Her Sene Yüzde 10 Büyüme İle, 2023’te 20 Milyar Dolar İhracat
Sürekli gelişen tekstil sektörünün Türkiye için önemli bir sanayi dalı olduğuna işaret eden Gülle, 2005 yılından sonra bazı kesimlerin tekstili ikinci plana itmeye çalıştığını hatırlattı. “Türkiye’de tekstil üretimi yapılmasın, bu iş Çin’e bırakılsın gibi konuşmalar yapıldı” diyen Gülle; “2009 yılından sonra krizden kurtulmak için tek yolun üretim olduğunu anlayan firma sahipleri, bu düşüncede olanlara önemli bir ders verdi” dedi. Son açıklanan teşvik programı kapsamında, tekstilin stratejik sektörler arasında yer almamasını eleştiren Gülle, sözlerine şöyle devam etti; “Türkiye’deki yatırımların büyük çoğunluğu hep batı kesiminde yer alıyor. Hükümetimizde üretim alanlarının, işsizlik gibi sıkıntıların yoğun olduğu Doğu Bölgesine kaymasını hedefliyor. Bir süre önce çıkan taşınma teşviğinin içinin boş olması sebebiyle bu gerçekleşmedi. Verilen bir şey olmayınca fabrikalar o bölgelere gitmedi. Bugünde tekstilin stratejik başlıklar altında yer almaması önemli değil. Biz şimdiki kapasitemizi kullansak bile üretimimiz üst noktalara çıkacak. Cumhuriyetimizin 100. yılına yönelik koyduğumuz hedefe de bu şekilde ulaşabiliriz. Her sene yüzde 10’luk artış bizi hedefe ulaştıracak.”
Hükümetin ekonomik anlamda yavaş adımlar atmaya başlamasını değerlendiren Gülle, iç piyasada yaşanan yavaşlamanın üretimi aksattığını vurguladı. Küresel alanda yaşanan krizin ihracat rakamlarına etki ettiğini açıklayan Gülle; “Tüm yaşanan bu sıkıntılara rağmen, ihracatı değer bazında geçen yıl ki rakamları tutturacağız. İhracat miktarında ise geçen senenin üzerine çıkacağız. Geçen sene pahalı olan üretim bu sene biraz daha ucuzladı. Bu nedenle böyle bir değer-miktar sonucu ortaya çıktı” dedi.
Textil Dünyası Dergisi’nde Eylül sayısında yayımlanan Türk tekstil sektörü ve yatırımlar-teşvikler dosya çalışmasına da değinen İsmail Gülle, 2007-2008 yılındaki krizden sonra Türk tekstilinin önemli bir ivme kazandığını ifade etti. 2011 yılına göre 2012’de teşvik belgesinde yaşanan yüzde 40’lık düşüşün, gerileme anlamına gelmediğini belirten Gülle; “Milyar dolarlık yatırımlar yaşanan krizlerden sonra tekrar pozitif yönlü bir hareketin habercisi olarak tanımlanabilir. Tabi ki bunlar yatırım teşvik belgesi olduğu için hangi oranda gerçekleştiği bilinemiyor. Ama bizim takip ettiğimiz kadarıyla özellikle son dönemde ciddi bir dokuma yatırım, bir miktar da iplik yatırımı oldu. Diğer alanlarda da makine alımı devam etti” şeklinde konuştu.
Pazarı Çeşitlendirerek İhracatı Koruduk
Yatırımların hızla devam etmesinin ülke açısından önemli bir kazanç olduğuna söyleyen Gülle, kriz döneminde pazar çeşitlenmesine giderek çözüm aradıklarını dile getirdi. Genel olarak Ortadoğu ile ilgili pazarlarda sorun yaşandığını ve Arap Baharı’nın sektörü olumsuz etkilediğini savunan Gülle, Pazar çeşitlenmesi ile ilgili şunları aktardı; “Örneğin Amerika geçmişte kaybettiğimiz bir pazardı, ancak tekrar kazandık. Bu ülke ile kur farkından dolayı yaşanan sıkıntı çözüldü. Geçmişte Uzak Doğu’ya hiç ihracatımız yoktu. Bugün Çin’e 180 milyon dolara yakın mal satıyoruz. Türki Cumhuriyetler’e satışlarımız yoğunlaştı. Bunun dışında sektör olarak Latin Amerika’ya hiç satışımız yoktu. Bu bölgedeki ülkelerde ciddi ticari heyetlerle girişimlerimiz oluyor. Güney Amerika’da önemli bir talep olmasına rağmen üretim sıkıntısı yaşanıyor. Biz kaliteli üretimimizle orada yer almaya çalışıyoruz Özellikle Kolombiya, Güney Amerika pazarına girmek için önemli bir kapı. Brezilya önemli bir bölge olarak öne çıkıyor. Ciddi bir talep artışı gözlemliyoruz. Son dönemde bu ülke ile olan ticaretimiz önem kazandı. 200 milyon dolara yakın iplik satmaya başladık.”
Okunma : 2826