerkezköy’deki fabrikalarında 600 kişiyi istihdam ettiklerini belirten Uzun, fabrikayı yaparken hiçbir şekilde teşvik almadıklarını ve bu yatırımla iplikte dışa bağımlılığı azaltan Anadolu İplik’in, naylon iplikte hammadde, ara mamul ve nihai ürün üretim kapasitesi yıllık 70 bin tona, pamukta ise 13 bin tona ulaştığını sözlerine ekleyerek, Türkiye’nin iplikte ve tekstilde dışa bağımlılığını azaltmak için büyük üretim yatırımı yaptıklarını söyledi.
Tuncay Uzun, “Şu anda Avrupa’nın en modern teknolojisine sahip firmasıyız. Bize en yakın teknolojisi olan üretim tesisinden bile 7 yıl öndeyiz. Ayrıca Çin’in bile kısa sürede üretemeyeceği çeşitlilikte iplik üretiyoruz. Bu durum özellikle ihracatta büyük bir avantaj sağlıyor. Anadolu İplik; Çin ve Hindistan gibi büyük ihracatçı ülkelerden sadece fiyata dayalı kısır rekabetten ayrışıyor. Türkiye’nin iplik ihracatına kalite ve değer katıyor” dedi.
Amacımız: Ürettiğimizin Yarısını İhraç Etmek
Türkiye’nin tekstil ihracatının geçen yıl yüzde 7-8 arttığına dikkat çeken Uzun, büyümede ipliğin rolünün de çok önemli olduğunu vurguladı. Uzun, “Anadolu İplik, bugün özellikle naylon iplikte her çeşitlilikte iplik üreterek; aktif spor giyimden çoraba, iç giyimden penyeye, halıya kadar her tekstil grubuna ürün sunuyor. Daha önce ithal edilen cips gibi hammaddeleri de kendi bünyemizde üreterek hızlı, kaliteli ve entegre üretimi tamamlamış oluyoruz. Amacımız; hammadde, yarı mamul ve naylon iplik üretimimizin yüzde 50’sini ihraç etmek. Şu andaki mevcut kapasitemizle Türkiye’nin ithal ettiği polyamid cipsin yüzde 25’ini karşıladıklarını belirten Uzun, bu da yaklaşık 75 milyon dolara eşdeğer” dedi.
Ürettikleri polyamid cipsi pazarlamak için Avrupa Birliği ülkelerinde ve Uzakdoğu’da satın alma ofisleri açtıklarını belirten Uzun, 4 yıl boyunca dünyadaki benzer tesisleri yerinde incelediğini belirtti. Uzun izlenimlerini “Piyasa araştırması için dünyada birçok fabrika gezdim. Ben gezdiğim dönemde batıda büyük bir karamsarlık varken, doğu ise aksine yatırım yapıyordu. Avrupalılar bu işi beceremeyeceğimizi düşünmemeleri bizi kamçıladı” şeklinde aktarırken, 2 ay gibi kısa bir süre önce üretime geçmelerine rağmenpiyasadan büyük ilgi ile karşılaştıklarını belirtti.
Stratejik Hammadde
Polyamid cipsin son derece stratejik bir tekstil hammaddesi olduğunu belirten Uzun, özellikle teknik tekstil alanında beyaz eşya üretiminden gıda paketleme sanayisine kadar birçok yerde kullanıldığını ifade etti. Uzun polyamid cipsin üretim prosesini ise “Polyamid cipsten polyamid elyaf ve devamlı iplik üretimi, polyester cipsten elyaf ve devamlı iplik üretimine benzer. Sadece filament çekme işlemi polyesterde sıcak, polyamidte ise soğuktur. Naylon 6 iplik üretimi için önce polyamid cips ekstruderlerde 270 derece sıcaklıkta eritilir, sonra yüksek basınç altında düzelerden dışarı basılır ve hava akımı ile soğutularak bobinaj dairesine geçirilir. Burada statik elektriklenmeyi önlemek ve fiziksel bünyeyi olgunlaştırmak için preperasyon elastikiyet ile mukavemet özelliklerini de alabilmesi için de soğuk çekime tabi tutulur, daha sonra kopslara sarılır ve satışa hazır hale getirilir” şeklinde anlattı.
Uzakdoğu’da üretim tesisleri açmayı planladıklarını belirten Uzun, bunun için Sri Lanka’yı belirlediklerini söyledi. Sri Lanka’yı seçme nedenlerinin diğer Uzakdoğu ülkelerine nazaran daha sistemli bir yapısının olduğunu ve bölge coğrafyasında gittikçe önem kazandığını belirtti. “Sri Lanka’da iplik üreterek bölge ülkelere satacağız. Sri Lanka’nın seçmemizdeki diğer bir etkende daha rahat kalifiye eleman bulabiliyor olmamız” diyen Uzun, “Anadolu İplik olarak, ürün kalitesini geliştirmeye ve inovasyona yönelik Ar-Ge çalışmalarına büyük önem veriyoruz ve her geçen yıl Ar-Ge yatırımlarımızı arttırıyoruz. Bu birikimimizi Uzakdoğu’ya da taşıyacağız” dedi.
