On yıl önce 1.5 milyar dolar seviyesinde olan, ancak şimdilerde 400 milyon dolar civarında gerçekleşen ABD’ye tekstil ihracatında eski günlere dönüş için harekete geçildi. Özellikle doların değer kazanması, Türk tekstilini ABD pazarında cazip hale getirdi. ABD’li tüketici için Türk tekstili ucuzlamış oldu. Ayrıca, Avrupalı tekstil markalarının ABD’de mağazalar açması ve bu markaların kullandığı Made in Turkey etiketli ürünler Türk tekstilinin kalitesi için ‘kendiliğinden’ reklam etkisi yarattı.
ABD’de doğan ilgiyi değerlendirmek isteyen Türk tekstilciler, İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği’nin (İTHİB) Türk tekstil sektörünün geleceğine ışık tutmak için Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) ile birlikte düzenlendiği Ortak Akıl Toplantısında, ABD pazarındaki etkilerini arttırmak için bir araya geldi. Toplantıda, ABD’ye ihracatı artırmak, eski seviyelerine taşımak için bir yol haritası çizmek üzere çalışma komitesi oluşturularak, öncelikle daha önceden bu ülkeye ihracat yapan şirketlerin ve mümessil firmaların yetkilileriyle bir araya gelip fikir alışverişinde bulunmaya başlaması kararlaştırıldı.
Amerika’ya Çıkartma Yapacağız
TGSD Başkanı Şeref Fayat, nasıl bir pazarlama yöntemi izlersek, ABD’den yeniden eskisi gibi kabul görebiliriz sorununa yanıt aradıklarını söyleyerek, ABD’de mağaza açmaya başlayan Zara’nın da için de yer aldığı Inditex Grubu, H&M ve Marks&Spencer gibi markaların ürünleri arasında pek çok Türk etiketli ürünlerin yer aldığına dikkat çekerek sözlerine şöyle devam etti: “Amerikalı alıcılar, Avrupalı mağazalarda rastladıkları ‘Made in Turkey’ etiketi nedeniyle heyecanlandılar. Gördüler ki, moda olan ve çok satan ürünler Türkiye’de üretiliyor. Bu doğal olarak etiketin kendiliğinden yaptığı bir reklam oldu. Biz bu konuda hiç çalışmaya başlamadan bile ünlü Amerikan tekstil grubu Ann Taylor, Türkiye’ye bir heyet gönderdi ve bu heyet çeşitli firmalarla görüşmeler yaptı. Hatta giderken de Türk malını denemek için yüksek miktarda sipariş verdi” dedi.
Sonbaharda Amerika’ya ürünlerini tanıtmak için çıkarma yapacaklarını ifade eden Fayat, Türkiye’nin hazırgiyim toplam ihracatındaki ABD’nin payı yüzde 2. ABD’nin toplam hazırgiyim ithalatındaki Türkiye’nin değeri ise yüzde 0,5. Bu komik bir rakam. Neredeyse Avrupa kadar alışveriş yapan tek bir ülke var. Ama Avrupa’ya sattığımızın 10’da birini ancak satabiliyoruz. Biz en azından 2005’te ulaştığımız seviyeyi yakalamak istiyoruz. Hedefimiz 2017 sonunda yeniden 1,5 milyar dolarlık ihracatı gerçekleştirmek” dedi.
Kendimizi İyi Anlatmalıyız
İTHİB Başkanı İsmail Gülle’de ABD’ye ihracat konusunda Türkiye’nin avantajları olduğunu, ancak yine de girmenin çok kolay olmayacağını belirterek, tüm dünyada Türk kumaşının kalitesini bilindiğini ifade ederek, hazırgiyimde ise yüzde 30’a yakın verginin sektörü zorladığını söyledi. Konu ile ilgili olarak cumhurbaşkanı ve başbakanla irtibata geçerek, önlerinde çok önemli bir fırsatın olduğunu belirttiğini ifade eden Gülle, “Kaliteli ürün ve hızlı tedarikle pazarda kendimize avantaj oluşturabiliriz. İşte bu noktada kendimizi iyi anlatabilmenin yollarını bulmalıyız” dedi.
İş Modellerini İyi Analiz Etmeliyiz
Euratex Başkan Yardımcısı Ruşen Çetin de, ABD’de Türk tekstiline yönelik pozitif bir havanın olduğuna dikkat çekerek, buna örnek olarak Türk mümessil firmaların kapsının Amerikalı alım heyetleri tarafından şu sıralar sık sık çalınmasını örnek gösterdi. Sektörün önünü açmak için ABD’yle uzun yıllar iş yapmış firmalarla temasa geçilmesi gerektiğini belirten Çetin, Avrupa ile ABD’nin iş yapma modelleri arasındaki farkların iyi analiz edilmesi gerektiğini söyledi.
Euro Bölgesinin Dışına Çıkmalıyız
ABD pazarına yönelik çalışmalar yürüten diğer bir kuruluş da Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği. Bu kapsamda ABD’de Türk Ticaret Merkezi kurma çalışmalarına başladıklarını ifade eden, birlik başkanı Emre Kızılgüneşler, Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği'nin Olağan Mali Genel Kurul Toplantısı'nda sektörün en fazla ihracatı AB ülkelerine yaptığına işaret ederek, dolar karşısında değer kaybeden euronun sektörde ihracat değeri kaybına neden olacağını, bu yüzden AB dışında alternatif pazarlara yönelmeleri gerektiğini belirtti. Kızılgüneşler, hazır giyim ihracatçılarına Euro Bölgesi dışına daha aktif ihracat yapmalarını tavsiye ederek, "En büyük ihracat pazarımız olan AB ülkelerinde halen tam olarak büyüme trendine giremeyen ekonomiler ve dolar karşısında değer kaybeden avro, önümüzdeki dönemin en büyük sorunları olarak görünüyor" dedi.
Hazır giyim ihracatçılarının pazar çeşitlendirme konusunda daha fazla çaba sarf etmesi gerektiğini vurgulayan Kızılgüneşler, "Özellikle ülkemizden Euro Bölgesi dışına yaptığımız ihracatı artırmalıyız. Aynı zamanda sektörümüzün geleceği tasarım odaklı ve tüm firmalarımızın koleksiyon hazırlama kapasitesini yükseltmesi gerektiğini de unutmamalıyız" diye konuştu.
Türk Ticaret Merkezleri
Emre Kızılgüneşler, Ekonomi Bakanlığı'nın yurtdışı pazarlarda Türk ihracatçısının gücünü artırmak için sürekli açık kalacak "Türk Ticaret Merkezleri" kurulmasını teşvik ettiğini anımsatarak, "Sektörümüzle ilgili Türk Ticaret Merkezleri kurulabilmesi amacıyla vakit kaybetmeden çalışmaya başladık. Başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere alternatif pazarlara yoğunlaştık" ifadelerini kullandı. ABD'de açmayı hedefledikleri Türk Ticaret Merkezi ile Avrupa Birliği dışındaki pazarlarda da güçlenmeyi hedeflediklerini aktaran Kızılgüneşler, hazır giyim sektörünün geçen yıl Türkiye genelinde 19 milyar dolar ihracata imza attığını hatırlattı.
