İstanbul’un üç önemli tekstil ve konfeksiyon merkezi Merter, Laleli ve Osmanbey, 2012 yılında yine yoğun rekabete sahne oldu. Hem tarihi ve turistik dokusu hem de sektörün önemli marka yüzlerini tercih ettiği Osmanbey, markalaşma yolunda önemli adımlar attı. 2012 yılının ilk yarısı geride kalırken, Osmanbey ekonomik faaliyetlerinde 2011 yılındaki ihracat gücünü korumayı başardı. Türk tekstil ve konfeksiyon sektörünün yanı sıra Osmanbey’deki iş adamları da bu dönemde; Avrupa’da süren finansal kriz nedeniyle daralan batı piyasalarıyla, Arap baharı olarak tanımlanan ve Arap ve Ortadoğu ülkelerine ihracatı olumsuz etkileyen olaylarla mücadele etmek zorunda kaldı.
Osmanbey Tekstilci İşadamları Derneği (OTİAD) Başkanı Ali Ulvi Orhan, Osmanbey’in 2012 yılının ilk 6 ayında elde ettiği verilerin, geçtiğimiz yıl elde edilen rakamlarla hemen hemen aynı düzeyde olduğunu söyledi. İhracatta yüzde 2 oranında bir düşüş görüldüğünü belirten Orhan, tekstil sektörünün bu dönemde bir ivme oluşturamamasının nedenleri olarak; Komşu ülkelerdeki problemleri, İran’da ki devalüasyon, Arap baharı ve Euro bölgesindeki krizi belirtti.
Türkiye ihracatının genel tablosundaki düşmeye paralel olarak Osmanbey’in ihracatında çok az bir düşme yaşandığını vurgulayan Orhan, Türk tekstil sektörünü etkileyen faktörlerin piyasalara yansıdığına işaret etti. Orhan sektörün ihracatıyla ilgili şu rakamları açıkladı; “2011 yılında 16.186.506.000 Dolarlık hazırgiyim ihracatı ve 7.953.651.000 Dolarlık tekstil ihracatı gerçekleşmişti. 2011 yılının ilk 6 ayında 8.152.933.000 Dolarlık hazırgiyim ihracatına karşılık 2012’nin aynı döneminde 7.975.699.000 Dolarlık ihracat yapıldı. 2011’in Ocak-Haziran döneminde 4.095.786.000 Dolarlık ihracata karşılık 2012’nin ilk 6 ayında 3.928.491.000 Dolarlık ihracat yapıldı.”
İthal Kumaşa Ek Vergi Sıkıntı Yarattı
2012 yılında ithalatın, ihracata oranla daha fazla düştüğünün altını çizen Ali Ulvi Orhan, bunun aynı zamanda Osmanbey piyasasındaki satışı azalttığını ve satışların artmasını da engellediğini belirtti. Orhan bu dönemde tekstil ithalatının yüzde 25.8, konfeksiyon ithalatının ise yüzde 22.9 oranında düştüğünü hatırlattı.
İçinde bulunduğumuz dönemde sektörün en büyük sıkıntıyı ithal kumaşa getirilen ek vergi konusunda yaşadığını söyleyen Orhan, bunun yanı sıra, komşu ülkelerdeki sıkıntıların, İran’da yaşanan devalüasyonun ve geçen yıl kışın çok sert geçmesi ve yazın geç gelmesi gibi mevsimsel faktörlerin de önemli olduğunu belirtti.
2012 yılının tümünü ele aldığımızda ise, 2012 yılının 2011 yılı ile aynı paralelde kapanacağını düşündüklerini açıklayan Orhan; “Ancak 2013 yılında yukarıda saymış olduğum negatif etkenlerin sona ermesiyle birlikte yüksek bir ivme kazanacağımıza inanıyorum.” diye konuştu.
Osmanbey Hedef Pazarlarını Genişletmeli
Osmanbey’de satış ve merkez ofisleri bulunan tekstil ve konfeksiyon markalarının yoğun bir ihracat ağına sahip olduklarını dile getiren Ali Ulvi Orhan, bu markaların 3-4 saatlik uçak mesafesi ile 85 ülkeye satış gerçekleştirdiklerini vurguladı. Orhan sözlerini şöyle sürdürdü; “Buna rağmen yine de ülke çeşitliliğinin arttırılması gerekiyor. Afrika ve Çin dahil Asya ülkelerine, daha fazla mal satmak gerekiyor. Sadece belli başlı ülkelere değil, kıta Afrikası gibi yerlere de ihracat yapmak lazım. Hindistan ve Çin’de hem Osmanbey’deki hem de Türkiye genelindeki tekstilcilerin girmesi gereken pazarlar olduğunu görüyoruz.”
Osmanbey’i Bir Moda Markası Yaptık
Tarihi ve turistik değerinin yanı sıra tekstil, konfeksiyon ve moda segmentleriyle birlikte Osmanbey’in markalaşma ve farklılaşma sürecinde olduğunu söyleyen Ali Ulvi Orhan, bu nedenle bölgenin tanıtımı için yoğun çaba harcadıklarını açıkladı. 2013 yılında Osmanbey’e özgü bir fuar ve gelenekselleşecek bir moda festivali yapacaklarını dile getiren Orhan; “Bu festivale yurt dışından birçok alıcının katılımını sağlayacağız. Bu vesileyle hem Osmanbey’in hem de Türkiye’nin tanıtımına, ekonomisine ve ihracatına büyük bir katkı sağlanacak” dedi.
Osmanbey’in yeni imajını ve nasıl bir moda markası olacağı konusunun gündemlerinde ön sıralarda yer aldığını vurgulayan Orhan, OTIAD adına ‘Osmanbey’ markasının tescilini yaptırdıklarını açıkladı. Orhan; “Yaklaşık 40 yılı aşan bir süreç içinde Osmanbey, dünyada eşi benzeri olmayan bir lokal ve açık fuar olma özelliğiyle, kendi markasıyla hızlı üretim ve teslime dayanan ticaret modeliyle, 90 ülkeyi aşan ticari ilişkisiyle artık kesinlikle ulusal ve uluslararası bir marka olmuştur” şeklinde konuştu.
Orhan, Osmanbey’in imajının yükseltilmesi sürecinde, buradaki işadamlarının yurtdışında mağaza ve showroom açmalarının da önemli olduğunu savundu. Türk konfeksiyon sektörünün Batı’nın yanı sıra Asya ve Afrika’ya açılarak küresel pazarda hak ettiği yere doğru hızla ilerlediğini dile getiren Orhan, bu alanda çaba gösteren diğer kurum ve kuruluşlarla işbirliği içinde olacaklarını sözlerine ekledi.
